Sonunda sapık bir tarikat şeyhinin, Allah’ı gördüğünü de duyduk.

Sapıklık ya bu, ölçümümü var. Hatta Allah’ın yüzünün kendisi olduğunu da iddia ediyor. sapık şeyh.

1600’lü yılların Rönesans, reform Avrupa’sını yeni yaşamaya başladık. Allah’ım yardımcımız olsun.

O günlerin Avrupa’sında PAPAZLAR insanlara, cennetin anahtarını satıyordu.

Sapık ŞEYH rüyasında, Allah’ı karşısında görmüş. Kim olduğunu merak etmiş, Allah yüzünü dönünce kendisi olduğunu görmüş.

Sapık şeyh kendini Allah ilan edivermiş.

Tövbe Allah. İşte böyle sapıklarla iç içe yaşıyoruz.

Diyoruz ya şu cemaatlere fırsat vermeyin. Tehlikeli sularda yüzdüklerini onlara bildirmemiz lazım.

Yüzdükleri suda boğulacaklarını bilmeleri gerekiyor.

Ama onların oyları için maalesef o insanlara hoş davranıyoruz. Güç veriyoruz.

Ülkemiz, şeyhlerin ve müritlerin ülkesi olamaz. Milletimizin damarlarındaki asil kan, buna ne fırsat ne de izin verir. YETER Kİ BİR OLALIM, BİRLİK OLALIM.

**

SEÇİM SONUÇLARI ÇOK ŞEYE GEBE?

Ne kadarda seçim seven bir ülke olduk.

31 Mart seçimlerini yaşamadan, yerel seçim sonuçları erken seçim sinyali verecek iddiaları konuşulmaya başladı.

Çok renkli bir seçim süreci yaşıyoruz. Hareket yüzde 70 oy potansiyeli olan sağ kulvarda oldukça hareketli günler yaşanıyor.

Milli görüşün gerçek temsilcisiyim diyen YENİDEN REFAH PARTİSİ seçimde tüm dikkatleri üzerine çekiyor.

Siyasi uzmanlar seçimi yön verecek parti olarak gösteriliyor. Oyu da yüzde 4 ile yüzde 8 arasında olduğu iddia ediliyor.

Yeniden Refah kadar DEM Parti oyları da CHP’nin seçimini etkileyecek parti olarak gösteriliyor.

Kemal Kılıçdaroğlu’nun çabaları ile DEM-CHP dayanışması sonunda Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, KILIÇDAROĞLU SİİRT’TEN yüzde 80 yakın oy almıştı.

DEM PARTİ yerel seçimlerde bende varım dedi. Nerede istediğini alamadıysa oradan aday çıkardı.

Nazilli’de bile meclis üyesi alamadığından dolayı adayları var.

Bugün çarşıda gördüğüm bir doğulu kardeşimiz bana,

- Erdoğan baba, bulunduğumuz yerde DEM seçime giriyorsa, gözümüz başka parti görmez. Sözleri, BU SEÇİM SONUÇLARININ ÜLKE GENELİNDE, BEKLENENDEN FARKLI OLABİLECEĞİNİ GÖSTERİYOR.

**

PARTİLER ÜSTÜ ADAY HAYATA GEÇTİ!

Şimdiye kadar başkan adayları vatandaşlara tarafsızlığı için şunu söylerdi.

“Seçimi kazandığım gün yakamdaki parti rozetimi çıkaracağım” derdi

İlimin, bilimin geliştiği gibi SİYASET TABANINDA DA gelişmeler yaşanıyor.

Gelişmeler, siyaset tabanının siyaset liderlerine ders vereceğini gösteriyor.

Millete kötü örnek olan siyaset liderleri, millet menfaatinde bile birleşemez duruma geldi.

Birbirlerine hakaret ermeyi, kin ve öfke kusmayı siyaset gereği haline getirdiler. Millete bunu alıştırdılar.

Malatya CHP Belediye başkan adayı Veli Ağbaba, Genel Başkanı ile görüşmesinde,

Aday olduğu gün yakasından CHP rozetini çıkarmak istediğini söyleyip, izin istemiş.

Özgür Özel’de, “Bunu niye yapmak istiyorsun” diye sormuş.

Ağbaba da seçimlerde. “PARTİ ÜSTÜ ADAY OLDUĞUMU” ilan edeceğim. Her partiden oy isteyeceğim demiş.

Özgür Özel’de uygun görmüş kabul etmiş. Ağbaba’ya ilgi artmış. Malatya’da seçimin favorisi durumuna gelmiş.

Ülkemizde vatandaşı bölüp bölüp yönetmeyi alışmış partiler, vatandaşın tabanda birleşmesini istemiyor. Onları istediği çizgide yönetmek istiyor.

Unutmuyorum, AK Parti Nazilli belediye başkan adayı Esat Ergüler’de mikro milliyetçi bir adaydır. Her kesimden oy alarak 3 dönem başkanlık yaptı. Öyle “EFSANE” oldu.

BERAT KANDİLİ günü, vatandaşlara kandil kutlama mesajı attı. Ve partisini yazmadan, NAZİLLİ BELEDİYE BAŞKAN ADAYI yazdı. İyi de yapmıştı...

Ne olduysa, gördüğü tepki üzerine mesajına AK Parti’yi eklemek zorunda kaldı.

Siyasette ipler, parti liderlerinde. Partiler hiçbir adayın özgür iradesi ile hareket etmesini istemiyor.

Neden? ÇÜNKÜ TABANDA SİYASET UZLAŞINCA, LİDERLERİN SALTANATI SON BULABİLİRDE ONDAN.

**

ALTIN MADENİNDE İKİNCİ REZALET!

Erzincan İliç’te yaşanan altın madenindeki toprak heyelan faciasını birlikte yaşadık.

Toprak altında kalan 9 işçimizin cenazelerine hala ulaşamadık.

Milletçe üzüntü yaşıyoruz. Şehit olan insanlarımızın cenazesini ailelerine teslim edemedik.

Ölüm geliyorum demiş. Belirtileri görülmüş ama tedbir alınmamış.

Her işimiz böyle değil mi? Bu uğurda ne canlar verdik yine de ders alamadık.

Bu acılar yaşanırken şirketin rezil bir uygulamasını görüyoruz.

Şirkette çalışırken felaketten kurtulan 27 işçimizin daha yaşadıkları korku ve sendromu üzerlerinden atmadan,

Vicdansız utanmaz şirket yetkilileri, bu işçilerimizin iş akitlerini feshetmiş. Onları işten çıkarmış.

El insaf vicdanı olan insanım diyenler, bunu nasıl yapabilir?

Sizin Allah cezanızı versin. Kendinizi o işçilerin yerine koyun. Utanmaz yetkililer.

Size böyle bir işlem yapılsa ne yaparsınız? YASALAR, DEVLET BABA, BU İŞE EL KOYMALI. BU İŞÇİLERİMİZİN HAKLARINI KORUMALI TÜRKİYENİN BİR ETOPYA, KONGO OLMADIĞINI GÖSTERMELİ.