İstanbul’daki bir dostumdan havaalanında kesilmiş bir fiş aldım 3 kişilermiş. Üç börek, bir köy böreği yemişler. İki ayran bir çay içmişler birde üzerine su istemişler. Toplam ücret olarak 2.439 lira ödemişler.

İŞTE TÜRKİYE BU HALE GELDİ. Bir başka deyişle ok yaydan çıkmış. Ne yapalım acı verse de ALIŞACAĞIZ…

**

KİRLENME, KIYAMETİ Mİ GETİRECEK?

Bir dostumla sohbet ederken. BU KİRLENME kıyamet alameti demişti.

Yediğimiz içtiğimizden, yaşadığımız dünyaya, duygularımıza kadar kirlendik demişti.

‘Siyaset, bir başka kirlenmenin başını çekiyor’ diye bahsetmişti. Düşündüm de söylenen sözün eksiği var, fazlası yoktu.

Yüzyıllar öncesinin insan ilişkilerini bir düşünün. SAF, şeffaf, doğaldı. Tabiat oldukça bakirdi.

Sadece Truva atında insanların şeytanlıklarını, görüyoruz.. Okuyoruz.

Tahtta kalmak için Osmanlı Padişahının 19 kardeşini nasıl öldürdüğünü biliyoruz.

Ama doğa hala bakir, dünya hala dinç. İnsanlara teslim olmamış.

Devletler dünyayı 3 kez yok edecek nükleer güce sahip. Bu nükleer güç ateşlendiğinde Dünya nasıl yok olacak bilemiyoruz.

Artık eski bakir dünya yok. Her şey kirlendi. İnsanları, kardeşlik dostluk pekiştiren spor bile kirlendi.

Sonunda insanoğlu, Marmara denizini bile kirletti. Deniz, MÜSİLAJ hastalığına yakalandı.

Biz, denizi bile köpürterek kirleten insanoğluyuz.

Bu daha, ilk. Arkasından ne gelecek bilmiyoruz. Kirden nehirlerde hayat durdu. Tek canlı yaşamaz oldu.

Nüfusu 9 milyara yaklaşan dünya insanlarını yarınlarda ne felaketler bekliyor bilmiyoruz.

Umutsuz yaşamayı hiç sevmem. Ne var ki; her şey umutsuzluğa gidiyor.

Bunlar yetmiyor. Birbirimizi kirletmeye başladık.

Sporu kirlettik. Arka arkaya gelen depremler daha yetmez. Salgınlar katlanarak gelecek.

Ve insanoğlu kirlettiği dünyanın kıyamet gününü yaşayacak.

Unutmayalım dünyamızın 4’te 3’ü deniz. O kıyamet felaketinin nasıl yaşanacağını da kimse kestiremiyor. Hesap edemiyor?

**

DEVLETİMİZ, ZORLU SINAVI AŞMALI.!

AK PARTİ sonuçta yerel bir seçim kaybetti. İktidar olarak 4 yıl daha görev başında.

Yaşanan seçim sonunda bazı belediyelerimizden çirkin kokular yükselmeye başladı.

Parti ayrımı yapılmadan, bazı belediyelerde yaşananlar yolsuzluklar, aklın mantığın alacağı şeyler değil.

Bazı sorumsuz başkanlar yetim ve öksüz haklarını korumadığı gibi onların haklarını adeta gasp edip, onları mağdur etmiş. Akıl almaz suçların işlendiği iddiaları geliyor.

Seçim gecesi bile seçimi kaybeden bazı başkanlar, gece saat 3’ler de ihaleler yapmış, faturalar kesilmiş. Daha neler neler…

AK Parti hükümeti bu suçu işleyenlere sahip çıkmamalı. Suç işleyenler varsa bunları yargı ile baş başa bırakmalı.

Yeniden iktidar olacağım diyen, BİZ BİTTİ DEMEDEN BİTMEZ DİYEN Sayın Cumhurbaşkanımız için bu adeta bir sınavdır.

Suçlu korunmamalı ve yolsuzluk iddiaları araştırılmalı. Suçlu varsa cezasını çekmeli. Milletin, yetim ve öksüzün hakkı yiyenler cezasını çekmeli.

İddiaların boyutu MUZ CUMHURİYETİNDE BİLE YAŞANAMAYACAK BOYUTTA. ÇİRKİN VE VAHİM…

Milletimiz zorlu günlerden geçiyor. Milletimiz böyle sorumsuz yöneticiler yüzünden sıkıntılı günler yaşıyor.

Parti ayrımı yapılmadan, milletin, yetim ve öksüzün hakkını, hukukun koruma adına bu kişiler cezalandırılmalı.

Sayın hükümet yetkilileri, sorumluları yasalarla baş başa bırakmalı. İşte o zaman adalet hukuk ortaya çıkar. Bu da milletten takdir görür.

Millete güven verir. TEK ADAM REJİMİNDE SAYIN CUMHURBAŞKANIMIZA DÜŞEN GÖREVDE BUDUR. VE SAYIN CUMHURBAŞKANIMIZDA BUNU YAPACAKTIR.YAPMALIDIR.

**

AYDIN İL SAĞLIK MÜDÜRÜME!

Geçen hafta Nazilli Devlet Hastanesinde bir uygulamanızla ilgili sizi köşemde eleştirmiştim.

Nazilli’de bu yorumum büyük bir beğeni aldı. Bende devletten gelen bir basın mensubuyum. Makamların olur olmaz eleştirilmesini asla kabul etmem.

Nüfusu 1 milyon yüz elli bin kişiye ulaşan Aydın’ımızda, Nazilli ve çevresinde 350 binin üzerinde yaşayan bir nüfus var.

Çevremizdeki 6 ilçede sağlık ocakları ağırlıklı bir hizmet ağı var.

16 bin nüfuslu Karacasu’da yeni açılan hastanede bile bir mütehassıs hekim var.

Nazilli çevresinde merkezi bir ilçe konumunda.

150 bin nüfus yaşayan bir ilçe, 10 yıl önce 450 yataklı bugünkü hastane yapıldı.

Eksikleri ile anılan bir Devlet Hastanesi olarak anılıyor, konuşuluyor.

Hatta geliştirilmiş sağlık ocağı diye de anılıyor.

Düne gelinceye kadar yoğun bakım ünitesi vardı, teçhizatı ve teknik elemanı yoktu.

Çevre ilçelerden ve Nazilli’den kalp krizi geçiren bir hasta Nazilli yoğun bakımda kalamıyor. Tedavi edilemiyordu.

Ne oluyordu? 50 kilometre uzaktaki Aydın’a sevk ediliyor. Bir kalp hastasının Nazilli’den Aydın’a sevki, o hastayı ölüme yollamak gibi bir şey olduğunu sizde bilirsiniz.

Yine Nazilli Devlet Hastanemizde, gerek cihaz eksikliğinden gerekse uzman doktor olmayışından KATARAK ameliyatları yapılamıyor.

Bunun gibi birçok olumsuzluklar yaşanıyor. Mevcut, hastane başhekimi genç idealist girişimci bir hekim.

Bu, siz il sağlık müdürümüz içinde bir şans. Yoğun çabaları ile hastanenin eksikleri tamamlamaya çalışıyor.

Siyasi irade elinden geldiğince, hastanemizin eksiklerini gideriyor. Bu eksiklikler, Nazilli’miz için bir talihsizliktir. Üzücü bir durumdur.

Son Kadın Doğum Uzmanı atamasını bu nedenle karşı çıktım. Halkın menfaatine bir uygulama değildi. Sizde bunun farkındasınız.

Son bir yıl içinde Nazilli Devlet Hastanemize yapılan atamaları inceledim.

2023 yılı başından günümüze kadar 31’i çeşitli branşlarda olmak üzere mütehassıs hekim atanmış. Bu sevindirici bir durum.

Bunun yanında hastanemizde ihtiyaç olan 11 tabip, 53 hemşire, 15 ebe ve diğer hizmetlere 72 personelle birlikte, 23 işçi toplam, 205 personelin istihdam edilmesi Nazilli’miz adına, sevindirici bir durumdur. Sizlere müteşekkiriz.

Biz milletçe, hep birlikte ülkemizi hizmet edeceğiz. Sorunları birlikte aşacağız.

Basın bunun için var, halka hizmetin hakka hizmet olduğunu da çok iyi biliriz. Sayın İl Sağlık Müdürüm…