Son yıllarda yetişmiş beyinlerimizin yurt dışına çıkışları hızlandığını görüyoruz... Türkiye, yıllarca emek verip yetiştirdiği beyinlerini batıya kaptırmaya başladı..  Alman hükümetinin, mesleklerinde başarılı Türk beyinlerini ülkesine kazandırmak için  “ÇALIŞMAYA GEL, AİLENİ DE GETİR” adımından sonra, beyin göçünün arttığını görüyoruz. Bu vasıflı, meslek sahibi beyin göçüne ‘BEYAZ GÖÇ’ diyoruz. BU GENÇLERİMİZ İÇİN bazı ülkeler, KALICI OTURUM da vadediyor. Devletimiz, bu genç beyinlerimiz için tedbirler almalı. Onları ülkemizde tutmak için ivedi çözümler bulmalı.  BM’nin 2022 verilerine göre Türkiye, 3.6 milyon ile bir kez daha en fazla mülteci barındıran ülke olduğu meydana çıktı.  İran üzerinden Türkiye’ye giriş yapan Afgan ve Pakistanlı kaçak sığınmacıların, yaşları ve komando özellikleri endişe yaratıyor. Bunları zaman zaman basında görüyoruz. Batılı ülkelerin, Ülkemiz üzerindeki bir oyun iddiaları ürkütücü boyutlara ulaştı.. BU KONU, SİYASİ MALZAME OLMAKTAN ÇIKARILMALI! Ülkemizde İktidar, Suriyeli iş gücüne, Afgan çobana ihtiyaç olduğunu savunuyor.  Bu yanlıştan ivedilikle dönülmeli.  Bizim, TÜRK çobanımız da işçimiz de fazlasıyla var… Özellikle son zamanlarda sağlık alanında ülkemizden dış ülkelere yoğun bir vasıflı beyin göçü yaşanıyor. Bu göçün seçimden sonra hızlandığı yazılıyor çiziliyor..  Sayın cumhurbaşkanımızın “GİDERLERSE GİTSİNLER” sözünden sonra ise bu göç maalesef ki arttı. Geçen yıl 2685 sağlık personeli yurt dışına çıkmak için iyi hal belgesi almış. (Yurt dışına çıkış pasaportu alırken bu iyi hal belgesi alınıyor)  Bu sayı, 15 Mayıs-31 Mayıs arasında on beş günde, maalesef 144’e ulaşmış. Almanya’nın vasıflı işçilerin göç etmesini kolaylaştıran adımı sonrası,  BEYAZ BEYİN GÖÇÜNÜN artması, ülkemiz için büyük kayıptır.  Milli varlığımız birliğimiz için bir tehdit ve tehlikedir. Hükümet, bu göçü geri döndürmek için acil olarak gerekli tedbirleri almalı, BEYAZ GÖÇ DURDURULMALIDIR. ** SENDE Mİ BÜRÜTÜS OLDUN? CHP’de vurun abalıya dönemi başladı. Bu karışıklık, yeni bir doğuma sebep olur mu? bilmem. Genel Başkan olduğu 13 yılda AK Parti karşısında 12’nci mağlubiyetini alan Kemal Kılıçdaroğlu eleştirilerin hedefine oturdu. Milletin umudu olmaktan çıktı.  Ama kendisi bunu hala görmedi inanmıyor. Makam hırsına kapıldı. Kaç mağlubiyetten sonra genel başkanlıktan ayrılacaksın? gibi alaylı sorularla karşılaşan Kılıçdaroğlu’nun bu sözlere aldırdığı da yok. Sanki, ölünceye kadar Genel Başkan kalma hastalığına yakalanmış.  Sayın Kılıçdaroğlu, hala ayakta kalmaya çalıştığını ve daha yapacak çok işi olduğunu söylüyor. Oysa atı alan Üsküdar’ı çoktan geçti. Sayın Kılıçdaroğlu işin farkında değil... Yenilen pehlivan güreşe doymaz derler ya işte öyle bir ortam yaşıyor... Uzmanların uyarılarına bile aldırmıyor. Bu vurdum duymazlığı ile partililerinin psikolojisini bozdu. Peşrev çekecek hali kalmadı. Hala güreş meydanındayım diyor. Kılıçdaroğlu’nun bugüne kadar çalışma ekibinin başında olan Genel Başkan Yardımcısı Aydın Milletvekili sayın Bülent Tezcan’a ne demeli. Adeta brütüslüğe soyunmuş, o da değişimci kesildi. Tezcan, ne diyor.. "Değişim, Gerekli. Genel Başkandan başlamak gerekiyor" dedi.  10 yıldır partideki uyumaya ayak uyduran, Bülent Tezcan uyku sersemliği ile Kemal Kılıçdaroğlu’na Brütüs gibi bakmaya başladı.. Tabi ki.. Kılıçdaroğlu, Bülent Tezcan’a mutlaka “SENDE Mİ BÜLENT TEZCAN” demiştir. Ama Tezcan’a asıl tepki partili değişimci milletvekillerinden geldi. Popülist siyaset yapmakla suçladıkları TEZCAN’ı yerden yere vurdular. Vururken de. “Genel başkanımıza yaptığı yanlışa yönlendirenler, partide sırt üstü yatmaya alışanlar, partideki görevlerinden alınınca değişimci kesilenleri tanımıyoruz. Onları kınıyoruz” dediler. “Bülent Tezcan dahil, CHP’nin bugünlere gelmesini sağlayanlar bunlardır” suçlamasında bulundular. “Öncelikle partide bu kişiler dizayn olacaktır” sözleri ile Bülent Tezcan ve onun gibi vekillere sert bir duruş göstermişler CHP’de suların durulacağı görünmüyor. Hele Bülent Tezcan gibi, YANAR SÖNER vekillerin ileriki günlerde daha çok sıkıntılar yaşayacağını düşünüyorum. ** İSVEÇTE YAŞANANLAR, MİLLETİMİZE DERS OLMALI. İslam aleminin dini bayramı olan KURBAN BAYRAMIMIZIN İLK GÜNÜ  İsveç’te yeni bir senaryo daha oynanıyor..  Biz bu filmi daha önce görmüştük. Müslümanların kitabı KURAN-I KERİM’İ bir kez daha hükümet izniyle yaktılar.  Bu nefret suçunu işleyenler bu gücü nerden alıyor? Çok sabırlı bir ülkeyiz. Öylede olmamız gerekiyor. Türkiye’den başka Müslüman ülke yok mu?  Hem de 73 ülke var. KURAN-I KERİM, ayni zamanda onlarında kitabı değil mi? Neden hiç birinden çıt çıkmıyor? Bunlar nasıl Müslüman? Bu 73 ülke ses verse Türkiye’nin eli daha güçlü olmaz mı? Ama hepsinin de sesi kesilmiş. Türkiye’ye de bunu yapmaya çalışıyorlar. Bu insanlar Türkiye düşmanlarının uzantısı. PKK/PYD gibi.  İçimizdeki HDP gibi. ** HDP İLE FLÖRT BİTMELİ Nerde ülkemizdeki ahkâm kesen Müslüman HDP’liler? Allah’ın kelamı, İslamiyet’in kitabı yakılıyor. Neden ses çıkarmıyorlar?  73 Müslüman ülkenin temsilcisi Türkiye mi? Bırakın ekonomiyi, her geçen gün ülke olarak zor günlere gidiyoruz. İçerden dışardan kuşatılıyoruz. Batı dünyasının tamamı,  Rusya’nın yarısı kadar olsun DÜRÜST VE DOST değil. Ama biz hala bireysel menfaatlerimiz için, birbirimizi yiyoruz. Kargaşa yaşıyoruz.  Bir kez bile TERÖRE KARŞIYIZ demeyen, HDP ile çıkar işbirlikleri kuruyoruz. BUNU KİMİ PARTİ AÇIK, KİMİ PARTİ GİZLİ YAPIYOR. Millet artık bunları değerlendirmeli. Aslında milletimizin altını oyuyoruz. Türkiye Cumhuriyeti’ne ihanet ediyoruz. Neden ülke menfaatlerinde birleşemiyoruz? Neden ülke bekası olan konuları siyasi malzeme yapıyoruz? Oynanan oyunların AK Parti’ye karşı değil.. ülkemize karşı olduğunu görelim artık. Bizi bölüp bölüp kullanmalarına izin vermeyelim. Yoksa BEKAMIZ vahim olur. Ülkemizin önünü hep birlikte açmalıyız. SON PİŞMANLIKTA FAYDA VERMEZ.