Meşhurdur.
Söylediğin yalana önce kendin inanacaksın.
Sonrası kendiliğinden gelir.
Hitler’in Propaganda Bakanının “Yeterince büyük bir yalan söyler ve sürekli tekrar ederseniz, sonunda halk buna inanır” yalan algısının günümüzde ortaya çıkması da böyle bir şey.
Neymiş…
"Deist ve ateist gençler yetişiyor"
Biz, psikolojik harpçilerin algı üzerinden yaydıkları yalan üzerinden değil de…
Olgular üzerinden…
Yani pozitivistlerin çok övündükleri verilerle bu yalanın çürük olduğunu göstereceğiz.
İSAR Araştırma Merkezi'nce Türkiye genelinde saha araştırması yapılmış.
Konu:
“Yaşam memnuniyeti, inanç ve dindarlık” …
Türkiye Genel Sosyal Saha Araştırması (TGSS) bulgularına göre yıllardır süregelen algı operasyonlarına cevap niteliğinde…
TGSS’nin yapmış olduğu araştırmada şöyle bir tablo ortaya çıkıyor:
“Deist ve ateist gençler geliyor” vurgusuna karşılık…
Türkiye’de Allah’a inanç oranı oldukça yüksek çıkmış.
Çünkü katılımcıların yüzde 94’ü Allah’a inandığını söylüyor.
Yani "Deist ve ateist gençler yetişiyor” algısı…
Tamamıyla “foss” ...!
Buna karşın, Allah’a inanmadığını belirtenlerin oranı yüzde 4’te kalmış.
-Ki, bu bile yüksek-
Kararsız olanların oranı ise yüzde 2 civarında…
Algı ne diyor?
“Deist ve ateist gençler geliyor.”
Olgu ne diyor?
“Ateistim” diyenlerin oranı 0,72…
“Deistim” diyenlerin oranı ise oranı 0,99’dur.
Dikkat buyurulsun…!
Oranlar…
Yüzde bir (1) bile değil…
Durum böyle olmasına rağmen psikolojik harbin topluma zerk ettiği algı nedir?
“Türkiye inançsız bir nesil tehlikesiyle karşı karşıya…”
Ama bilimsel veriler tam tarsini söylüyor.
Devam edelim.
Bundan başka diğer araştırma verileri de şöyledir:
Türkiye’de din ve siyaset ilişkisine bakıldığında ise katılımcıların yüzde 67’si kendini dindar veya çok dindar olarak tanımlıyor.
Araştırmalar kapsamında sıklıkla namaz kılanların oranı yüzde 40.
Ara sıra namaz kılanların oranı ise yüzde 24.
Çok nadir ya da hiç namaz kılmayanların oranı ise yüzde 36 olarak tespit edilmiş.
(Hakikatte bu oran bile yüksek. Ama biz, psikolojik harbe karşı mevzi almaya çalışıyoruz.)
Yine bu saha araştırma bulgularına göre Ramazan ayında oruç tutma oranı yüzde 76 olarak tespit edilmiş.
Başörtüsü takma oranı da sorulmuş.
Buna göre ülkemizde başörtüsü takma/örtme yüzde 54 olarak kayıtlara geçmiş oldu.
Ayrıca katılımcıların yüzde 82’si din ile siyasetin ayrı tutulması gerektiğini belirtmiş.
Dikkat çekici başka bir veri ise Anayasa ile ilgili…
Yeni Anayasa tartışma ve çalışmalarının yapıldığı bir ortamda bu bulgular önemlidir.
Nitekim katılımcıların yüzde 56’sı Anayasa’nın ve medeni hukukun İslami referanslarla uyumlu olmasının gerektiğini söylemiş.
Alın size saha verileri…
Algı üzerinden değil olgular üzerinde konuşulursa daha gerçekçi bir zeminde tartışmalar devam eder.
Böylesi bir halde münakaşa değil müzakere ve müşavere ortaya çıkar.
Bu da geleceğimiz açısından çok önemli bir yol tutuşu olacaktır.
Vesselam.
(Veri kaynağı: https://www.sabah.com.tr/ yazarlar/ovur/ 2025/02/18/ turkiyenin-inanc-ve-dindarlik-fotografi)