Uzun bir maratonun ardından artık yaz tatili geldi. Yorulduk değil mi? En başta çocuklar olmak üzere biz anne babalar da hepimiz güzel bir tatili hak ettik. Okulların yoğunluğu, dersler, sınavlar derken çok şükür kazasız belasız dönemin sonunu daha getirdik. Umarım karneler de güzel gelmiş ve emeklerinizin karşılığını almışsınızdır. Tabii ben öğretmen olarak baktığım için bizler de tatil girdik. Yaz sezonunda çalışmaya devam edenlere de bu sıcaklarda kolaylıklar diliyorum.
Eveet, tatil havasına girenler şöyle bir rahatlayalım, dinlenelim. Bu güzel günlerin keyfini çıkaralım. Özellikle bu eğitim öğretim yılında sınava giren çocuklar, bir sınav annesi olarak söyleyebilirim ki sonuna kadar dinlenmeyi ve oyun oynamayı çok özlediler. Çünkü neredeyse bütün kış hiçbir yere çıkmadılar, gezmediler, yeri geldi uyumadılar. Onlar için de bu yarış çok zordu. Sonuna kadar çalıştılar. Müthiş bir irade gösterdiler. Bu özverilerinden dolayı onları ayrıca tebrik ediyorum.
SINAV STRESİ NASIL ATILIR?
Çocuklarımızın bu sınav stresini üstlerinden atmaları gerekiyor. Bunu da nasıl yapacaklar? Eğitim uzmanlarına göre mümkün olduğu kadar çocuklarımızı sosyal aktivitelere yönlendirmeye çalışarak yapılabilir. Koşup oynamak, spor kulüplerine katılmak, yüzmek onların bedenen ve ruhen tazelenmeleri için şifa olacaktır. Bunun yanında biliyorum ki telefon, bilgisayar oyunları da onlar için çok cazip. Mümkün olduğu kadar onları da oynamalarına belli bir sürede izin vermek lazım. Zaman bunu gerektiriyor. Biz öğretmenler de bunun doğru olmadığını bilsek de çocukların bu oyunları çok sevmesi sebebiyle mümkün mertebede ve makul bir zaman diliminde izin veriyoruz. Çünkü yoksa evde -hepimizin tahmin edebileceği gibi- birtakım restleşmeler yaşanabiliyor.
Peki, bir yaz boyunca ağustos böceği gibi sadece saz çalıp eğlenecek miyiz? Hayır, tabii ki!.. Hayaller/gerçekler kısmını unutmayalım. Bu günlerin de bir sonu var. Sonunda ne var? Yine okul ve yine sınavlar var. Gezip, dolaşıp kürkçü dükkanına geri döneceğiz.Bu sebeptendir ki biraz dinlendikten sonra öğrenci olduğumuzu unutturacak şeyler yapmayı bırakamayalım. Bunun en güzel, en zahmetsiz ve eğlenceli çözümü ise tahmin edebileceğiniz gibi “ kitap okumak”.
NEDEN OKUMALIYIM?
Biz bir sınav ülkesiyiz. Hayatımızın her dönemi bir sınava tabi tutuluyoruz. Ne yazık ki eğitim sistemimizdeki başarı kriteri ve iş sahibi olma yolu da bu sınavlardan geçiyor. Ülkemiz genelinde yapılan LGS, YKS, KPSS sınavları gösteriyor ki bu sınavlar sadece test sınavı değil. Salt bilgiyi ölçmüyor. Sınavlar; çoklu kazanımları kapsamakta, çocuklarımızın okuma, anlama, yorumlama, problem çözme becerisini ön plana çıkaran, analitik düşünme, görsel okuma gücünü ölçen, çok yönlü, çok uzun ve çeldiriciliği güçlü, dikkat isteyen sorulardan oluşmakta. Kısacası çok zor ve eleyici sınavlar. Gözünüzü korkutmak istemem ama bu maalesef gerçek. Her sene de gittikçe zorlaşıyor diyebilirim. Bu sene yapılan sınavların zorluk derecesi bunu kanıtladı. Bu sebeple uzun vadede çocuklarımızın geleceğine doğru bir yatırım yapmak istiyorsak onlara kitap okutalım, biz de onlarla okuyalım.
NE OKUYALIM?
Ne okuyalım? En başta çocukları okuyacağı kitapları kendilerinin seçmesine ve kendi kitap zevklerinin oluşmasına imkan vermek gerek ama benden de naçizane birkaç önerisi olsun çocuklarımıza.
Samed Behrengi - Küçük Kara Balık
Şermin Yaşar - Dedemin Bakkalı
Bilgin Adalı - Zaman Bisikleti
Ferenc Molnar - Pal Sokağı Çocukları
Andrew Clements - Bunun Adı Findel
Jose Mauro De Vasconcelos -Şeker Portakalı
BÜYÜKLERE TAVSİYELER
Biz büyükler de onlarla okumaya özen gösterelim ki onlara örnek olalım. Sizler için de birkaç kitap önerisi verebilirim. İçlerinde daha önce karşılaştıklarınız ya da merak ettikleriniz vardır. Bu yaz “kaliteli” zaman geçirmek adına bir fikir olsun sizlere.
Sabahattin Ali - Kürk Mantolu Madonna
Ahmet Ümit - Sultanı Öldürmek
Klahed Hosseini - Uçurtma Avcısı
Hermann Hesse - Siddhartha
İlber Ortaylı - Bir Ömür Nasıl Yaşanır
George Orwell - 1984
Şimdiden herkese iyi tatiller ve keyifli okumalar.
Kitapla kalın, sevgiyle kalın.