Son zamanlarda sosyal medya üzerinden yapılan yazışmalar, saldırı ve hakaretler ayrıştırma boyutuna ulaştı. Kin ve öfkeyi körükleyen bir hal aldı. İnanan insanların, ben demokratım, özgürlükçüyüm diyenlerin, duyguları insan ve kardeşlik sevgisi ile dolu olması gerekirken, maalesef nefret ve kin kusan bir hale geldi. Neden? “Birileri bir fitne, fesat kaynatıyor. Bu ne biliyor musunuz? Oyumu Cumhurbaşkanıma vereceğim ama parlamentoda AK Parti’ye vermeyeceğim. Böyle bir şey olabilir mi? İnşallah bu münafıklar çetesini de sandığa gömeceğiz. Diyenlerle, AK Parti’ye oy veren yaratıklar diyenler arasında ne fark olabilir? Bunların milli birliğimizi parçalamak isteyen terör örgütleri PKK’dan, PYD’den, DEAŞ’tan ne farkı var. ** BİRBİRİNİ SEVMEYEN İMAN ETMİŞ OLUR MU? Biz birbirimizi niye aşağılıyoruz? Niye birbirimize kin ve öfke kusuyoruz. Bunlarda insan sevgisi, kardeşlik duygusu olabilir mi? Bu kişiler kendi vatandaşlarını “yaratık diyerek” aşağılamaktan zevk mi alıyorlar? Bunu yapanlar toplumda, saygınlık görenler olursa, hele hele bir hukukçu olursa, işin vahameti de o kadarda büyük olmaz mı? Cumhurbaşkanından, dağdaki çobanımıza kadar dünya görüşleri ne olursa olsun milletimizin ferdi olarak birbirimizi sevelim. Bu dinimizin de gereği… Peygamber efendimiz (sav) sevgi ve kardeşliğin önemini ifade ederken, şöyle buyuruyor; “KUDRET ELİNDE OLAN ALLAH’A YEMİN EDERİM Kİ… SİZLER İMAN ETMEDİKÇE CENNETE GİREMEZSİNİZ. BİRBİRİNİZİ SEVMEDİKÇE DE İMAN ETMİŞ OLMAZSINIZ İnsanlara yaratık diyerek aşağılayanlar maalesef insanlıktan nasibini almayanlar değil midir? Bunlar da olsa olsa milleti bölmeye, toplumu ayrıştırmaya çalışan kuzu postuna bürünmüş kurtlardır, çakallardır. Çünkü ayrıştırmak ve parçalamak bölücülerin işidir. ** BU DUBALARI KİM KORUYACAK? “Herkes hak ettiği şekilde yönetilir” sözünü hepimizde çok iyi biliriz. Nazilli dışına çıkanlar, şehirlerin nasıl yoğun trafik akışı altında ezildiğini görmüştür. Nazilli’mizde bu şehirlerimizden biridir. Her gün araba parkı için en az birkaç nahoş olayın yaşandığını bunların emniyete taşındığını biliyoruz. 5 gün önce vizesi biten aracımın vizesini uzatmak için TÜVTÜRK’e (araç vize istasyonu) gitmiştim. İlgililer geçen yıl vize almak için günde 50-60 araç geldiğini bu yıl ise bu sayının günlük 100’e ulaştığını ifade etti. Araçların çokluğu park sorunu ülkemizin başlıca sorunlarından. Nazilli’de Yetkililer kendilerine göre trafik akışını sağlamak için Şehir içi cadde ve sokaklarında Duba uygulaması başlattılar. Devlet temsilcileri ve Vatandaş olarak bu uygulamaları uymak ve korumamız gerekmiyor mu? Ancak hepimiz görüyoruz ki, dubaların neredeyse tamamı araçlar tarafından yıkılmış koparılmış durumda. Trafik disiplinini adeta yok ediyoruz. Bu disiplini kim koruyacak. Trafik Polislerimiz mi? Büyükşehir Belediyesi ve Nazilli Belediyesi bu uygulamanın neresinde? Belediye zabıtasının görevi nedir. Ne bilen var nede uygulayan var. Görev disiplini Allah’a emanet olunca işlerimiz, SALDIM ÇAYIRA MEVLAM KAYIRA Anlayışına bırakılmış görülüyor. Nazilli’de hangi işimiz düzgün gidiyor ki demekte hakkımız olsa gerek.