CHP eski genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, olaylara farklı bakıyordu. Siyasetteki tehlikeli ayrışmayı görmüştü.

Onun için bu bayrağın altında, bu vatanın üstünde yaşayan herkes birbirinin kardeşidir.

Bu milletin evladıdır diyordu.

DEM Parti yasal bir partidir. YASALARA UYGUN KURULMUŞ diyordu!

Dem Partisi’nin üyesi milletin hangi hakkından yararlanamıyor? Her hakkından yararlanıyor.

Bu insanlarla her gün, her an iç içe kol kola yaşıyoruz.

Siyaset milleti parçalamak için ayrıştırmak için yapılmaz. Ne var ki siyaset, her şeyi mubah görmeye başladı.

Afyonkarahisar’da CHP başkan adayı BURCU Köksal’ın seçilirsem, DEM Partililer dışında herkes belediyeye girebilir sözü, IRKÇI bir söylemdir.

Milleti bölen bir açıklamadır. Milleti kucaklayan bir açıklama değildir.

Aday bu açıklaması ile DEM’lileri rencide etmiştir.

Genel başkan Özgül Özel’in hatayı örtme çabaları yetersiz kalmıştır.

Atı alan Üsküdar’ı geçmiştir.

Siyaset elini milletin üzerinden çekmeli. Öncelikle Sayın Cumhurbaşkanımız buna örnek olmalı

DEM’liler terörist değildir demeli. Elini silah alan teröristtir demeli.

Bu ayrıştırıcı siyasetin milleti uçuruma götürdüğünü, böldüğünü görmeli.

Sayın Cumhurbaşkanı ve siyasi partiler, DEM Parti’yi kullanarak siyaset yapmamalı. Bunun adı ATEŞLE OYNAMADIR

DEM Parti TERÖRİST Parti ise belgeleri varsa kapatılsın. Yoksa bu partiye terörist gözü ile bakılmasın.

Partiler parti menfaati için ayrımcı söylemlerden kaçınmalı.

Anayasal haklar emri vaki ile milletin elinden alınamaz. Tüm siyasi partiler gibi DEM PARTİLİLERDE bu milletin evladıdır.

Sayın Siyasiler IRKÇI Söylemlerden kaçınmalı. AFYONKARAHİSAR CHP adayı da hemen İSTİFA ETMELİ.

**

ADAYLARDAN UÇUK VAADLER

Saygıdeğer, Nazilli Belediye Başkan adaylarımıza, “AYAĞINIZ YERE BASSIN” diye sesleniyorum.

Vaadlerinizde neden YAPAMAYACAĞINIZ işleri açıklıyorsunuz?

Son 5 yılda kazanan Belediye Başkanı vaadlerinin yüzde 10’unu bile gerçekleştirememiş.

45 yıllık gazetecilik mesleğimin verdiği tecrübe ile yazıyorum. Her satırının önemi var diyorum.

Nazilli’mizin 30 kilometrenin üzerinde yeraltı su şebekesi mevcut. Yeni açılan cadde ve sokaklarla bu rakam 50 kilometreye yaklaştı.

Nazilli Su şebekemiz ekonomik ömrünü tamamladı. Borular kalbur haline geldi.

 Basınımız hep yazıyor. Su şebekemizde çürümeden kaynaklı yüzde 50’ye yakın su kaçağı var.

YANİ HAVUZA GELEN 100 TON SUYUN YARISI BORULARDAN TOPRAĞA AKIYOR.

Yakın gelecekte evlerimizde sular akmayacak DURUMA GELECEĞİZ.

Birde iklim değişikliğinden kaynaklanan su kaynaklarının azalmasını düşünürsek konunun önemi ortaya çıkar.

Cadde ve sokaklarda sık sık gördüğümüz su borusu patlakları bu yüzden oluyor.

Belediye çalışmaları, KARAKUCAK usulü yapılıyor.

Bir örnek vereyim. Hepimizin bildiği ORDU CADDESİ, 15 yıl önce asfalt kaplıydı.

Günün Belediye Başkanı sayın Haluk Alıcık tarafından asfalt kırıldı temizlendi.

Ve bugünkü TAŞ döşeme yapıldı.

Asfaltın kırıldığı günlerde Sayın başkan Haluk Alıcık’a gittim. Dedim ki;

“Sayın başkan, ordu caddesindeki asfaltı kırdınız. Lütfen toprak meydana çıkmışken su tesisatımızı değiştirelim dedim.

“ABİ, BİZ O İŞİ YAPTIK” dedi.

Hayır yapılmadı Başkan diye ısrar ettim. Düğmeye bastı. Başkan yardımcısı İbrahim beyi çağırdı.

- “İbrahim ordu caddesi çalışmalarımızda, su tesisatımızı değiştirdik” demi diye sordu. İbrahim başkanda

- “HAYIR BAŞKANIM. DEĞİŞTİRMEDİK” diye cevapladı.

SADECE Esat Ergüler başkanlığının 3. döneminde 61 sokağa kadar (Yıldıztepe altına kadar) su tesisatını değiştirmişti.

Nazilli’nin günümüzde en önemli konusu altyapıdır. Su şebekemizdir.

Bu ama Nazilli, ama Büyükşehir tarafından acilen yapılması gereken Nazilli’nin en önemli sorunudur. Unutulmasın, göreve gelecek Başkan, 770 milyona ulaştığı iddia edilen, belediye borcumuzun altında görev yapacak. HER AY İLLER BANKASINDAN GELECEK BELEDİYE PAYI İLE BELEDİYE GELİRLERİNİN YÜZDE 80’İNİN ÇALIŞANLARIN AYLIKLARINA ÖDENECEĞİNİ DÜŞÜNÜRSEK. ALLAHIM, SEÇİLECEK BAŞKANIN YARDIMCISI OLSUN.

**

DİNİMİZLE OYNAMAYIN, ÇARPILIRSINIZ!

Son zamanlarda milli eğitimde yaşananlar inanılacak gibi değil.

Resmen dinimizle oynanmaya başlandı.

Nasıl BAYRAK ve VATAN, vazgeçemeyeceğimiz değerlerimizdir. Bu değerlerimiz tartışılmaz oynanmaz.

Dinimizde yaşamsal hassasiyetimizdir. Kitabımız KURAN, DİNİMİZ İSLAMDIR.

Bir ilköğretim okulunda din dersi öğretmeninin sınıfta MAKET MEZAR yaptırdığını görüyoruz.

Çocuklarımız sınıfta bu maket mezarın başına gelip, ölmüşleri için ağıt yapıyor. Böyle sapık uygulamalı din dersi olur mu?

Bunlar dinimizin neresinde var. Bu sapık uygulamaları devletimiz acilen önlemeli.

Milli Eğitim müfredatında böyle bir şey mi var? Bu sapık uygulamalara kim izin veriyor?

BİZDE 30 YIL OKULLARIMIZDA DİN DERSİ ÖĞRETTİK.

Çocuklarımıza ahlakın önemini, saygı ve sevgi içinde faziletli yaşamanın faydalarını öğrettik.

Yalanın zararlarını öğrettik, namazın nasıl kılınacağını, abdestin nasıl alınacağını öğrettik.

Sonuçta müfredatta ne yazıyorsa çocuklarımıza onu verdik. Milli Eğitimin müfredatında böyle şeyler yok.

Bunlar cemaatlerin kuran dışı uygulamalarıdır. Bu sapık insanlar dinimizle daha fazla oynamadan bu sapkın uygulamaları durdurulmalı.

**

KURUM, CUMHURBAŞKANIN EN KÖTÜ KARARI!

Sayın Cumhurbaşkanımızın bu yerel seçimlerde kazanmak için olmazsa olmazı İstanbul seçimi olduğunu görüyoruz.

Siyasete İstanbul’da başladı uzun yıllar İstanbul Belediye Başkanlığı yaptı.

Yunanistan kadar nüfusu olan İstanbul. Bir devlet, bir hükümet için tam bir rant (gelir) kapısı.

SAYIN CUMHURBAŞKANI, bunu 16 yıl yaşadı. Hükümet olarak ayakta kalmasının en büyük ayağı İstanbul’dur.

AK Parti, uzun süre Ekrem İmamoğlu’nun karşısına kimi çıkarayım arayışı yaptı. Cumhurbaşkanını yanılttılar, en kötü aday seçimi yapıldı.

İçişleri Bakanı sayın Ali Yerlikaya, AK Parti’de İstanbul’u kazanacak en güçlü tarafsız bir adaydı.

Parti içi şer odakları tarafsız aday istemedi. Emir kulu gibi çalışacak aday aradı. İmza adamı, SAYIN MURAT KURUM’U seçtirdi aday yaptırdı.

O Murat Kurum, pot üzerine pot kırıyor, kırmaya da devam ediyor. Seçim olmadan İstanbul’u İmamoğlu’na adeta teslim ediyor.

BEN KAZANIRSAM. Gazze kazanır sözü fiyaskodur. Sayın Kurum, sen İstanbul’u kazanırsan İstanbul sevinsin Gazze değil.

Gazze’de 30 bin Gazzeli öldü. Gazze kan ağlıyor. Gazze tarihinin an acılı günlerini yaşıyor.

Senin seçimi kazanman Gazze’linin umurunda değil. Sayın Murat Kurum.

Sen kazanırsan İstanbul sevinsin. İstanbul bayram yapsın.

Pot üzerine pot kırmaya devam ediyorsun. “31 Nisan’da AK Parti’nin bayramı var” diyorsun. Eyy Kurum .. Seçim 31 Mart’ta. Unutma artık bu tarihi. Hem Nisan ayı 31 değil 30 çekiyor.

ANLAŞILDI Kİ AK PARTİ İSTANBUL’U SEÇİMLE DEĞİL, ADAYININ GAFLARIYLA İMAMOĞLU’NA TESLİM ETMİŞ GÖRÜNÜYOR...