Tarih 28 Ekim 1923’tü…
Gazi Mustafa Kemal Atatürk, o gün yakın silah arkadaşlarına dönerek tarihe altın harflerle kazınacak o cümleyi söyledi:
“Efendiler, yarın Cumhuriyeti ilan edeceğiz.”
Bu söz, sadece bir yönetim biçiminin değişeceğinin değil; bir milletin küllerinden yeniden doğacağının, esaret zincirlerini kıracağının, iradesine sahip çıkacağının ilanıydı.
Cumhuriyet, bu topraklarda bir yönetim şekli olmanın çok ötesindedir. O, özgürlüğün, eşitliğin ve bağımsızlığın adıdır. Kadınların seçme ve seçilme hakkına kavuştuğu, çocukların eğitimle aydınlandığı, yurttaşın “kul” olmaktan çıkıp “birey” olduğu bir çağın kapısıdır Cumhuriyet.
Bugün biz, nefes aldığımız her özgür günde o büyük devrimin mirasını taşıyoruz. Cumhuriyet sayesinde kimseye boyun eğmeden, fikrimizi söyleyebiliyor; hangi mesleği yapmak, nasıl yaşamak istiyorsak o yolda yürüyebiliyoruz.
Atatürk’ün “En büyük eserim” dediği bu rejim, bizlere sadece geçmişi değil, geleceği de emanet etti. Çünkü Cumhuriyet, korunmadıkça eksilir; yaşatılmadıkça unutulur.
Yarın 29 Ekim… Yani o büyük müjdenin gerçeğe dönüştüğü gün.
Cumhuriyetimizin 102. yılına girerken, unutmamamız gereken tek bir şey var:
Bu ülke, özgür iradesiyle ayağa kalkan insanların omuzlarında yükseldi.
O yüzden bugün de, yarın da yüksek sesle söylemeliyiz:
Yaşasın Cumhuriyet!
Yaşasın Atatürk!