Hep şikayet edip dururuz. Her şeyin tadı tuzu kaçtı diye. Evet, gerçekten nimetlerin yağmur misali bol olduğu günümüzde insanların hal ve hareketlerinde yapmacık, gösteriş hakim olduğu için tat tuz kaçtı. Ortada yağ var, un var, şeker var; ama şöyle güzel bir helva kavuracak kabiliyetli ellerden mahrum olduğumuz için bir türlü soframıza leziz bir helva konulamıyor. İşte bu usta elin damarında ve kalbinde, un, şeker ve yağı imal eden ve satanların ekserisinde (c.c.) korkusu yer almadığı için edep duygusundan mahrum olarak meydana getirilen gıda maddeleri zehir saçıyor. İşin temeline inmeden hep şikayette kaldığımız için yapılan hırsızlık, dalavere, sahtekarlıkları medya ve gazetelerde sıralamaktan öteye geçemiyoruz. Sünnet–i Seniyye'ye uygun hareket ve haya duygusu demek olan edep, utanılacak şeylerden insanı koruyan en mümtaz melekedir. İnsanı hayvandan ayıran en önemli özellik aklın yanında edeptir. Edepten mahrum olana insan denemez. Bütün güzel sanatlar bu kelime ve anlayış üzerine bina edilmedikçe, onlardan hayır ve kurtuluş beklenemez. Saygı ve edepte cimri olanın, maddiyat konusundaki cömertliğinin hiçbir kıymeti yoktur. Bu cümleden olarak edebiyat; edebe, terbiyeye ait söz, yazı ve şiirle uğraşan bilim dalı olduğu gibi edeb–i kelamdan ise, bayağı ve çirkin tabirlerden uzak olarak söz güzelliği ve zarifliği anlaşılır. Yine aynı kelimeden türetilen edeb–i muaşerete, âdâb–ı muaşeret de denilir ve bir arada yaşamada, İslamca yaşama ve geçinme usûl ve yolu ifade edilir. Yine edep kelimesinden meydana gelmiş âdâb–ı umumiyye, âdâb–ü erkan, âdâb–ı milliye gibi daha pek çok kelimeler vardır. Ama dilimizdeki bu açık ifadeye rağmen bütün değerlerimizin altüst edildiği bir kaos ortamında maalesef edep kavramı da şirazesinden ayrılıp tepetaklak edilmiştir. İnsan yüzünü kızartacak zırvalar edebiyat eseri olarak sunulduğu gibi, ahlakı allak bullak edecek utandırıcı şeylerde sanat eseri olarak takdim edilmekte.   Onun için edebi hakkı ile yaşamaya ve yaşatmaya çalışan güzel ecdadımız şöyle diyordu: "Edep bir tac imiş Nur-u Hüda'dan. Giy ol tacı, emin ol her beladan"...