A’dan Z’ye herşey olaganüstü bir dönem yaşıyor. Ülkeler “kapanan kapanana” bir dönemden geçiriyor. Hala bilinmeyen, tam çözülmeyen bir tehlike ile karşı karşıyayız. COVİD-19 tehlikesi ile kapana kapana GERGİN VE TEDİRGİN bir toplum olduk. İnsan ilişkilerimiz bile bir tuhaf oldu. Bunları, yaşamımızda daha sık görmeye başladık. 3-5 gün önce bir resmi devlet dairesine gitmiştim. Girişte, önümdeki arkadaş neden yaptıysa ağzındaki maskeyi çıkardı. Konuşursam anlaşılmaz diye bu işi yaptığını sanıyorum. Aman Allah’ım senmisin o… Kapıdaki güvenlikçi kardeşimiz, çok çok sert bir ifadeyle “MASKENİ TAKSANA BİLADER” diye uyardı ki, hem irkildim hem şaşırdım. Maskeyi çıkaran arkadaş, “BİRAZ YUMUŞAK olamaz mısınız?” dedi. Senmisin onu söyleyen, güvenlikçi sert bakışlarla, “BEN DEVLET MEMURUYUM.. SENİN KÖLEN DEĞİLİM” cevabını verdi. Tam “provakasyon” içeren bir cevap. İçimden ne alaka diyebildim.Yasalar hangi memura bu hakkı veriyor bilmiyorum? Dedim ya, hem gergin hem tedirdin toplum olduk diye. Zaman zaman, aynı sertliği trafik polislerimizin de park yapan araçlar için yaptığı anoslar da görüyoruz.. Oysa çok iyi biliyorum. Devlet çalışanlarına gelen, genelge emirlerinde.. vatandaşa karşı, NAZİK VE YUMUŞAK, KİBAR OLUN ikazları yapılır. Tabi ki bu, olağan durumlar için geçerli. Peki bugün durum öyle mi? COVİD-19 (Pademi) nedeniyle, Olaganüstü bir dönem yaşanıyor. Millet gergin ve tedirgin. Milletten disiplin ve tetbir isteniyor. Kapanması isteniyor, milletimiz bunu sağlığı için büyük ölçüde yerine getiriyor. ** YA, DEVLET BABA NE YAPIYOR? Peki Devlet büyüklerimiz istiyor, millet gereğini yapıyor. Bunu görüyoruz, yaşıyoruz da, devlet baba ne yapıyor? Kendisi tedbirsizlik örneğini veriyor. Böyle olunca da millet, “DEVLET BABA AKLIMIZLA ALAY MI EDİYOR?” diye düşünüyor. Tedbirleri gevşetiyor. Parti menfaatleri ve çıkarları için her türlü tetbirsizliği, milletin sağlığını düşünmüyor, mübah görüyor. Ne olurdu, 500-600 bin kişi ile yapılan Ayasofya açılışı, Malazgirt kutlamaları bu pandemi döneminde değilde 1 yıl sonra yapılsaydı? Yıllarca yapılmamış böyle bir salgın sürecinde mi yapılmalıydı? Ne olurdu? Parti kongreleri bu süreçte yapılmasaydı. Bunlar milletimizin sağlığından daha mı önemliydi? Otellerde BAYİ toplantıları tüm hızıyla devam ediyor.Toplum sağlığını tehlikeye atılıyor. Ne yazıkki, kimseden ses çıkmıyor. Bir başı boşluk hissediyorum. Sonuçta atı alan üsküdarı geçti. Günde 200’e yakın ölü vermeye başladık. Böyle olunca nasıl kurtulacağız bu illetten, bu dertten? Diye çok düşünüyorum. 30 bini aşkın insanımız öldü. Özellikle 65 yaş üstü insanlarımızın hayatlarını böylemi geçirmeliydi? Böyle mi son bulmalıydı? Avrupa ülkeleri bile bu beladan kurtulmak için, kapanma yarışında tedbir üzerine tedbirler aldığı halde sıkıntılar yaşıyor. Biz ise tedbir istiyoruz.. Tedbirsizliğin daniskasını kendimiz yapıyoruz. MİLLETİ DE İSTER İSTEMEZ BÖYLE GERİYORUZ. ARTIK, BUNUNDA FARKINA VARALIM LÜTFEN.. İLERİDE, BU NAHOŞ OLAYLAR DAHA ÇOK ÜZÜNTÜ YARATIR. ** NAZİLLİ SPOR KONGRESİ, ÜSTÜNE! Geçtiğimiz Pazartesi günü, Nazilli Belediyespor olağan kongresini yaptı. 750 üyeden kongreye 62 üye katılabildi. Elbette bunda corana virüs salogınının etkisi olsa da, MİLLETİN GEÇİM DERDİNE DÜŞMESİNİN DE ETKİSİ VAR. Olgun bir havada geçen kongrede Nazillispor Soner Yelkovan başkanlığında 30 kişilik yönetimiyle yola devam yetkisi aldı. Ülkemizde spor kulüplerini yaşadığı sıkıntıları takip ediyoruz, görüyoruz. Geçen yıl play-off’u bir puanla kaçıran Nazilli Belediyespor bu yıl lige çok iyi başladı. Uzun süre ilk iki sırada ligi götürdü. Her takımda bir duragan dönem yaşıyor. Bunlar kulüplerimizde yaşanan geçici dönemlerdir. Nazilli halkı olarak, bize düşen görevler de var. Bunları yapmamız halinde Nazillispor başarıyı daha kolay ulaşır. Nazilli Belediyespor, Nazilli’nin spordaki temsilcisi, hepimizin gururu. Nazilli’yi temsil ediyor.. Kulübümüze, Nazilli halkı olarak Nazillispora sahip çıkmalıyız, destek vermeliyiz. Nazilli Belediye Başkanı Av. Kürşat Engin Özcan’ın, Nazillispor’u başarıya ulaştırmak isteği ve arzusunu, bu konudaki kararlılığı sevindiricidir. Başkanın alt yapı çalışmalarına verdiği ciddi desteği sık sık teleffuz etmesi takdire şayandır. Özellikle bu salgın döneminde altyapıda çocuklarımıza toplu çalışma yerine, bireysel çalışma yaptırması takdire şayandır. Aynı zamanda, bu Nazillispor yönetim kurulumuz için bir şanstır. Başarının yolu birlik olmaktan geçtiğini, hepimiz biliriz. Birlik gücümüze güç katar. COVİD-19 nedeniyle, ülkemizde tüm maçlar seyircisiz oynanıyor. Takımımız taraftarına kavuştuğu, desteğini arkasına aldığı zaman Nazillispor daha başarılı olacaktır. ** ATATÜRK BÜSTÜNE ÇİRKİN SALDIRI! Bana göre TÜRK MİLLETİ’nin olmazsa olmaz değerlerinin başında.. DİNİ, NAMUSU, ATATÜRK SEVGİSİ VE İLKELERİ gelir.. Bu değerlerimizle oynanmaz. Bu değerlerimizle oynanması, milletimizi rahatsız eder, toplumu ayrıştırır.
Zaman zaman sapık ruhlu insanlar, şeytani duygularının esiri olup milletimizin bu değerlerine saldırıda bulunuyor..
 Bu, bir başka tür TERÖR olayıdır.
Bunu yapanda ülke bütünlüğünü hedef alan, teröristin ta kendisidir. Bunlar yüksek gerilim hattı gibi milleti çarpar, yaralar. İnfiallere neden olur.
Tekirdağ'ın Marmara Ereğlisi ilçesinde, üç okulun bahçelerinde bulunan Atatürk heykel ve büstlerine saldıran, boya ile hakaret içerikli yazılar yazan G.D’nin kısa sürede yakalanması kamuoyunu rahatlatmış milletimizi sevindirmiştir.
Zanlı, Polis ekiplerini karşısında görünce şaşkınlık yaşadığı söyleyip “Yeniden hazırlayıp, İstanbul’a gidecektim, ne çabuk buldunuz” demesi de PİŞGİNLİĞİNİ gösteriyor.
Sapık ruhlu zanlı arabasının plakasını değiştirdiği, taktığı, sahte plaka ile yakalanması ne kadar organize hareket ettiğini gösteriyor.
Bunları önlemenin yolu, yasalara, caydırıcı cezaların konmasıyla olur.
 Bu tür, toplumu birbirine düşürmek isteyen karanlık ruhlu insanlara, kimse sahip çıkmamalıdır. Bu kişilere derhal yasal işlemlerin yapılması, bu sapık ruhlu insanlara en ağır cezaların verilmesi kamuoyu vicdanını rahatlatır.
GÜNÜN İNCİSİ;
DEVA Partisi Genel Başkanı ALİ BABACAN, Cumhurbaşkanını eleştirirken, “MİLLETİ YAYIK AYRANI NA ÇEVİRDİNİZ” demiş.
İlahi BABACAN, yayık ayranı insanlar için en yararlı, sağlıklı olan ayrandır.
Babacan, övünmemiz lazım mı demek istedi acaba... Nede olsa 15 yıl birlikte çalışmış. Başbakanı için iyi ki, “BOZULMUŞ SÜTE ÇEVİRDİ” dememiş.