İşlerimin yoğunluğu sebebiyle maç yazılarıma bir süre ara vererek sizlerden ayrı kalmıştım. Karacabey Belediyespor A.Ş. karşılaşmasının hem önemi hem de özlemi içerisinde kapalı tribün Kuzey bölümünde seyircilerin arasında çocukluk arkadaşım ile birlikte izlemeye karar verdim. Bismillah diyerek satırlarıma başlıyorum.
Nazilli Belediyespor için sözün bittiği yere çok az kaldı ancak umudu da yitirmemek lazım. 2.lig Beyaz grupta son iki haftaya mağrur bir şekilde giriyoruz. Belki de sezonun başlarında mucizevi bir şekilde topladığımız puanlar şimdiye kadar canımızı acıtmadı ama bu hafta sonu Ankara deplasmanı geleceğimizi tayin edecek. Ya kümede kalacağız ya da düşeceğiz. Karacabey Belediyespor A.Ş. karşısında ev sahipliği avantajını aldık ama oynanan futbol ve alınan mağlubiyet ile mutlu olmayı beceremedik. Keza kazanmamız gereken bir maçtı ancak olmadı. Değişik sebepleri sıralayabiliriz. Başta para, politik çıkar ve ego savaşına dönüştü Nazilli futbolu. Kulüpte doğruyu ara ki bulasın.
Puan cetveline bakıldığında rakip kolay gibi görünse de dişli, Nazilli Belediyespor’un kadrosuna bakıldığında ise endişe verici bir maçtı bizim için. Rakip takımda Ersel Aslıyüksek, Ali Aydemir ve Onur Öztonga gibi önemli oyuncular, hem geçiş oyununda da hem de duran oyunda, duran toplarda kaliteli oyunculardı. Bu 3 oyuncuya önlem aldık mı? Hayır almamışız.
Müsabakanın 5’inci dakikasında rakip ceza sahasında Tibet Öniz ile Berke Özgün arasında yaşanan elle oynama sonrası penaltı pozisyonda orta hakem Burak Demirkıran devam kararı verdi. Ancak ben de maçı kuzey tribününde seyirciler arasında maçı izledim pozisyon önümüzde oldu net penaltıydı. Sonuç geçti gitti.
Zayıf kadromuza karşın 30. dakikaya kadar dengede giden bir oyunda Hüseyin Cihan Avcu’nun acemiye gördüğü kırmızı kart sonrası takımını 10 kişi bırakması tribündeki seyircileri yavaş yavaş stres yüklerken Allahtan mucizevi bir şekilde ilk yarı sonunda soyunma odasına gol yemeden girmeyi becerebildik.
Hal böyle iken seyircilerin bir kulağı da Serik’ten gelecek güzel haberdeydi. Her iki maçın ilk yarı sonucu golsüz beraberlikti.
İkinci yarıya başlarken zaten eksik oynayan siyah beyazlı takımımız, golcüsü Ahmet’i de soyunma odasında bırakınca sahadaki her şeyi de rakibine teslim etti. Top onlarda, oyun onlarda, teknik taktik onlarda, haliyle gollerde onlardaydı.
İkinci yarının hemen başında dakikalar 51’i gösterirken ilk yarıdakine benzer bir pozisyonda bu kez Hakem Burak Demirkıran Karacabey Belediyespor A.Ş. lehine penaltı çaldı. Aynı maçta aynı pozisyon biri penaltı, öbürü değil. Başka şeylerde aklıma getirmek istemiyorum ama gelmiyordu değil hani. Tecrübeli Ersel’in penaltıyı gole çevirmesiyle tamamen gardı düşen Nazilli Belediyespor, rakibine çok kolay teslim oldu. Yapılan oyuncu değişiklikleri de bir gol bulmamıza ancak yetti. Sonuç karalar bağladık.
Böylesine kritik bir maçta yapılan bariz hatalar, kümede kalma yarışında Nazilli’yi zora soktu. Ancak Serik deplasmanında Zonguldak Kömürspor’un mağlubiyeti kor gibi yanan yüreğimize bir nebze de olsa su serpti.
Yine de Ankara deplasmanı öncesi, Nazilli Belediyespor’umuzun çok rahat olduğunu söylemek zor. Rabbim futbolcu ve teknik ekibin yardımcıları olsun. Aksini bile düşünmek istemiyoruz.