FETÖ terör örgütünün firari sanığı Türkiye Belediyeler imam olarak anılan Erkan Karaaslan Türkiye’nin her yerinde uzun zamandır aranıyordu. Ankara’da saklandığı evde, üzerinde kardeşine ait sahte kimlikle yakalandı. Haber Türkiye’nin her yerinde flaş haber olarak patladı. Özellikle Aydın’da büyük yankı yaptı. Neden Aydın’da yankı yaptı? Çünkü Erkan Karaaslan, 2014 yılından sonra Aydın Büyükşehir Belediyesi’nin de danışmanlığını yaptığı biliniyordu. Türkiye’de 71’i, CHP’li Belediye olmak üzere 101 belediyede danışmanlık hizmetleri veren Karaaslan’ın. FETÖ’ye finansal kaynak sağladığı iddia ediliyordu.  Bu belediyelerde FETÖ’cü kadrolaşma yapıldığı, Karaaslan’ın Aydın’ı çalışma üssü olarak seçtiği de iddialar arasındaydı. 15 Temmuz Kalkışma hareketinden sonra Aydın Cumhuriyet Başsavcılığı’nca Karaaslan’la ilgili hazırlanan iddianamenin kabul edildiğini görüyoruz. Aydın Büyükşehir belediye başkanı sayın Özlem Çerçioğlu başta olmak üzere ASKİ genel müdür yardımcısı Nermin Canyurt ve 17 belediye çalışanıyla birlikte yargılanıyordu. YAA… İTİRAFÇI OLURSA! Ankara’da yakalanıp Sincan Cezaevine konan Erkan Karaaslan, için kulaklar Ankara’ya çevrildi. Karaaslan acaba itirafçı olur mu? Seçime 70 gün kala yapacağı itiraflar Türkiye’yi, Aydın’ı sarsar mı? Şu an CHP İstanbul Belediye başkan adayı olan Ekrem İmamoğlu’nun Beylikdüzü Belediye Başkanlığı döneminde de Erkan Karaaslan’ın danışmanlık hizmetleri verdiğini biliyoruz. Seçim önü Karaaslan’ın yapabileceği itiraflar siyaseti alabora,(tepe takla) yapmaz mı? Eğer itirafçı oluşa, itiraflara göre belediye başkan adaylarının YSK’ca adaylıkları onaylanmazsa neler olur? Önümüzdeki günler gerek Aydın’da gerekse Karaaslan’ın danışmanlık hizmetleri verdiği belediyelerde skandal gerçeklerin ortaya çıkabileceğini beklediğimibelirtmek isterim. ** SİYASET CAZGIRLARI NE YAPAR? Manipülasyon, insanları kandırmadır. Bunu yapanlar yalan yanlış bilgilerle, bilgi akışı sağlayarak kendi lehinde ve istenilen şekilde kontrolü ve havayı sağlamayı başarırlar. Manipülasyon en çok siyaset meydanında görülür. O nedenle kendi içinde çelişkiler yaşayan siyaset alemini gerçekten, incelemeye değer bir toplu bilim dalı olduğuna inanıyorum. Siyasetin yalancı pehlivan üreten bir fidelik olduğunu da yaşadığım tecrübelerden çok iyi bilirim. Bu yalancı pehlivanlar sık sık; “SİYASETTE UNUMU ELEMİŞ, ELEĞİMİ ASMIŞIM. NE SİYASİ, NEDE BAŞKA BİR HEDEFİM VAR” edebiyatı yaparlar. Aslında siyasetten nemalanan, nasibini alanlar, siyaseti kirletenler çoğunlukla bunlardır. Abdullah Dilipak’ın ifade ettiği gibi bu tür tipler, parti içinde köşe başı kapmaca oyunu oynarlar. Para babalarıdır. Bulundukları partiyi yıpratırlar. Bunlar siyasi partileri yıpratanlardır. Partilerden ayıklanmaları da, kolay değildir. Çünkü her biri siyaset cazgırıdır. Bu cazgırlar sorun çözme sanatı olarak bilinen siyaseti, “BAL TUTAN PARMAĞINI YALAR” haline getirdiler. ** YETMİYOR, YETİŞMİYOR! Nazilli’nin sorunları her geçen gün büyüyerek geliyor. Son iki aydır adı “Gergedan Gribi” konan virüs yüzünden yatağa düşmeyen yok. Hasta hanelerin acil servisleri çok yoğun günler yaşıyor. Kavga ve tartışmanın yaşanmadığı gün yok. Nazilli Devlet Hastanesi’nde acil servise zaman zaman günde 2000’in üzerinde hastanın muayene olduğunu öğrendik. Muayene olmak için 1-2 saat bekleyen hastalara rastladık. Devlet hastanesi başhekimi Şafak Çalışkan, pratik uygulama ile acildeki doktor sayısını 4-5’e çıkarmasını tecrübeli bir hekimin yapacağı bir önlem olarak kabul ettik. Sayın başhekimi bu uygulamasından dolayı kutluyorum. Hastane çevresindeki bir eczacı arkadaşımız, nöbetçi olduğu gün hastaneye ilaç almak için gelen hasta sayısının 1000’i aştı demesi acil servisteki yoğunluğu gösteriyor. Artık Nazilli Devlet Hastanesi’nin ihtiyaca cevap veremediğini görüyoruz. Eğer önlem alınmazsa her geçen gün, Nazilli Devlet Hastanesi ile ilgili şikâyetler çoğalacaktır. Hastanemiz ile ilgili önemli konuları zaman zaman bu satırlarımda işleyeceğim.