Okuma özürlü bir toplum olduğumuzu bilmeyen yok. Hiç değilse millet olarak yakın tarihimizin bilinmesini isterdim, Amerika’nın, bu sinsi düşmanlığı bugüne mahsus bir durum olmadığını, milletimiz bilmiş olurdu. Bir yazarımız bu konuyu ne güzelde irdelemiş kamuoyuna sunmuş. Doğrusu duygulandıran, milli birlik ve beraberliğe davet eden bir yazı olmuş. Hepimizin bildiği gibi, geçen hafta Ege bölgesinin birçok şehrinde, yunan işgalinden kurtuluşun yıldönümleri kutlandı. Düşman en sonunda 9 Eylül’de İzmir’den denize döküldü.   İstiklal mücadelesinin komutanları başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere 10 Eylül 1922 günü İzmir’e geliyor. 3 gün sonra İzmir’de büyük bir yangın çıkıyor. İzmir’in büyük bir kısmı cayır, cayır yanıyor. Askerlerimiz imkânsızlıklardan ve yorgunluktan dolayı yangına fazla müdahale edemiyor. 15 gün devam eden yangın İzmir’i kül edip kendiliğinden sönüyor. O günlerde İzmir rıhtımında toplanan Rumlar ve Yahudiler, İzmir körfezine gelen yunan savaş gemilerinin korumasında gemilerle İzmir’i terk edip kaçıyor. ** İŞTE AMERİKA BU! İzmir yangını dünyada büyük yankı uyandırıyor. Malları depolarda yanan yabancı uyruklu tüccarlar, Türkiye aleyhinde büyük tazminat davaları açıyor. İzmir yangını Amerika kongresine kadar uzanıyor. İşte Amerika’nın ülkemizle, Türklerle ilgili ilk suçlamaları, tutum ve tavrı, taaa 1922 yıllarında Amerika kongresine kadar uzanır. İzmir yangını uzun uzun tartışılıyor ve şu karara varıyorlar; “İZMİR’İ BU BÜYÜK YANGINLA YAKAN İZMİR ŞEHRİNİ İŞGAL EDEN TÜRK İŞGAL KUVVETLERİDİR. AMAÇLARI ERMENİ VE RUMLARI KORKUTMAK, KAÇIRMAK İÇİN İZMİR’İ YAKMIŞLARDIR” demekten geri kalmamışlardır. İşte Amerika denen muzır devlet bu… Türk askerini ‘kendi ülkesini yaktı’ diyecek kadar alçaklaşıyor.  İzmir yangınından sonra Amerika, Mustafa Kemal Atatürk hakkında sayısız tazminat davaları açıyor. Amerika asla Türk, Türkiye dostu olmamıştır. Hep Türkiye ürerinde gizli emelleri olan bir Yahudi, Rum ve Ermeni ağırlıklı Türk düşmanı bir devlettir.. ** “YENİ GÜN” KİMİ KURTARACAK! Yıllarca Ege TV de spor müdürlüğü ve yorumculuğu yapan kadim dostum Suavi Yardımoğlu’ndan geçen hafta bir gönderi aldım. Gönderi; Medyaegecom sitesinin bir haberiydi. Haber, YENİGÜN GAZETESİ SATILDI adlı manşet haberdi. Haberde İzmir merkezli bölgesel yayın yapan, Yenigün gazetesinin, Nazilli Belediyespor kulüp başkanı Özgen Türker’in iş ortaklarından Nazilli Belediyespor yönetim kurulu üyesi Ümit İlker Tangal’ın 6 milyon liraya satın aldığı yazılıydı. Anlaşılan, haber basın âleminde yankı yapmış. Beni arayan gazeteci arkadaşlarım, benden bu haberle ilgili bilgi almak istediler. Bu alışverişin altında ne var abi dediler. Bilgim olmadığından kendilerine yorumda yapamadım. 10 Eylül’de Nazilli’ye gittiğimde belediye ye uğramıştım. TİCARET YAPIYORUZ! Nazilli Belediyespor kulüp başkanı Özgen Türker’i görünce uygun bir şekilde gazete işi nedir? Size yabancı meslek değil mi? diye sordum. Türker, net konuştu. “Ticaret yapıyoruz abi, buda bir ticaret, kazanmak için yaptık. Gazetenin merkezi İzmir ve Ankara olacak. Daha da büyüyeceğiz” dedi. Kamuoyunda gördüğüm kadarıyla bu alışverişin faturası her zaman olduğu gibi, Nazilli Belediye Başkanı Haluk Alıcık’a kesilmeye çalışılıyor. Gazeteyi onun aldığı veya aldırdığı şekilde kabul görüyor. Zira İzmir’den arayan ulusal ve bölge gazetelerin haber müdürü, köşe yazarlarının sayısı 5’ten fazlaydı. Hepsi de bu alışverişi ve gazetenin gerçek sahibini soruyordu. Gazeteci arkadaşlarımdan öğrendiğim kadarıyla son yıllarda sadece İzmir’de 523 gazeteci işinden olmuş, hepside iş arıyormuş. Belki de beni aramalarının nedeni buydu. Herkes satılan gazetede kendine iş arıyordu. Bende merak içindeyim sayın Alıcık, bu alışverişin neresindeydi? Benim gibi merak eden çok, ama bilen yok. Zaman her şeyin ilacıdır derler, bekleyelim onu da görürüz. Neden mi? Çünkü; “KÖRLE YATANIN, ŞAŞI KALKTIĞI BİR DÖNEM YAŞIYORUZ.”