Kentler doğup, büyüyen ve zaman içerisinde yok olan organizmalar gibi canlı varlıklardır. Her organizma için sağlıklı olmak, yaşamın devamı açısından önemlidir. Kent sağlığı için temel göstergelerden birisi kentte yaşayan insanlardır. Kentte yaşayanların sağlık durumu iyi olduğu sürece kentin sağlığı da iyi olur. Diğer göstergeler kentte bulunan doğal ve yapay unsurların tamamıdır. Örneğin kent içerisindeki tarihi bir yapı kent sağlığı açısından geleceğe devam ettirilmesi gereken bir yapıdır. Kentte yaşayanların sağlık durumunu etkileyen en önemli nedenlerden birisi kentleşmenin ortaya çıkardığı sorunlardır. Bu sorunlardaki artış ile birlikte çevre ve sağlık sorunları genellikle kentsel alanlarda ortaya çıkmaya başlamıştır. Sağlıklı kent yapısının oluşturulmasında belediyeler etkin ve verimli hizmet sunan halka yakın birimlerdir. Belediyeler içerisinde de en geniş alana hizmet sunan birim büyükşehir belediyeleridir. Kentler uğraş alanı, yönetim yapısı, toplumsal ilişkiler, kültürel alanlar, nüfus yoğunluğu gibi birçok yönden kırsal alanlardan farklıdır.
Kentleşmenin temel nedenlerinden birisi sanayi büyümesidir. Sanayideki büyüme ile birlikte istihdam olanakları artı ve bireyler kırsal alandan kentte doğru daha iyi istihdam olanaklarından dolayı göç etti. Kentlerde daha iyi yaşam olanakları, daha iyi eğitim tesisleri, statü ihtiyacı gibi sosyal faktörler insanları kentlere göç etmeye teşvik eder. Kentleşme ekonomik gelişme açısından bir gösterge olmakla birlikte, kentlerde yeni sorunların ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Kentsel yaşam alanlarında ortaya çıkan düşük yaşam kalitesinin nedenleri aşırı ya da çarpık kentleşmenin ortaya çıkardığı trafik sıkışıklığı, su kaynaklı ve diğer bulaşıcı hastalıklar ve suç oranlarındaki artış olarak sıralanabilir. Yüksek konut maliyetleri şehir yaşamının bir dezavantajıdır. Küresel ısınma, kirlilik, temiz içme suyu eksikliği, gecekondular ve aşırı kalabalıklaşmanın sonuçları, konut sorunu, işsizlik, uyuşturucu kullanımı, atık sorunu gibi sorunlarda kentleşmenin ortaya çıkardığı sorunlar arasındadır.
Sağlıklı kent, “kentteki önemli değerleri yenilemek ve yeni mekânlar yaratmak”, “kentin ulaşımında, konut alanlarında, yeşil alanlarında yeni, iyi fiziksel alanlar oluşturmak”, “sosyal bütünleşmeyi oluşturmak ve geliştirmek”, “toplumun gelişmesine ortam sağlamak”, “sağlık servislerine yüksek seviyeli ulaşılabilirliği sağlamak”, “yaşama imkânının sağlanması, ailesinin korunması, arkadaşları ile görüşebilmesi, yeme-içme ihtiyacını sağlayabilmesi, güvenli ve özgür bir biçimde yasama eylemlerini gerçekleştirmek” farklı aktivitelerin bir arada bulunduğu ortamı ifade eder. Bunların gerçekleşebilmesi için sağlıklı kentte bulunması gereken sağlıklı binalar, açık alanlar ve onları oluşturan eleman ve bileşenlere ihtiyaç vardır. Bir kentte yaşayan bireylerin sağlık durumlarının belirlenmesinde biyolojik faktörlerin yanı sıra, yaşadıkları mekânın fiziksel-sosyal-kültürel ve ekonomik koşulları da etkili olmaktadır. Sağlıklı kent, kentte yaşayan bireylerin sağlığı ile ilgilenmekle yetinmez aynı zamanda sosyal ve fiziksel çevrelerin oluşturulması ve bunların geliştirilmesi ve en yüksek kapasitelerine ulaşabilmeleri için bireyler arası dayanışma ruhunu geliştirilmesine olanak sağlayan ve toplumsal kaynakları sürekli olarak genişleten şehri ifade etmektedir. Kentleşme ile önü alınamaz sorunlar ortaya çıksa da her kent sağlıklı kent olmaya adaydır. Sağlıklı bir kent, belirli bir sağlık durumuna ulaşmış bir kent değildir. Aksine, sağlık bilincinde olan ve onu iyileştirmeye çalışan bir kenti ifade eder. Gereken şey, sağlığa bağlılık ve bunu başarmak için bir süreç ve bu süreci uygulayacak bir organizasyondur.
Sağlıklı bir kent, sürekli olarak fiziksel ve sosyal ortamları yaratan ve geliştiren ve insanların yaşamın tüm işlevlerini yerine getirmelerinde ve maksimum potansiyellerini geliştirmelerinde karşılıklı olarak birbirlerini desteklemelerini sağlayan topluluk kaynaklarını genişleten şehirdir. Sağlıklı şehrin amacı; sağlığı destekleyici bir ortam yaratmak, iyi bir yaşam kalitesi elde etmek, temel temizlik ve hijyen ihtiyaçlarını sağlamak, sağlık hizmetlerine erişim sağlamaktır.
Sağlıklı kentler kesin bir değerler kümesine dayandırılmıştır. Bunlar; sağlık ve refah hakkı; eşitlik ve sosyal adalet; cinsiyet eşitliği; dayanışma; sosyal içerme ve sürdürülebilir kalkınma olarak ifade edilir. Sağlıklı kentler yaklaşımı sektörler arası işbirliği, toplumun katılımı ve güçlendirme ilkelerine dayanmaktadır.
Kentleşmenin aşırı ve hızlı bir şekilde ortaya çıkması ile birlikte sağlıksız kent sayısı düzensiz bir şekilde artış göstermektedir. Bu da kontrol edilmesi güç olan yeni kentsel sorunlara kapı aralıyor. Sağlıklı kent kavramı ile sürdürülebilir kentler arasında doğrudan bir ilişki vardır. Kentlerde sürdürülebilirliği sağlayabilmek için öncelikle kentin nüfus artışının ve kent sayısındaki artışın düzenli olması gerekmektedir. Hızlı ve aşırı kentleşmiş ülkelerde sağlıklı kentlerin oluşması güçtür. Türkiye’de sağlıklı kentler ile ilgili olan kuruluş Türkiye Sağlıklı Kentler Birliği’dir. Sağlıklı Kentler Birliği Tüzüğü; Sağlık alanındaki eşitsizlikleri azaltmak, sağlıklı yaşam şekillerini ve sağlık okuryazarlığını geliştirmek, hassas grupları desteklemek ve sağlık konusunu şehir planlama ve imar uygulamaları içerisine yerleştirmek amacıyla şehirdeki tüm sektörlerle ve sivil toplumla birlikte çalışmalar yapılması ve sağlıklı bir şehir oluşturmak için çalışmalar yürütülmesi.
Anayasasının 56. Maddesine göre “Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir”. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek devletin ve vatandaşların ödevidir. Devlet, herkesin hayatını, beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini sağlamak; insan ve madde gücünde tasarruf ve verimi artırarak, işbirliğini gerçekleştirmek amacıyla sağlık kuruluşlarını tek elden planlayıp hizmet vermesini düzenler. 5216 sayılı Büyükşehir Belediye Kanunun 7. maddesinde büyükşehir belediyelerinin görevleri sayılırken sürdürülebilir kalkınma ve çevre korumaya özel önem verilmiştir. Kanunda korunması gereken alanlar belirlenirken çevre, tarım alanları ve su havzaları sayılmış ve katı atık konusu üzerinde önemle durulmuştur. 5216 sayılı Kanun Büyükşehir belediyelerine ayrıca tarihi ve kültürel çevrenin korunması; sağlık, sosyal ve kültürel hizmetleri yürütmek, geliştirmek; sivil toplum örgütleri ile işbirliği yapmak görevi de verilmiştir.
6360 sayılı Kanun ile birlikte Büyükşehir belediyeleri sınırları il mülki sınırları olarak belirlenmiştir. Kanun ile kırsal alan ile kentsel alan arasındaki idari fark ortadan kalkmış ve Büyükşehir belediyeleri tüm alanlara hizmet götürmek zorunda kalmıştır. Bu kapsamda sağlıklı kentler açısından büyükşehirlerin özel önemi bulunmaktadır. Kahramanmaraş Sütçü İmam Ü.’den A. Belli 2019 yılında “Türkiye’de Sağlıklı Kentler ve Büyükşehir Belediyeleri” üzerine karşılaştırmalı bir analiz çalışmadı yaptı. Bu araştırma sonuçlarına göre Türkiye’de sağlıklı kenti ifade eden kodların en fazla bulunduğu Büyükşehir belediyesi, İzmir’dir.
Misyonunda en fazla sağlıklı kent ifadelerini bulunduran belediyeler İzmir ve Denizli Büyükşehir belediyeleridir. Misyonlarında sağlıklı kent ifadelerinin en az bulunduğu Büyükşehir belediyeleri ise, Antalya, Aydın, Diyarbakır, Eskişehir, İstanbul, Manisa ve Muğla Büyükşehir Belediyeleri saptanmıştır. Büyükşehir belediyelerinin vizyon ifadelerine bakıldığında, adalet ve hesap verilebilirlik ifadeleri hiçbir Büyükşehir belediyesinin vizyonunda bulunmamaktadır.
Sağlıklı kent ifadelerinin en fazla bulunduğu kentler olarak da Manisa, Bursa ve Ordu gözlenmiştir. Günümüzde kentleşmenin ortaya çıkardığı sorunların çözümünde sağlıklı kent bir çözüm olabilir. Sağlıklı kent olabilmenin ilkeleri incelendiğinde bu “ilkelerin öncelikle çevre sorunlarının çözümüne yönelik olduğu” göze çarpmaktadır. Diğer bir sorun olan “sağlık sorunları” kent nüfusundaki hızlı artış ile özellikle gecekondu bölgelerinde başlayarak tüm kenti etkiler hale gelmiştir. Sağlıklı kente ilişkin bir diğer değer “kentsel hayat ve kentsel karar alma süreçlerine katılım” ile ilgilidir. Nüfus artışı ile doğrudan demokrasinin uygulanması mümkün değildir. Doğrudan demokrasi yerine uzun yıllardır kullanılan temsili demokrasinin de krize girmesi ve halk katılımına imkân vermemesinden dolayı katılım için yeni yol ve yöntemlere ihtiyaç duyulmaktadır.
Sağlıklı kent için temel kriterlerden birisi halkın katılabileceği yeni yol ve yöntemlerin kullanılabileceği “katılımcı demokrasi” modellerinden birisinin benimsenmesidir. Bu kapsamda kadınlar, çocuklar, yaşlılar, engelliler ve yoksullar gibi dezavantajlı olan grupların karar alma sürecine katılımı ve sorunlarına çözüm odaklı yaklaşmak imkânı sağlanmış olur. Bununla birlikte sivil toplum, özel sektör ve kamunun birlikteliği de sağlanmış olur. Sağlıklı kent açısından diğer bir değer ise “kentin planlı ve sürdürülebilir olmasıdır”.
Sürdürülebilir kalkınma kavramı sadece “çevre” kavramını dikkate alan bir kavram değildir. Sürdürülebilir kalkınmanın diğer iki saç ayağı “toplum ve ekonomidir”. Bu değerlerin sağlıklı kentte bulunması gerekmektedir.
Sürdürülebilir kalkınma ve çevre kavramları ile doğrudan ilgili olan “tarihi ve kültürel mirasa sahip çıkılması” sağlıklı kentlerde beklenen bir diğer değerdir.
Diğer kavram ve ifadeler ile bütünleşen ve insan olmanın değeri açısından önemli olan “eşitlik ve adalet kavramlarının” yeri ve önemi ayrıdır.
Yönetişim ilkelerinden biri olan “hesap verilebilirlik” kavramı sağlıklı kentin özellikle katılım kavramı ile bütünleşen ve bireylerin katılımını kolaylaştıran bir kavramdır. Sağlıklı kent, kentte yaşayanlar için “yaşanabilir bir kent oluşturması” gerekmektedir. Yaşanabilir bir kentte tüm sağlıklı kent değerlerinin yer alması gerekmektedir. Büyükşehir belediyeleri hem kentsel alan hem de kırsal alanı barından önemli idari birimlerdir. Belediyelerin sağlıklı kentti içselleştirmeleri gerekmektedir. Bunun yolu da tüm eylem ve işlemleri için yol gösterici ve rehber olan misyon ve vizyonlarında bu ifadeye yer verecek sağlıklı misyon ve vizyonlar oluşturmalarıdır. Baştan savma ve resmi bir işlemi halletmek için oluşturulacak misyon ve vizyonlar belediyelerin geleceğine ışık tutamayacağı gibi yeni sorunların ortaya çıkmasına da sebep olacaktır.