Ramazan ayı, dinimizce yüce ve kutsal kabul edilmiş mübarek bir aydır. Kutsiyeti ve fazileti Kur’an ve sünnetle sabit olan Ramazan ayı zamanda on bir ayın sultanı olarak kabul edilmektedir.
Feyiz ve bereketlerle, afv ve mağfiretlerle dolu olan sosyal yardımlaşma ve dayanışmanın toplum hayatında yoğunluk kazandığı, ibadet hayatımızın zenginleştiği Ramazan ayı, peygamber efendimizin ifadesi ile “evveli rahmet, ortası mağfiret, sonu cehennemden kurtuluş” olan bir aydır.
Ramazan ayı, kalplerin dirildiği, gönüllerin aydınlanıp coştuğu, nefislerin kırıldığı, insani vasıfların tekrar hatırlandığı manevi yaşamı dolu olan bir aydır.
Bu anlamda Ramazan ayı Allah’ın biz müminlere sunduğu büyük bir ihsanı ve nimetidir.
Çünkü dini hayatımızda önemli bir yeri olan Ramazan ayını, diğer aylardan ayıran ve daha faziletli ve üstün kılan birtakım özellikler ve manevi güzellikler vardır.
“Ramazan ayı ki onda Kur’an-ı Kerim, yol gösterici ve doğruyu yanlıştan ayırıcı belgeler olarak indirildi. Sizden biriniz Ramazan ayına sağ olarak hazır bulunursa, hemen o ayda oruç tutsun. Amma o aya hazır olan kimse hasta olur veya seferde bulunursa tutamadığı günlerin sayısınca diğer günlerde tutsun.” (Bakara Suresi, 185. ayet)
Ramazan dini hayatın topluca yaşandığı mübarek, feyizli ve bereketli bir aydır. Bu ayda nazil olan ve ilahi ilmin nur saltanatını taşıyan Kur’an-ı Kerim, geçici nimetlerden baki lezzetlere kavuşmanın sırrını, emir buyurduğu oruç ibadetiyle sağlamıştır. Çünkü oruç, fanilikten beka âlemine uzatılmış bir fazilet köprüsüne benzer. Oruç yolcuları dosdoğru cennete giren kıymetlerdir. Riya ve gösterişten uzak, kalbi bir ibadet olması hasebiyle en güzel kulluk tezahürüdür. Bilhassa hayat mücadelesinde zaruri olan sabır, irade, şehvetlerden uzaklık gibi ahlaki sermayemizi hak yolunda kullanmaya alıştıran, dünyevi ve uhrevi muratlar bahşeden mukaddes bir terbiye mektebidir. Bu ibadet insanı adiliklere, bayağılıklara, çılgın emel ve arzuların saldırılarına karşı nefsin şeref ve haysiyetini koruyan bir kalkan, iman sırlarında şeytan saflarına karşı açılmış bir aşk ve meydan muharebesidir.
Ramazan sabır, oruç, namaz ve nefisle mücadele mevsimidir. Bu ayda ayet ayet indirilmeye başlanan Kur’an-ı Kerim, içimizi sapıklık karanlıklarından, cehaletten, şehevi duygulardan; dışımızı çeşitli kötü ve iğrenç hallerden temizlediği gibi, oruç ta insanları Kur’an terbiyesine tabi tutmaktadır. Peygamberimiz (SAV) bir hadislerinde şöyle buyuruyor: “Oruç, maddi ve manevi kötülüklere karşı tutulan bir kalkan, günahlara ve şeytanlara karşı sağlam bir kaledir. Oruç sabrın yarısıdır. Allah rızası için bir gün oruç tutanı, Allah cehennemden yetmiş sene uzaklaştırır. Ramazanı imanlı bir gönülle ve sevabına bağlanarak tutan kimsenin geçmiş günahları affolunur. Oruçlunun sükûtu tesbih, uykusu ibadet, duaları makbul, amellerinin sevabı katmerlidir. Allah katında oruçlunun nefesleri misk kokusundan daha güzeldir. Allah, oruçlular için cennetten başkasına razı olmaz. Oruç ve Kur’an, sahiplerine kıyamet gününde şefaat edeceklerdir.”
Biz, herhangi bir menfaat düşüncesi ile değil yalnız Allah'ın emri olduğu için ve onun rızasını kazanmak maksadıyla oruç tutarız.
Hz. Ali diyor ki: “Karşılığında bir menfaat umarak yapılan ibadet, ticaretçinin ibadetidir. Korku sebebiyle yapılan ibadet kölenin ibadetidir. Allah'ın nimetlerine şükretmek maksadıyla yapılan ibadet, hür olan kimsenin ibadetidir.”
Makbul olan ibadet, Hz. Ali'nin de belirttiği gibi Allah'ın nimetlerine karşı şükran borcunu yerine getirerek onun rızasını kazanmak maksadıyla yapılan ibadettir.
Allah, ancak böyle samimi bir düşünce ile yapılan ibadetleri kabul eder.
Ayrıca oruç, kalbi dünyaya daldırmaktan kurtarır. Nefsi temizler. Oruç ayrıca bedene sıhhat kazandırmaktadır. Özellikle tıbbın gelişmesi ve incelemelerin sıklaştırılması ile orucun bedene kazandırdığı birçok faydalar ortaya çıkmakta, bazı doktorlar tedavi amaçlı orucu tavsiye etmektedirler. Peygamber Efendimiz bu hususu çağlar öncesinden “Oruç tutunuz, sağlık bulunuz” ifadeleriyle bizlere bildirmektedir. 11 ay boyunca hiç durmadan çalışan midemiz bu vesile ile dinlenmekte, yağ depolayan vücudumuz oruç ile yağlarını yakmaktadır. Böylece gelecek bir yıla hazırlık yapılmaktadır.
Oruç sosyal düzenin korunmasına fayda sağlayan bir ibadettir. İftar sofralarında bir araya gelen insanlar muhabbetlerini artırmaktadırlar. Bu ayda oruç vesilesi ile, fakirlere yapılan yardımlar ile zenginler ve fakirler arasında açılabilecek derin çatlaklar ortadan kaldırılmakta, birlik ve beraberlik hasıl olmaktadır.
Ramazanda oruç tutmanın dünya ve ahiret faydası çok büyük. Ancak bu faydalara imanımızı kâmil hale getirmek, amellerimizi Rabbimizin istediği sevgili Peygamberimizin de hayatına aktardığı şekilde yerine getirmek ve “En güzel ahlak ile gönderilen” “En güzel ahlakı tamamlamak için gönderilen” Rahmet Peygamberi Efendimizin (s.a.s.) ahlakıyla ahlaklanmak suretiyle kavuşacağız.
Bedenen, ruhen ve sosyal açıdan birçok faydaları bulunan orucun bizlere kazandıracağı pek çok güzellik var. Bu güzelliklere ulaşmanın yolu ise Yüce Rabbimizin ve Sevgili Peygamberimizin bizlerden istemiş olduğu şekilde oruç tutmaktır. Yüce Rabbim oruçlarımızı, namazlarımızı, hayır ve hasenatımızı makbul eylesin. Bu günlerin feyiz ve bereketinden yararlanabilmek için Kendi rızasına uygun davranışlar sergilemeyi nasip eylesin.