Bu haftaki kitap konuğumuz içimizden, memleketimizden, Karacasu’dan bir isim. Sevgili Nihal AKKIN hocam. Doğma büyüme Karacasulu olan genç şairimiz uzun yıllardır ilçemizde - Karacasu İmam Hatip Ortaokulunda- Türkçe öğretmeni olarak çalışmakta. Nihal hocamız uzun zamandır üzerinde çalıştığı, emek verdiği şiir kitabını sonunda çıkardı. Sonunda diyorum çünkü kendi sosyal medyasında yayınladığı şiirlerini zaman zaman okuma fırsatı buluyorduk. Ama bize yetmiyor, tadı damağımızda kalıyordu. Artık tabiri caizse üstünde dumanı tüten yeni çıkardığı şiir kitabı okuyucusu ile buluştu. Biz de hemen aldık ve okuduk. Hadi o zaman, buyurun yoruma!..

Şiir; şifadır kalbi, gönlü güzelde olana. Şiir; devadır, ayrılık acısı çeken aşığa. Şiir, sessiz bir çığlıktır içinde fırtınalar kopana. Şiir; sahibinin aynası, gönlünde olanın yansımasıdır. Tıpkı bizim çiçeği burnunda şairimiz gibi.

“Gönlün bir yazı vardır, bir kışı” der atalarımız. Bir denizin dalgalanması gibi dalgalanır gönül de. Bir zaman durgundur çarşaf misali dingin mi dingin, bir zaman coşkundur şelaleler gibi. Coştukça dalgalanır, dalgalandıkça derinlerde gizli kalmış, unutulmuş, diplerdeki yosunların arasına karışmış en mahrem hisleri işte o deli gönül, çıkarır su yüzüne. Sevgili Nihal hocamın kalbinden kopan şiirler de böyle. Karadeniz’in çivit mavisi derin suları gibi derinlerden gelen şiirleri ile bizi alıp götürüyor enginlere doğru.

“Sevdalılar yaşama hevesini özgür bıraktı.
Kopardı sevincini mutluluk.
Zincirledi hüznü kalbime” mısraları ile ruhundaki gel gitlerine,
“Sevmeye severim amma başucumdaki Azrail’in nefesi ensemde” sözleri ile ölümün tarifsiz soğukluğuna,
“Çöl ne kelime!
İlah değil ilaha götürensin.
İbadetim sevginse
Kavuştursun beni cennetine.” dizelerinde sevgiliye bağlılığına,
“Günaydın, dünyanın bütün güzelliklerine.
Elveda, umutsuz düşlerin hüzünlerine…” mısraları ile de içindeki bastırılamayan yaşama sevincine şahitlik ediyoruz. Nihal hocam şiirlerinde; sevdaya olan olan inancını, kavuşulamayan sevgiliye duyulan özlemini, çocukluğunun masum günlerini ve küçük sevinçlerini dile getirmiş.

Bir insanın herhalde en savunmasız halidir şiirleri. Bir taraftan herkes okusun görsün istersin bir taraftan da ortaya dökülen sırlarının kızgın ateşi seni bir mum gibi eritir. Zordur bu kararı vermek ama tutamazsın da içinde. Tutarsan patlayacak gibi olursun. Bırak taşsın, dökülsün istersin. Bu duygu yoğunluğu içinde hocamızın bana en çok geçen duygusu ise naçizane bir kurtulma çabası. İçine düştüğü girdaptan çıkma, feraha erme savaşı. Ama çabası boşuna gitmemiş. Ruhunda yaşadığı hüznü de sevinici de kağıda dökmüş. Çok da güzel olmuş! Şunu da belirtmem lazımdır ki “Şiir şakaya gelmez” şiarı ile genç şairimizin şiirlerini sakin, dingin kafa ile irdeleyerek okumak gerek. Çünkü günlük konuşma dilinden farklı olan şiir dili, şairimizin kaleminden yer yer bilmece misali dile getirilmiş. Onun zihninin girdapları ve hayal dünyasının zenginliği ile alışılmamış bağdaştırmalar yoğun olarak karşımıza çıkıyor. Güne, geceye, sevdaya ve hüzne bambaşka bir bakış açısı ortaya çıkıyor.
Emeğine , gönlüne ve kalemine sağlık hocam. Bizleri hali hazırda yazdığın ve yazacak olduğun -ki biliyorum yazılmış ama henüz gün yüzüne çıkmayı bekleyen şiirlerin var- nice şiirlerinle bir an önce buluşturman dileğiyle.
Şiir severlere şimdiden keyifli okumalar olsun.
Şiirle kalın, Sevgiyle kalın.


Kitabın ismi ve yazarı: Şizofrenik Şiirler-Nihal Akkın
Kitabın Basıldığı Basımevi yıl ve Tarih: 1.Basım, Mart,2025, Kitap Yurdu, Doğrudan Yayıncılık
Kitabın sayfa sayısı:88