“Neden Gazze’de soykırım oluyor” un cevabı aslında bu başlıkta saklı…
Ama hakkı teslim etmeden konuya geçmek yerinde olmaz.
Nedir o?
Manchester City'nin ünlü İspanyol teknik direktörü Josep Guardiola’nın konuşması…
Nerede yaptı o konuşmayı?
Manchester Üniversitesi tarafından kendisine verilen ‘fahri doktora’ unvanını alırken…
Ve o konuşma ayakta alkışlandı.
Biz de alkışlıyoruz.
O koşmada Josep Guardiola şöyle diyor: “Gazze’yi savunmak bir ideoloji değil, yaşam sevgisi meselesidir. Burada yaşananlar tüm insanlığı ilgilendiriyor. Dört yaşındaki kız ve erkek çocukların bombalarla öldürüldüğünü ya da hastanede hayatını kaybettiğini görüyoruz. Bu meselenin bizim işimiz olmadığını düşünebilirsiniz ama dikkatli olun, bir sonraki dört veya beş yaşındaki çocuklar bizim olacak. Gazze'deki bebeklerin başına gelen korkunç olayları gördükten sonra her sabah uyandığımda çocuklarımı görüyorum.”
Pekiyi kendini Müslüman olarak tanıtan fetövari imam kılıklı adam ne yapmış?
Olayı hülasa edelim:
Tunus asıllı Fransız-sözde fetövari- İmam Hasan Şalğûmî öncülüğündeki Avrupalı bir grup İsrail Cumhurbaşkanı Herzog’u ziyaret ediyor.
Tunuslu -sözde fetövari- imam Hasan Şalğûmî, Herzog için “Kardeşlik, insanlık ve özgürlük dünyasını temsil ediyorsunuz” diye iltifatlara boğuyor.
Tam yüz kızartıcı…
Utanç verici bir alçaklık…
Satılık ruhlu -sözde fetövari- imamın Herzog’u ziyareti esnasında söylediği bazı sapkın görüşleri şöyledir:
“Dünya İsrail'e benzer bir demokrasi modeli benimsemeli…
İsrail boykotları Kur’an’a aykırı…
İslam ve Yahudilik arasında barış köprüleri kurulmalı…
Biz hepimiz İbrahim’in çocuklarıyız.
Aramızdaki uyumu yok etmeye çalışan radikallerle mücadele ediyoruz.
Ziyaretinizle ve bu cesur eyleminizle, sizler Ortadoğu’da ve dünya çapında, birlikte yaşamayı arzulayan çoğunluğu temsil ediyorsunuz.
Yahudilerle Müslümanlar arasındaki tansiyonun yükseldiği şu zor zamanda, siz bambaşka şekilde davranmayı seçtiniz.”
Tunus asıllı Fransız-sözde fetövari- İmam Hasan Şalğûmî’nin ilk halt yemesi değil…!
2019 yılında da kalabalık bir ihanet heyetiyle İsrail’i ziyaretinde Yahudilerin bile ağzını açık bıraktığı şu ihanet cümlelerini sarf etmişti:
“İsrail ordusu olarak siz bu kuvvetinizle, Arap ülkelerine de zarar veren şeytanî güçlerin hakkından geleceksiniz. Siz, Ortadoğu’da barışın ve istikrarın vesilesi olacaksınız. Ben buraya gelmeden önce, Filistinlilerin İsrail tarafından yok edilmeye çalışıldığını ve çok acı çektiklerini sanıyordum. Ama burada Araplarla Yahudilerin özgürce, bir arada yaşadığını görüp çok şaşırdım. Bildiğim her şey yalanmış. Ülkeme, İsrail hakkında bambaşka fikirlerle döneceğim.”*
F.Gülen’in 1999‘da Vatikan’da Papa’ya sunduğu mektuba ne kadar da benziyor değil mi?
İçeriğinden ziyade yüklenilen ihanet ruhu...!
Bu ihanet sözlerine karşılık Şalğûmî’ye iltifatlar düzülüyor.
Tabi ki tabi olduğu Siyonist çevrelerce…
Bu çevrelere göre fetövari imam “hoşgörülüdür.”
“Birlikte hayat” düşüncesi çok yerindedir.
Katil Siyonistlerle “uyumlu”, “barış” içinde yaşama hayali mutlaka gerçeğe dönüştürülmelidir…!
Sapkın sözde imam “Ilımlı İslâm”ın son temsilcisidir…!
Ve benzeri iltifatlar…!
Tarih bize göstermiştir ki, bu tarz kuklalar itibarlarını her şekilde devam ettirmektedir.
Devam da ettireceklerdir.
***
Yazımızı Haber 7’den sayın Gaffar Yakınca’nın “Sire bize ne öğretti?” makalesinde bir bölüm ile bitirelim.
Bitirelim de belki birileri ders çıkartır.
Şöyle diyor:
“Yunanistan’ın Sire (Sinoz) adasına yanaşan kruz gemisindeki İsrailli turistler karaya çıkamadılar… Sire halkı buna izin vermedi.
Limanda toplanan kalabalık ellerinde Filistin bayrakları ile “Bebek katili İsrail, Siyonistler defolun” diye sloganlar atıyor.
Gemi bir süre liman girişinde bekledikten sonra geldiği gibi defolup gidiyor.
İşte Sire’deki eylem, tam da bunun için çok önemli…
Sire, kabaca 20 bin nüfuslu küçük bir ada. Bütün geliri turizmden…
Yani gemiden inecek İsrailliler, deyim yerinde ise adanın “veli nimeti”. Adanın bütün dükkanları, lokantaları, kahveleri bu adamları, daha doğrusu turistleri bekliyor.
İşte Sire halkının güzelliği de burada gizli… Halk, gelir kaybedecek olmasına rağmen soykırımcı ülkenin parasını istemiyor. Defolup gidin diyor.
İnsanlık onuru için paradan, hatta geçiminden vazgeçiyor.
Şimdi eğri oturup doğru konuşalım….
Türkiye’nin herhangi bir kıyı kentinde böylesi bir eylem düzenlense, ticaret erbabı veya esnaf nasıl davranırdı acaba?
Üzülerek söylüyorum, bizde, özellikle kıyıları mesken tutan esnafın paradan başka kıymet verdiği bir değer yok. Hiç şüpheniz olmasın, soykırımcı ülkenin turistlerine karşı oluşabilecek bir eylemde -istisnalar bir yana- önce eylemi kırmak isteyecek, sonra da “öldük bittik mahvolduk batıyoruz” diyerek devletten teşvik, yardım, af vs. dileneceklerdir.
Sire halkı bize ahlak ile para arasında ince bir denge olduğunu, gerilim durumunda paranın değil ahlakın seçilmesi gerektiğini gösteriyor. Özellikle de turizmcilerimiz için ne güzel bir ders!”(https://www.haber7.com/yazarlar/gaffar-yakinca/3549396-sire-bize-ne-ogretti)
***
Sizce ders çıkartan olur mu?
Üzerine alınan olur mu?
Ben bilemedim.
Bilen varsa beri gelsin.
*Kaynak: Taha Kılınç, Yeni Şafak
Gazze’nin FETÖ’cü İmamı…!
Dr. Mesut Mezkit
Yorumlar
Trend Haberler
Nazilli’yi üzen ölüm: Genç eczacı evde ölü bulundu
Aydın'da dikkat çeken arsa satışı
Karacasu'da feci kaza: Traktörden düşen gurbetçi hayatını kaybetti
Aydın’da ulaşıma zam geldi! İşte yeni tarifeler
Nazilli’de kahreden olay: 16 yaşındaki Cennet tüfekle yaşamına son verdi
Karacasu'da korku dolu anlar: Mahalleli sokağa döküldü
Karacasu'da acı ölüm: Önce biber dizdi, sonra kendini astı
Aydın’da genç esnaf kalbine yenildi
Gören tezgaha bir daha bakıyor: Nazilli'de "feijoa" ilgi odağı oldu
Karacasu'da o mahallenin en yaşlısı vefat etti
Resmi İlanlar