FETÖ’nün 15 Temmuz’daki kanlı darbe girişimi sonrası yaşanan tasfiyelerin ardından kamuda, boşaltılan yerlerde yeni cemaat ve dini örgütlenmeler palazlanmaya konuşulmaya başladı. İktidar ve FETÖ’nün devletin bölüşümündeki kavga ülkeyi darbenin eşiğine getirdi. Hala devletten ve kurumlardan FETÖ’cüleri temizlemeye çalışıyoruz. FETÖ’den boşaltılan yerler yeni cemaat ve tarikatlar tarafından doldurulmaya başladığı haberleri, her geçen gün katlanarak büyüyor. Maalesef bunlara müdahale edilmiyor.
Devletin hemen her kurumuna yerleştirilen cemaat üyeleri, 15 Temmuz 2016’da yaşanan DARBE GİRİŞİMİ’nin ardından kurumlardan hala temizlenmedi.  FETÖ’den boşalan kadroları doldurmak için yeni cemaatler ve vakıfların mantar gibi çoğalmaya başladığı, son zamanlarda eğitimin vakıflara teslim edildiği her geçen gün yükselen sesle ifade ediliyor. Yetkililerden çıt çıkmıyor. Herkes yoluna devam ediyor. Birgün Gazetesi’nin haberine göre de, Gülen Cemaati’nin tasfiyesiyle güçlenerek etki alanını genişleten tarikat, cemaat ve vakıfların kamu kuruluşlarındaki yapılanmalarına göz yummamız, ister istemez, yeni 15 - 16 Temmuz’ları akla getiriyor. Günümüzde 50’ye yakın cemaat ve vakıflar, devlet dairelerinde cirit atmaya başladı SÜLEYMANCILAR, MENZİLCİLER VE İSMAİL AĞA CEMAATİ TARİKATLARI bunların başında geliyor. ** İKİ ÖNEMLİ VAKIF VE CEMAAT! MEB’lığının arka bahçesi olarak anılan, AK Parti’nin öğrencileri “emanet ettiği” bir diğer vakıf ise Türkiye Gençlik Vakfı (TÜGVA). AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın kurucusu olduğu vakıf, ilkokullardan üniversitelere kadar geniş bir zeminde varlık gösteriyor. MEB’İN ARKA BAHÇESİ, İLİM YAYMA CEMİYETİ VE BİRLİK VAKFI
MEB, Ensar’a olduğu gibi İlim Yayma Cemiyeti ve Birlik Vakfı’na da e-yaygın sistemdeki öğretim programlarını kullanarak her düzeyde öğrenciye yönelik sosyal, kültürel, sportif, mesleki ve teknik kurslar düzenleme olanağı verdi. İlim Yayma Cemiyeti’nin başta İstanbul ve Bursa olmak üzere toplam 142, Birlik Vakfı’nın ise ülke genelinde 200’e yakın öğrenci yurdu bulunuyor. Görüldüğü gibi FETÖ olaylarından hiç ders almamışa benziyoruz. Hükümete yapılan en büyük tenkitlerden biriside budur. Devletimizi temsil edenler yaşanan FETÖ olaylarından ders almazsa, kimden ders alacaklar? CUMHURİYET HÜKÜMETİMİZİN, CUMHURBAŞKANIMIZIN ayakta kalması, Dini ve Siyaseti bu cemaatlerden uzaklaştırmasıyla, temizlemesiyle mümkündür. Her birinin hedefi, DEVLETİ ELE GEÇİRMEK OLAN BU CEMAAT VE VAKIFLARI hükümet kontrol altına alamazsa, sonuç ne olur? ONUDA HEPİMİZ, ÜZÜLEREK GÖRÜRÜZ.
**
NAZİLLİ, UZUN YAŞAMI’DA KAPTIRDI! Ülkemizde Nazilli Uzun Yaşam Merkezi olarak bilinirken, menderes havzasındaki kanser ölümleri Nazilli’yi, Uzun Yaşam Merkezi olmaktan çıkardı. Türkiye’nin yeni uzun yaşam merkezi Sinop oldu. Yaşlı nüfus oranının en yüksek olduğu İl, 2018 yılında yüzde 18,3 ile Sinop oldu. Bu ili yüzde 17,1 ile Kastamonu, yüzde 15,7 ile Artvin izledi. Hepsi de Karadeniz illeri. Yaşlı nüfus oranının en düşük olduğu iller ise yüzde 3,2 ile Şırnak ve Hakkari oldu.  Bu illeri yüzde 3,8 ile Van ve Şanlıurfa izledi. Ülkemizde, 100 yaş üzeri kişi sayısı 5 bin 202 e ulaşmış.. 
Yaşlı nüfusun yüzde 0,1'ini oluşturan 100 yaş ve üzerindeki yaşlı kişi sayısı, 2018 yılında 5 bin 202 oldu. Bu oran geçmiş yıllarda Aydın’da yüzde 5, Nazilli’de yüzde 8’di. Türkiye'de 100 yaşın üzerinde en fazla yaşlıya sahip ilk üç il sırasıyla 701 kişi ile İSTANBUL, 272 kişi ile GİRESUN ve 263 kişi ile ANKARA aldı. ** HDP HEM AYAĞINA, HEM MİLLETE SIKIYOR! İstediğin kadar demokratım de, istediğin kadar İnsan haklarından bahset. Hiçbir demokrasi kendi ayağına kursun sıkmaya izin vermez. Bunları kendimize örnek aldığımız, çağdaş, gelişmiş ülkelerde asla göremeyiz. Türkiye’de hiçbir siyasi parti DÜŞMANIMIN DÜŞMANI DOSTUMDUR siyaseti yapamaz. Buna hakkı da yoktur. Ülkenin menfaati her şeyin üstündedir arkadaş. MİLLİ BİRLİK BUNU GEREKTİRİR. Yurt içinde bu kadar ayrışmak. Her konuda siz biz demek milletimizi iç savaşa götürür. O zaman ayıklayın pirincin taşını olur iş işten çoktan geçmiş olur. Amerika, 1915 olayları için soykırım tasarısını temsilciler meclisi oy birliği ile kabul ediyor. Türkiye’yi dünyanın önünde büyük bir suçla itham ediyor. Zaten Amerika’da, İngiltere’de, Fransa’da, Türkiye ne zaman istediğini yapmazsa bunları hep yapıyorlar. TBMM, Amerika’nın bu kararını meclise getiriyor. Böyle bir karar aldığı için Amerika’yı oy birliği ile kınıyor. Tasarıyı kabul ediyor. Ne var ki meclisteki HDP grubu bu kınamaya olumlu oy vermiyor. Bu davranışın bir anlamı yıkılsın bu ülke, batsın bu Türkiye demektir. Bunu ülkemizin hiçbir insanı içine sindiremez. Demokrasiler kendilerini yok edecek kurum ve görüşlere hayat hakkı tanımaz. Milletimize bu pencereden bakan bir parti, TBMM’de bulunamaz. Bu konunun SİZ, BİZ tarafı da olmaz. Tartışılamaz. PARTİ ÇIKARIM VAR DİYE HİÇBİR PARTİDE, HDP İLE DİRSEK TEMASINDA BULUNAMAZ.