Tarih boyunca kurulan Türk devletlerinin “en büyük sorunu nedir” diye sual edilse…

Cevap olarak da “içimizdeki hainlerdir” denilse…

Çok da mübalağa edilmemiş olunur.

“İçimizdekiler” derken sadece Oğuz Türklerini kast etmiyoruz.

Kardeş bildiğimiz Türk alemini içine alan bir hükümdür.

Bakınız son hadiseye…

Kazakistan Kurucu Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev’in ön ayak olmasıyla 2006 yılında kurulan Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) üyesi Özbekistan, Kazakistan ve Türkmenistan Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nde (GKRY) büyükelçilik açma kararı aldılar.

Bu olay, çok acı vericidir.

Çünkü ‘Türkiye işgalcidir’ diyen Rum Yönetimi’nin tezlerine destek vermiş oldular.

Bu fiili hale karşılık gelecek kelime ise şudur: “Sat(ıl)mak.”

Ancak biz yine de çift taraflı keskin kılıç olmayalım.

Yol kazası diyelim.

Bununla birlikte ceddimiz Oğuz Kağan’ın ibretlik olan şu sözlerini de anmadan geçmeyelim.

Şöyle demiş ceddimiz Oğuz Kağan:

“Nice sırtlan yuvasına devlet kurduk ama içimizdeki hainlerle baş edemedik.”

Yine büyük bilge, Dede Korkut ceddimiz de şöyle söylemiş:

“Kahpe içerden olunca kapı kilit tutmaz, oğul;

Halkın içinde bozgunculuk yapan haindir, oğul!”

Türk Devletleri Teşkilatı üyesi devletler bu sözleri serlevha olarak baş uçlarına asmalıdırlar.

***

Hâlbuki kardeş olmanın gereği olarak Türkiye üzerine düşeni fazlasıyla yapmıştı.

Bilindiği üzere, Türk Cumhuriyetleri, Sovyetler Birliği’nin dağılmasının ardından …

Türkmenistan 22 Ağustos 1990’da…

Kazakistan 25 Ekim 1990’da…

Özbekistan 31 Ağustos 1991’de…

Kırgızistan 31 Ağustos 1991’de…

Tacikistan (Türk kökenli değil; ancak, İslam kardeşliği hukuku var) 9 Eylül 1991’de bağımsızlıklarını ilan etmişlerdi de…

Türkiye kardeşliğin icabını yerine getirmiş…

Kazakistan, Özbekistan, Kırgızistan ve Türkmenistan’ın bağımsızlığını aynı gün tanıyan ilk ülke olmuştu.

Bu kardeş ülkelerde ilk büyükelçilik açan da yine Türkiye olmuştu.

Türkiye, Türk Cumhuriyetlerini sıcağı sıcağına tanıyarak…

Hem manevi destek vermiş…

Hem de dünyada yalnız olmadıklarını ilan etmişti.

Pekiyi Türkiye Türklerinin kardeşlerinden aynı hassasiyeti beklemesi çok mu?

Türk Devletleri kendi menfaatlerini düşünürken ahde vefa göstermesi gerekmez miydi?

Kardeşlik hukuku gereğince dengeli bir siyasi manevra yapmaları o kadar zor muydu?

Tabi ki değildi.

-Siyasi mülahazalara girmiyorum.-

Olmadı kardeşler!

Biz yıllardır neyi savun(uyor)duk: “Türk’ün Türk’ten başka dostu yoktur”.

Şimdi sizler, böylesi bir hareketle bu âlî fikrimizi de yok ettiniz.

Bizleri, sükutu hayale uğrattınız.

Her şeye rağmen Dışişleri Bakanımız, ahde vefa örneği göstererek son sözü söyledi:

“Bu son olaydan hareketle aramızı bozmak isteyen bazı çevreler bu sorunu bizim açıktan kamuoyunda tartışmamızı istiyorlar. Biz prensip olarak ailevi konuları kamuoyu önünde tartışmamayı tercih ediyoruz. Türk dünyasıyla aramızı bozmak isteyenlerin manipülasyonları bu açıdan başarılı olmayacak."

Mesele bu kadar basit…

Ve lider ülke olmanın icabı da budur.

Kül Tigin Yazıtları’nda geçen Bilge Kağan’ın şu sözleriyle bitirelim:

“Ey Türk; üstte mavi gök çökmedikçe, altta yağız yer delinmedikçe, kim bozabilir senin ilini ve töreni!”

***

HAMİŞ: Hakk’ın rahmetine kavuşan Aydın Gazeteciler Cemiyeti Başkanı sayın Erman Çetin’e Allah’tan rahmet, ailesine, sevenlerine sabırlar diliyorum.