Emperyalizmin ana felsefesi olan “kapitalist iştahın” tatmin edilmesi, müstemlekecilik ile mümkün olmuştur.
Kapitalist iştah telâkkîsi daima ana merkezdir.
Her türlü vasıtayı emrine âmâde kılmakta mahir emperyalist düşünce sisteminin uygulayıcıları, mütemadiyen zayıfları “ezme” politikasını sistemli bir şekilde tatbik etmiştir.
Sistemini de bir “izm” etrafında dogmalaştırmıştır.
Bu “izm”, vahşiliğini bir ruhtan almaktadır: o da muharref Hıristiyan-Yahudi Uygarlığıdır.
Her iki anlayışın sistematize ettiği emperyalist fikir, her yüz yılda farklı bir temsilci tarafından tatbikatını sürdürmüştür.
Bu fikre göre, insan yoktur; batılı ırk vardır.
Bu ırkın dışındakilerin ve bunlara “itaat” eden dindaşlarının hakları cari değildir.
Çok uzağa gitmeye de hacet yok.
Avrupa’nın göbeğinde işlenen soykırıma sessiz kalan Batılılara göre Müslüman Boşnaklar insan değil.
Daha muşahhas (somut) olsun diye şu tarihi kara lekeye bakınız:
11 ve 12 Temmuz 1995 günü Srebrenica’da “tek dişi kalmış canavar” Hıristiyan Batı dünyasının yüksek müsaadeleriyle 12 bin Müslüman Boşnak katledilmiştir..!
Silahsızlandırılan bölgede katledilen insanların dini kimliğine göre muameleye tabi tutan çağdışı kafa şu zihniyettir:
Emperyalist Vahşi Kapitalist Zihniyet.
Yani Hıristiyan-Yahudi Uygarlığı…
Aynı orta çağ karanlık dehlizlerindeki zihniyetin kendi ülkelerinde bir kişinin burnu kanasa dünyayı ayağa kaldırırlar; ama, “farklı” olanların, “ötekilerin” ise hiçbir kıymeti yoktur.
Bunu nereden anlıyoruz?
Vahşi Yahudi-Haçlı Emperyalist uygulamalardan...
İşte Srebrenica…
İşte Gazze…
İşte Suriye…
İşte Irak…
***
Asıl konumuza dönersek…
Boşnakların tarih boyunca uğradığı zulmü, maruz kaldığı katliamların tarihi seyrini nakletmek tarihi bir zarurettir. (*)
Bosna Hersek’te, 1992-95 yılları arasındaki savaşta, Sırp, Hırvat ve Karadağlılar eliyle işlenen insanlık dışı suçlar işlendi.
Tek kelime ile soykırım...
Sırp Çetnikler, Srebrenitsa’da, en az 8 bin 372 Boşnak sivili şehit ettiler.
Şehitlerin binden fazlasına, halen ulaşılamadı.
Sürekli yeni toplu mezarlara ulaşılıyor.
Srebrenitsa Soykırımı, kapanmayan bir yaradır.
***
Boşnaklar, ilk kez değil, tarih boyunca birçok kez sürgüne, fiziki ve kültürel soykırıma uğradılar.
* İlk soykırım, 1683-1689 yılları arasında, Osmanlı Devleti ve Avusturya İmparatorluğu arasındaki Viyana Savaşı esnasında ve sonrasında meydana geldi.
* İkinci soykırım, 1711 yılı Ortodoks Noeli arifesinde, Karadağ’daki Müslüman Boşnaklara karşı girişilen ‘devşirme operasyonu’ esnasında yaşandı.
* Üçüncü soykırım, 1804-20 yılları arasında, Birinci ve İkinci Sırp Ayaklanmaları neticesinde Sırbistan’daki Müslümanlara yönelik etnik temizlik girişimidir.
* Dördüncü soykırım, Sırbistan’ın otonomi elde etmesinin ardından, 1830-1867 yılları arasında Ujitse, Şabats ve Belgrad’da yaşayan Müslümanların sürgün edilmeleri esnasında meydana geldi.
* Beşinci soykırım, 1878 Berlin Antlaşması neticesinde Osmanlı’dan ayrılan Karadağ ve sınırlarını genişleten Sırbistan’ın, Müslümanlara ait kültürel ve kutsal yapıları yok etmeleri esnasında yaşandı.
* Altıncı soykırım, Avusturya-Macaristan’ın Bosna Hersek’i işgalı sonrasında Boşnakların Sancak, Kosova ve Makedonya’ya göç etmeye zorlanması esnasında yaşandı.
* Yedinci soykırım, 1912-1913 yılları arasında Plav-Gusinye bölgesindeki, Müslümanları zorla Hıristiyanlaştırma girişimi esnasında; bin civarında Sancaklı Boşnak Müslümanın idam edilmesiyle yaşandı.
* Sekizinci soykırım, 1919 yılında yine aynı bölgenin, önde gelen Boşnaklarından 450’sinin idam edilmesiyle yaşandı.
* Dokuzuncu soykırım, Sırp-Hırvat-Sloven Krallığı’nın kurulduğu 1918’den, 1941’deki çöküşüne kadar devam süreçte yaşandı. Örneğin, 7 Kasım 1924’te Biyelo Polye’nin Şahoviçi köyündeki 600 Sancaklı Boşnak Müslüman şehit edildi.
* Onuncu soykırım, 1941-45 yılları arasında, İkinci Dünya Savaşı esnasında meydana geldi. Birçoğu Sırp Çetnikler eliyle, 106 bin Boşnak şehit edildi.
* On birinci soykırım, 1992-95 yılları arasında Sırp, Hırvat ve Karadağlıların saldırganlıkları esnasında büyük ölçüde Drina Nehri kıyısında ve ilaveten Krayna, Sanski Most, Foça, Çayniça, Han Piyesak, Rogatitsa, Brautunats, Biyelyina ve Srebrenitsa’da yaşandı.
***
Dile bile kolay değil: Bosna Savaşı’nda 100 bin insan hayatını kaybetti, 50 bin kadın tecavüze uğradı, 2 milyon insan evini terk etmek zorunda kaldı. Hayatını kaybedenlerin 10 bini Saraybosna’dan, 2 bin 700’ü Zvornik’ten, bin 900’ü Foça’dan, bin 700’ü Vişegrad’dan, 500’ü Biyelyina’dan ve 224’ü Travnik’ten idi.
Son soykırımın, dikkat çeken, başka özellikleri de var.
Bundan önceki soykırımlarda, hiçbir silahlı direniş yaşanmadı. Ancak bu sefer, başka bir şey oldu. Boşnaklar, ilk kez Çetnik ve Ustaşalara karşı silahlı direniş gösterdiler.
Aslına bakılırsa: Boşnaklar, sadece Sırp, Hırvat ve Karadağlılara karşı değil, Rusya ve Yunanistan başta olmak üzere tüm Batılı dünyaya karşı savaştılar. Hatta kendi içlerindeki Boşnaklara karşı da mücadele etmek durumunda kaldılar.
Ne oldu, şaşırdınız mı?..
Son soykırımın bir diğer ayırt edici özelliğini Bosna Hersek Kayıp Kişiler Enstitüsü Müdürü Amor Maşoviç, şu şekilde anlatıyor: “Bugüne kadar tespit edilen toplu ya da tekil Müslüman mezarlarını haritada işaretlerseniz, Sırp Cumhuriyeti sınırlarıyla örtüştüğünü görebilirsiniz. Sırp Cumhuriyeti’nde, Boşnak ve Hırvatların savaştan önce Sırplarla birlikte yaşadığı ve savaştan sonra toplu mezarın bulunmadığı, bir toprak parçası yok.”
Son soykırımın en dikkat çeken özelliği ise şehitleridir. Çetnik Sırplar, Vişegrad’da, sadece 48 saatlik Kurspahiç soy isimli bir bebeği, yakarak şehit ettiler. Cenevre kayıtlarına göre en yaşlı Boşnak savaş esiri olan Hanka Nine ise Rogatitsa’daki esir kampında 101 yaşında vefat etti.
Velhasıl…
Sırplar, işledikleri tüm insanlık suçlarının mükâfatını Bosna Hersek Sırp Cumhuriyeti (Republika Srpska-RS) ile aldılar. Mazlum Boşnakların payına ise katiller ve tecavüzcüler ile birlikte yaşamak düştü."
Tekraren soykırıma uğrayan Boşnak kardeşlerimize Allah’tan rahmet diliyorum.
(*)Kaynak: Ayhan Demir, https://www.yeniakit.com.tr/yazarlar/ayhan-demir/11-temmuz-yaklasirken-49500.html