Belediyenin en önemli görevleri arasında imar, ulaşım gibi kentsel alt yapı, su ve kanalizasyon; çevre ve çevre sağlığı gibi hizmetler gelir. Bu hizmetlerin yanında temizlik ve katı atık; zabıta, acil yardım, itfaiye, kurtarma ve ambulans; şehir içi trafik düzeninin sağlanması gibi önemli görevleri de vardır.
5216 sayılı Büyükşehir Belediyeleri Kanununa göre; Su havzalarının korunmasını sağlamak, bunun için gerekli baraj ve diğer tesisleri kurmak, kurdurmak ve işletmek; derelerin ıslahını yapmak; kaynak suyu veya arıtma sonunda üretilen suları pazarlamak da Büyükşehir belediyelerinin görevidir.
Belediyeler bu görevlerini seçimlerde halkın oyu ile seçilen belediye başkanları ve belediye meclisleri aracılığı ile yerine getirmektedir.
Belediyelerin bu görevleri yerine getirirken şeffaf-denetlenilebilir ve hesap verir-halkın katılımına açık-demokratik-kamu çıkarlarını önceleyen faaliyetlerde olması gerekir.
Su en temel insani ihtiyaçlardan biridir. Suyun varlığı canlı yaşamının devamı için ne kadar önemli ise, suyun ulaşılabilir-temiz-sağlıklı ve sürekliliği de bir o kadar önemlidir.
Aydın’da canlı yaşamını ve ekolojiyi dışlayan, plansız, programsız ve denetimsiz, kentsel ve endüstriyel yapıların kurulumu, enerji ve maden işletmelerin sayısal fazlalığı, kontrolsüz zirai ilaç ve gübre kullanımları yeraltı ve yerüstü sularında kirliliğe, kıtlığa sebep olmaktadır.
Aydın’daki belediyelerin bu konular ile ilgili görevlerini yerine getirmek bir yana, yetki ve tercih haklarını halk ve Aydın’ın sürdürülebilir geleceği lehine kullanmamaları, Aydın’daki içme ve kullanma sularının hem varlığı hemde güvenliği üzerindeki tehlikelerin daha da artmasına sebep olmaktadır.
Nitekim ASKİ Genel Müdürlüğü tarafından 2021 ve 2022 yıllarında Aydın genelindeki içme sularında yapılan bazı su analizlerinde Aydın halkının sağlığını ciddi şekilde tehlikeye sokacak boyutta sonuçlar ölçülmüştür. Bu sonuçlardan bazıları “İçme Suyu Kalite Parametre Değerleri TSE 266” deki normal değerlere göre: Efeler’de Mangan 45.000, Demir 815, Arsenik 724 kat fazla; Çine’de Nikel 294, Nitrat 1,5 kat fazla; Koçarlı’da Arsenik 1.195 kat fazla; Nazilli’de Arsenik 20.600, Nikel 257, Demir 137, Sülfat 1,5 kat fazla; Germencik’te Alüminyum 205 kat fazla; Didim’de Nikel 4.660, Klorür 61, Sodyum 44, Sülfat 7 kat fazla ölçülmüştür.
Kuşadası ve Söke ilçelerinin içme su ihtiyacını karşılamak üzere Aydın Büyükşehir Belediyesi adına DSİ tarafından Söke Sarıçay çayı üzerine 2019 yılından beri Sarıçay barajı inşa edilmektedir.
Sarıçay barajının inşa edildiği vadi içinde hali hazırda faaliyette olan quartz ve feldspat maden ocakları, linyit kömür işletmeleri bulunmaktadır.
Bu işletmelerin olduğu ve Sarıçay barajının kurulduğu bölge Türkiye’nin en zengin Toryum ve Uranyum yatakları arasında yer alan K.Çavdar ve Demirtepe alanları içinde yer almaktadır.
Türkiye Atom Enerji Kurumunun 2014 yılında yayınladığı Çevre Radyoaktivite Atlas’ı verilerine göre bu bölgedeki; topraklarda Toryum, K-40 ve Radon; sularda alfa ve beta radyoaktif parçacıkları Türkiye ve dünya ortalamasından fazla bulunmuştur.
Ege Üniversitesinin 2017 yılında bu bölgede yaptığı çalışmada; Radon, normal seviyenin 3 katı yüksek ölçülmüş. Bu neticenin yağmurun yağması sonucu Uranyum’lu toprakların aşınması sonucu meydana geldiği belirlenmiş. Bölgede 100 ailenin 30’da kanser hastası bulunmuş.
Yine MTA'nın 2002 yılında bu bölgedeki linyit kömürlerinde yaptığı analizlerde dünya ortalamasına göre; Uranyum 66 katı, Antimon 28 katı, Arsenik 22 katı, Molibden 21 katı, Bor 3 katı, Stronsium 3 katı, Vandanyum 2 katına yakın yüksek ölçülmüştür.
Hali hazırda Sarıçay çayı ve etrafındaki mikro havzada bulunan maden ve linyit kömür işletmeleri kimyasal, ağır metal ve radyoaktif atık/atıksularını Sarıçay barajına su taşıyan vadi içine bırakmaktadır.
ASKİ tarafından 2022 yılında Sarıçay barajının kurulduğu bölgede halkın kullanımına sunulan arıtma tesisi çıkışı içme sularında yapılan analizlerde Arsenik normal değerlere göre 1123 kat fazla ölçülmüş.
Hali hazırda mevcut durumda Sarıçay barajının yapıldığı, baraja su taşıyan mikro havzadaki toprak ve sularda yapılan analizlerde ağır metal, kimyasal ve radyoaktif kirlilik olduğu, bu kirliliklerin yapılan arıtma işlemleri ile giderilemediği, halkın sağlığına ciddi zarar verdiği görülmektedir.
İşte tam bu noktada 2023 yılında Sarıçay vadisi içinde bulunan linyit kömür işletmesinin 5 kat daha büyümesine sebep olacak 19 parsel için Cumhurbaşkanlığı tarafından acele kamulaştırma kararı verildi.
Bunun anlamı ise, linyit kömür işletmesi tarafından Sarıçay çayına ve yapılmakta olan Sarıçay barajına bırakılacak olan ağır metal ve radyoaktif madde miktarının mevcut durumdan 5 kat daha fazla ve uzun süreli bırakılacağı, barajda birikecek ve içme suyu olarak kullanılacak suyun da Türkiye ve dünya ortalamasından çok çok fazla ağır metal ve radyoaktif maddeler ile kirletileceği gerçeğidir.
Normal koşullarda halkın sağlığını önceleyen, halkın yediği ve içtiğini kendine dert edinen, kamusal ağırlıklı hizmet veren bir belediyenin hiç bir şikayeti veya uyarıyı beklemeden, halka içme suyu sağlamak amaçlı inşa ettirdiği barajın yapımına başlanmadan önce bölgenin jeolojik özelliklerini inceletmesi ve bilmesi, baraja su sağlayan mikro havzada kirlilik oluşturan unsurlara itiraz etmesi-faaliyetlerine son verilmesini sağlaması-hele hele yeni kirletici unsurlara hiç ama hiç izin vermemesi gerekir.
Kuşadası ve Söke ilçelerinin içme su ihtiyacını karşılamak amaçlı inşa edilmekte olan Sarıçay barajındaki mevcutta ve gelecekte meydana gelecek olan su kirlilik sorunu Aydın Çevre Mücadelesi Platformu (AYÇEM) tarafından kamuoyu ile paylaşıldığında ASKİ Müdürlüğü tarafından telefon ile arandı.
Bu aramada ASKİ’ye Sarıçay barajı sularını hali hazırda kirleten ve kamulaştırma kararı ile daha fazla kirletecek olan feldspat ve linyit kömür işletmelerine itiraz edip etmeyecekleri sorulduğunda, ASKİ tarafından mevcut ve gelecek kirletici unsurlara itiraz edilmeyeceği, sadece süreci takip edecekleri ona göre pozisyon alacakları ifade edildi. ASKİ’ye Sarıçay barajında olacak olan su kirlilik sorunu nedeni ile Kuşadası ve Söke ilçesi halkının çok endişeli ve kaygılı oldukları, Büyükşehir Belediyesinden bu konu ile ilgili açıklama bekledikleri ifade edildiğinde, ASKİ Müdürlüğü bu konuyu düşüneceklerini iletti.
ASKİ ve AYÇEM arasında gerçekleşen bu konuşma üzerinden bir ay geçmesine rağmen, belediye tarafından bu konu ile ilgili kamuoyuna hiç bir açıklama yapılmadı.
Bunun üzerine AYÇEM, Facebook sayfasından “SARIÇAY BARAJI; Söke-Kuşadası’nda yaşayan 300 bin insanın içme suyunu ağır metal ve uranyum ile kirletecek. Belediyelerin bu konu ile ilgili bir düşüncesi var mı?” içerikli Aydın Büyükşehir Belediyesi, Söke Belediyesi, Kuşadası Belediyesine cevap vermeleri amaçlı çağrıda bulunmaya başladı. Her gün yenilenen çağrıların yapılmaya başlanması üzerinden 100 gün geçmesine rağmen bu belediyelerin hiç biri, Sarıçay baraj suyundaki kirlilik Kuşadası ve Söke ilçe halklarına her hangi bir tehlike oluşturmuyor yada oluşturuyor şeklinde bir açıklamada bulunmadı, bulunmamaya da devam ediyorlar. Yada bilgilendirmede bulunma gereksinimi duymuyorlar. Aydın’daki belediyelerin bu tutumları ister ilgisizlik, ister umursamazlık, isterse de görev kusuru vs.ne şekilde nitelenirse nitelensin, en vahim sonucu ilgili belediye yöneticilerinin oylarını alarak seçildikleri, seçilirken de bin türlü vaat verdikleri halkın sağlığını, yedikleri-içtikleri gıdaların, soludukları havanın güvenirliği konularını hiç umursamadığı, ildeki bilboardlarda yazan “Halk ister, Büyükşehir Yapar” ifadesinin gerçeği yansıtmadığı, demokrasinin temel unsurlarını amaç değil araç olarak kullandıkları görülmektedir.