Okuyucularım şaşıracak…!
Diyanet ne yapıyor da yırtınıyor…!
Kanal 7’nin dizileri neden Diyanetin paçasından çekiyor…!?
Lafı uzatmaya hiç gerek yok.
Diyanet, son zamanlardaki Cuma hutbelerinde suya sabuna dokunan hutbeler irat ediyor.
“Haya” hutbesi de bunlardan birisi.
Dinlediğimde fırtınanın kopacağını anlamıştım.
Tabii ki bizim cenahta değil…
Cuma’da yüzü olmayanlarca…
Batıcı, modern birtakım kesimlerce…
Pekiyi Kanal 7 dizilerinin bu konuyla ne alakası var?
O konuya geçmeden evvel Diyanet İşleri Başkanlığı’nın o hutbesinden bir kesit sunalım.
Ondan sonra çuvaldızı Kanal 7 gibi kendini dindar kabul eden kesimin medyasına batıralım...!
***
“Haya” hutbesinden …
Hayâ, yüce dinimiz İslam’ın kadın erkek her Müslüman’a emrettiği temel bir ahlak ilkesidir.
Hayâ, nefsin her türlü aşırılığına karşı gösterilen onurlu bir duruştur.
İnsanı bütün kötülüklerden koruyan güçlü bir kalkandır.
Hayâ, bir hayat tarzıdır. Fıtratın gereği, bedenin süsü, imanın hayata yansımasıdır.
Hadis-i şerifte Allah Resûlü (s.a.s), “…Hayâ, imandan bir parçadır.” buyurarak, hayânın önemine dikkat çekmektir.
Hayâsızlık ise, ahlaki değerleri yok eden, insanın onur ve saygınlığını ayaklar altına alan bir felakettir.
Şeytanın, en sinsi tuzaklarından biridir.
Nitekim Yüce Rabbimiz, “Ey Âdemoğulları! Avret yerlerini kendilerine açmak için, elbiselerini soyarak ana babanızı cennetten çıkardığı gibi, şeytan sizi de saptırmasın...” buyurmaktadır.
Maalesef, mahremiyetin pervasızca ihlal edildiği bir çağda yaşıyoruz.
Günümüzde giyim sektörü, modacılar ve bazı medya çevreleri, “özgürlük” ve “çağdaşlık” adı altında çıplaklığı özendirmekte, örtünmeyi değersizleştirmektedir.
Bu anlayış, kadını da erkeği de değerli bir varlık olmaktan çıkarıp izlenen ve tüketilen bir nesneye indirgemiştir.
Oysaki insanın bedenini, mahremiyetini ve özelini toplum önünde sergilemesi; aklın, vicdanın ve fıtratın bozulmasıdır.
Dolayısıyla kısa giysiler ve şeffaf kıyafetler giyilmesi, nerede ve hangi amaçla olursa olsun Allah’ın örtünme emrini ihlaldir, haramdır.
Uzuvları belli edecek şekilde dar elbise giyenler Allah Resûlü (s.a.s)’in ifadesiyle, “Giyinik çıplaklardır.”
Ekranlarda, dijital mecralarda, görsel ve yazılı basında dinimizin tasvip etmediği kıyafetlerle paylaşımlar yapmak her açıdan çirkin bir davranıştır, haramdır.
Bazı sinema, dizi film, dijital mecralarda yapılan yayınlar ve reklamlar aracılığıyla normalleştirilmeye çalışılan çıplaklık, cesaret ve özgürlük değil, aile kurumuna yapılan bir saldırıdır.
Uygunsuz kıyafetlerle toplumsal alanlarda, hele hele kurumsal özelliği olan mekânlarda bulunmak asgari ahlak kurallarına bile meydan okumaktır.
Bu, çağdaşlık değil, ilkelliktir.
Ahlak ve edep ölçülerinin çiğnenmesine sessiz kalan herkes büyük bir vebal altındadır.
Çünkü neslimizin iffetini, edebini ve ahlakını korumak hepimizin ortak sorumluluğudur.
***
Şimdi çuvaldızı kendini muhafazakâr ya da dindar sınıfa koyan medyaya batıralım.
Onlara -ne anlam çıkartırlarsa çıkartsınlar-birkaç sözümüz olsun.
Daha evvel bu köşede Yeni Şafak için (https://www.sesgazetesi.com.tr/yeni-safak-daha-hassas-olmali-10378163) bir tespitte bulunmuş ve gerekli ikazı yapmıştık.
Kanal 7 de aynı durumdadır.
Tevafuk eseri tv kanalları arasında dolaştığımızda gördük ki Hutbenin ilk muhatabı Kanal 7‘nin dizileridir.
Dizilerinde (isim vermeye gerek yok) ve reklamlarında hiçbir hassasiyete rastlamadık.
-O kadar ki aynı gün kanallar arası dolaşırken sahil kenarında bir hanımın kıyafeti Hutbe ’deki çırpınmaya birebir uymaktaydı…! Sanki nispet ediyor…! -
Normal TV kanallarına taş çıkartan bölümlere tesadüf etmek çok üzücü.
Veya biz öyle düşünüyoruz.
-Belki de- küresel dünyada kapitalist dayatmalara direnmenin bir anlamının olmadığına hükmetmişlerdir.
Zannederim, onların değişimden anladıkları dönüşmek olmalı ki, dizilerinde bu yüzden hassasiyet yok.
Dahası…
Reklamlardaki hassasiyeti geçtik…
Boykot kararı alınan markaların reklamlarına boy boy yer vermeleri içler acısı bir durumdur.
Muhtemel yön değiştirdiler.
Eğer öyle ise bunu açıklamalılar ki…
Bir daha bu tarz yazıları kaleme almayalım.
“Nasıl olsa merkez medya denilen alana dümen kırmışlar” deriz.
“İkaz etmenin bir anlamı yok” hükmüne göre yolumuza devam ederiz.
Ancak Diyanet’in canhıraş mücadelesine köstek oldukları muhakkaktır.
Kendini haber kanalı gören -eski- dindar görünümlü medyanın sunucularına ve yorumcularına bir şey demek ise havanda su dövmekten daha beter bir haldir.
Onlar zaten tarafını seçti.
(Görünen o ki Türkiye’de üçlü dönüşüm hayata geçti: Solculuk-İslamcılık ve Kürtçülük. Ne demek istediğimiz; ehline malumdur.)
Özetle…
Diyanet’te: Siz kendi mahallenizde etki eden bir hutbe irad edemezseniz diğer kanalların buna duyarlı olmasını bekleyemezsiniz.
Bahse konu medyaya: Diyanetin canhıraş mücadelesine destek vermemeniz çok acıdır.
Ve hazindir. Boşuna kürek çekiyoruz.
Vesselam.
Diyanet yırtınıyor; Kanal 7’nin dizileri paçasından çekiyor!
Dr. Mesut Mezkit
Yorumlar
Trend Haberler
Nazilli’yi üzen ölüm: Genç eczacı evde ölü bulundu
Aydın'da dikkat çeken arsa satışı
Karacasu'da feci kaza: Traktörden düşen gurbetçi hayatını kaybetti
Aydın’da ulaşıma zam geldi! İşte yeni tarifeler
Nazilli’de kahreden olay: 16 yaşındaki Cennet tüfekle yaşamına son verdi
Karacasu'da korku dolu anlar: Mahalleli sokağa döküldü
Karacasu'da acı ölüm: Önce biber dizdi, sonra kendini astı
Aydın’da genç esnaf kalbine yenildi
Gören tezgaha bir daha bakıyor: Nazilli'de "feijoa" ilgi odağı oldu
Karacasu'da o mahallenin en yaşlısı vefat etti
Resmi İlanlar