Jeotermal santrallerin (JES) Büyük Menderes Havzasında sebep olduğu ekolojik, ekonomik, sağlık problemleri Aydın İlini yaşanmaz hale getirdi.
Türkiye’nin enerji ihtiyacı var bahanesi ile JES’ler proje hazırlama sürecinden başlayarak, ÇED süreci, kurulum ve faaliyet dönemlerin hepsinde siyasi erk tarafından koruma zırhı altına alınmakta, her türlü kanun dışı uygulamaları görmezlikten gelinmekte, üretilen elektrik için dolar ile alım garantisi verilmektedir. Yani JES’ler sonsuz ve sorunsuz destek görmekteler. JES’lerin sebep oldukları hava, su, toprak, gıda kirlilikleri ile mücadele eden çoğu çevre derneği ve sivil toplum kuruluşları bu süreçlerde siyasi erk tarafından sürekli şekilde baskı görmekte, itibarsızlaştırılmaya çalışılmakta, bazıları da direkt yada dolaylı bir şekilde kontrollü yönetim altına alınmaktadır. Çevre derneklerini verilen ekolojik mücadele süreçlerinde en çok hayal kırıklığına uğratan olay, Türkiye gündeminde olağan hale gelen siyasi erkin baskıları değil, muhalefette yer alan siyasi partilerin bazı yerel belediyelerinin ve siyasilerinin JES’ler konusunda takınmış oldukları tavırlar ve aldıkları gizli yada açık kararlar olmaktadır. 2018 yılında Aydın Baro Odası Başkanlığının Valiliğe başvurusu üzerine Aydın’da faaliyet gösteren 28 adet JES’ten 23 tanesinin ( Germencik’te 11, Efeler’de 3, Köşk’te 3, Kuyucak’ta 6) İşyeri Açma ve Çalıştırma Ruhsatı olmadan 20 yılı aşkın süredir çalıştığı ortaya çıktı. Bunun üzerine Aydın Barosu ve Germencik Çevre ve Doğa Derneği ilgili Belediye Başkanlıklarını hem bilgilendirdi hem de kanunların kendilerine vermiş olduğu yetkiyi kullanarak İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatı olmayan JES’ler konusunda gereğini yapmaları konusunda göreve davet ettiler. İktidar ve muhalefette yer alan siyasi partilerin Aydın İli Belediye Başkanlıklarının hiç biri bu bilgilendirme ve göreve icap etmediler. Tam tersine kanunlarda Büyükşehir ve İlçe Belediyelerin bu konuda görev tanımları net bir şekilde belirtilmişken, Büyükşehir ve İlçe belediyeleri birbirini suçlayarak yada hedef göstererek bu konuda yetkili merciğinin kendileri olmadıklarını açıkladılar, topu birbirlerine attılar. Bunun üzerine Aydın Barosu ve Germencik Çevre ve Doğa Derneği İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatı olmadan çalışan JES’ler hakkında kanunların kendilerine vermiş olduğu yetkiyi, Aydın halkının verdiği görevi yerine getirmeyen Belediye Başkanlıkları hakkında Cumhuriyet Savcılıklarına suç duyurusunda bulundular. İçişleri Bakanlığı İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatı olmadan çalışan JES’ler hakkında kanuni yetkilerini uygulamayan iktidar ve muhalefette bulunan hiç bir belediye başkanının yargılanmasına izin vermedi.
CHP Genel Merkez Çevre Komisyon Başkanlığı 2021 yılında Aydın, Denizli, Manisa, İzmir’de yaptığı yerel ziyaretler sonrası “Jeotermal Santrallerin Çevresel Etkileri” başlıklı rapor hazırladı ve yayınladı. CHP’nin hazırlamış olduğu bu rapor JES’ler konusunda İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatı verme yetkisinin hangi belediye başkanlığında olduğuna çok net bir açıklık getirmesi bakımından önemlidir. Raporda bu konu ile ilgili kurumların görüşleri şu şekildedir;
JESDER; JES’lerin 3572 Sayılı İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatlarına Dair Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulüne Dair Kanun’un 2. Maddesi’nin B bendi gereği Gayri Sıhhi Müessese İzin (GSMİ) belgesinden muaf olduğunu savunmaktadır.
Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum; 2. Sınıf Gayri Sıhhi Müessese olan JES’ler İşyeri Açma ve Çalışma ruhsatına tabi olup, bu kapsamda büyükşehir belediyelerinin olduğu yerlerde ilçe belediyelerinin ruhsat verme yetkisi bulunmaktadır.
2018 yılında Enerjeo Kemaliye Enerji Üretim A.Ş tarafından Alaşehir Belediyesine GSMİ belgesinden istisna tutulması talebiyle başvuru yapılmıştır. Başvuru, Alaşehir Belediye Başkanlığınca reddedilmiştir. Şirket işlemin iptali talebiyle Manisa 1. İdare Mahkemesi’nde dava açmıştır. Mahkeme, jeotermal enerji ile yapılan elektrik üretiminde pentan maddesinin kullanıldığı ve pentan maddesinin uluslararası geçerliliği olan kimyasal güvenlik kartında ‘’yüksek derecede parlayıcı- buhar ve hava karışımları patlayıcı’’ bir madde olarak geçtiğini gerekçe göstererek, 3572 sayılı Kanun hükmü uyarınca, bu kanundan muaf tutulması gerektiğine karar vermiş ve Alaşehir Belediyesinin ret kararını iptal etmiştir. Alaşehir Belediyesi, Manisa 1. İdare Mahkemesinin kararını istinaf etmiştir. İzmir Bölge İdare Mahkemesi bu başvuruyu reddedilmiştir. Alaşehir Belediyesi bu karara karşı temyiz başvurusunda bulunmuştur. Dava dosyası, Danıştay’da incelenmekte iken Alaşehir Belediyesi temyiz isteminden feragat etmiştir. Danıştay 10. Dairesi, Alaşehir Belediyesi’nin temyizden feragati üzerine, inceleme yapmadan “karar verilmesine yer olmadığına” karar vermiştir. Bu kapsamda, Alaşehir Belediyesi’nin 2019 yılı Mayıs ayında başvurusunu geri çekmesi, söz konusu hukuki tartışmanın tamamlanmadan kapanmasına yol açmıştır.
Efeler Belediyesi; Söz konusu dosyada mevcut olan JES’lerin işyeri açma ve işletme ruhsatından muaf tutulmasına ilişkin Manisa 1. İdare Mahkemesi’nin kararını gerekçe göstermek suretiyle JES’lere işyeri açma ve çalıştırma ruhsatı verme yetkilerinin olmadığını ifade etmektedir.
CHP Çevre Komisyonunun görüşü; İşyeri açma ve çalıştırma ruhsatının verilme zorunluluğunun Umumi Hıfzıssıhha Kanununa dayandığı ve 3572 sayılı Kanunun amacının ise bu ruhsatların verilmesi işlemlerini kolaylaştırmak olduğu açıktır.
İşyeri Açma ve Çalıştırma Ruhsatlarına İlişkin Yönetmelikte “İkinci sınıf gayrisıhhî müesseselerden yakıcı, parlayıcı, patlayıcı ve tehlikeli maddelerle çalışılan işlerle oksijen LPG dolum ve depoları, bunlara ait dağıtım merkezleri, perakende satış yerleri, akaryakıt ile sıvılaştırılmış petrol gazı, sıvılaştırılmış doğal gaz ve sıkıştırılmış doğalgaz istasyonları ve benzeri yerlere müsaade verilmezden evvel civarında ikamet edenlerin sıhhat ve istirahatleri üzerine gerek tesisatları ve gerekse vaziyetleri itibarıyla bir zarar vermeyeceğine kanaat oluşturulması için yetkili idarelerce inceleme yapılması zorunludur.“ ifadesi yer almaktadır.
Pentan gazı kullanıldığı için patlayıcı madde kullanan işletme olarak kabul edilen JES’ler de ikinci sınıf gayri sıhhi müessesedir ve işyeri açma ve işletme ruhsatı almakla yükümlüdür. Zira, uygulamada benzer bir biçimde patlayıcı madde kullanılarak maden arama yapan tesisler için de herhangi bir muafiyet uygulanmamaktadır. Sonuç olarak, 3572 Sayılı Kanun kapsamındaki muafiyet, JES’lerin ruhsat almamasına yönelik bir muafiyeti değildir. Manisa 1. İdare Mahkemesinde görülen davada, İşyeri Açma ve Çalıştırma Ruhsatlarına İlişkin Yönetmeliğinin jeotermal santralleri 2. Gayri Sıhhi Müessese olarak sayan maddesi dava konusu edilmemiştir. Bu nedenle, söz konusu yönetmelik hükmü, hukuken yürürlüktedir. Söz konusu yargı kararında yönetmelik maddesinin kanuna aykırılığına dair bir tartışma yürütülmemiştir. Aynı biçimde, ilgili Yönetmelik hükmünün Yönetmelikten çıkarılmasına dair bir girişim de söz konusu olmamıştır. 3572 Sayılı Kanunda, kanunun amaç maddesi üzerinden hareketle, işyeri açma ve çalıştırma ruhsatı alan işyerleri için ruhsatı vermeye yetkili merciler belirlenmiş, bu mercilerin ruhsat verirken hangi hususlara dikkat edeceği, ruhsatları hangi şartlar dahilinde vereceği düzenlenmiştir. 3572 Sayılı Kanunun uygulanması durumunda, Büyükşehir Belediyesi sınırlarında kurulması planlanan 2. sınıf gayri sıhhi müessese için işyeri açma ve çalıştırma ruhsatı verme yetkisi Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na aittir. 3572 Sayılı Kanun’dan muaf olan 2. sınıf gayri sıhhi müesseseler için işyeri açma ve çalıştırma ruhsatı verme yetkisi Büyükşehir Belediyesi Kanunun 7. maddesinin 3. fıkrasının c bendine göre İLÇE BELEDİYELERİNE aittir. Bu kapsamda Büyükşehir Belediyeleri sınırlarındaki “ilçe belediyeleri” 2. Sınıf Gayri Sıhhi Müesseselere çalışma ruhsatları düzenleme ve denetleme yetkisine ve yükümlülüğüne sahiptir. Aynı şekilde 5393 sayılı Belediye Kanununun 15. maddesinin 1. fıkrası gereğince, büyükşehir belediyesi olmayan illerde de ilçe belediyeleri 2. Sınıf Gayrisıhhi Müeseselere işyeri açma ve çalışma ruhsatları düzenleme ve denetleme yetkisine ve yükümlülüğüne sahiptir. Gayrisıhhi müeseselere verilen işyeri açma ve çalışma ruhsatları, projenin kapsamına ilişkin değil “işyerlerinde olması gereken genel şartlara göre” verilmektedir. Projenin işleyişi, bu kapsamda çevresel risklerin belirlenerek önlemlerin alınması Çevre ve Şehircilik Bakanlığının görevidir. Ancak mevcut olan işyerinin alması gereken işbu ruhsat da bir denetim aracı olarak görülebilir. Bu kapsamda Bakanlık tarafından yürütülmesine izin verilmiş olan projenin faaliyetlerini, işyeri güvenliği açısından uygun yürütüp yürütmediği denetlenebilir. Belediyeler üzerinde idari vesayete sahip olan Bakanlığın bu konuda JES’lerin işyeri açma ruhsatı olmadan faaliyet göstermesine karşı eylemsiz kalmasının da ayrı bir tartışmaya konu edilmesi gerekmektedir. CHP Genel Merkez Çevre Komisyon Raporuna göre Büyükşehir Belediye sınırları içindeki İlçe Belediyeleri JES’lere “İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatı” düzenleme yetkisi ve “JES’leri denetleme” yetkisine sahip olup, bu görevleri yerine getirmekle “yükümlüdürler”. Aydın’ın JES’lere bağlı maruz kaldığı ekolojik, ekonomik, sağlık kayıpları sadece çevre derneklerinin ve sivil toplum kuruluşlarının mücadelesi ile önlenebilecek bir katliamdan daha büyük bir olaydır. Aydın yerel belediye başkanlıkları ve siyasilerinin bu konuda net ve açık olmaları, halktan aldıkları görevleri ve kanunların kendilerine verdiği yetki/denetleme görevlerini kamu lehine kullanmaları, siyasi erk ve enerji şirketleri ile gizli saklı çıkar ilişkisi içinde bulunmamalıdırlar.