Büyük Menderes Havzası‘nda kirlilik oluşturan en önemli sanayi faaliyetleri deri, tekstil, gıda (incir işleme, zeytinyağı üretimi) sanayileri ve madenciliktir. Zeytinyağı işletmeleri genel olarak Aydın ili ve ilçelerinde yoğunlaşmaktadır. Ege Bölgesi’nde toplam ağaç varlığının yüzde 20’si ve toplam zeytin üretiminin yaklaşık yüzde 25’i Aydın ilinden sağlanmakta. Türkiye’de yaklaşık olarak 1000-1100 civarında ticari zeytinyağı işletmesi vardır. Ülkemizde faaliyet gösteren zeytinyağı tesisleri çoğunlukla küçük ve orta ölçekli işletmelerdir. Bu tesislerde yaklaşık 1 milyon ton/sezon yağlık zeytin işlenmekte ve 1,5 milyon ton/sezon zeytin karasuyu oluşmaktadır. Aydın'da ise yıllık 300 bin ton/sezon yağlık zeytin işlenmekte ve yaklaşık 450 bin ton/sezon zeytin karasuyu oluşmaktadır. Zeytinyağı üretiminde açığa çıkan zeytin karasuyu, zeytin  meyvesinin kendi öz suyu ve yağ  çıkarma işlemi sırasında ilave edilen suyun  toplamından oluşan, organik ve mineral maddeler bakımından zengin, asidik nitelikte koyu kırmızı renkli sıvıdır.Zeytin karasuyu yüzde 83-96 oranında su, yüzde 3,5-15 oranında organik bileşikler, yüzde 0.2 -2.0 oranında mineral tuzlar, potasyum, fosfor, azot, magnezyum, demir, fenolik bileşikler içermektedir. Bu atık su, yüksek kimyasal oksijen ihtiyacı (KOİ), biyokimyasal oksijen ihtiyacı (BOİ), askıda katı madde (AKM), yağ ve koyu renk ile karakterize edilmektedir. Aynı zamanda yüksek miktarlarda fenolik bileşikler ve lipitler içermektedir. Kara suyun gerek yüksek organik madde içeriği gerekse inhibe edici ve kompleks bileşiklerin yüksek konsantrasyonu nedeni ile arıtımı oldukça zordur.1 m3 zeytin karasuyu 1000 kişinin 1 günde oluşturduğu evsel atık suya eşdeğerde organik yük içermektedir. Zeytin karasuyu ve Evsel Atık Su organik kirlilik açısından karşılaştırıldığında karasu ortalama 400 kat daha büyüktür. Karasuyun sahip olduğu koyu renk, yüksek BOİ, KOİ ve fitotoksik içerik bu atıksuların doğrudan temiz sulara ve kıyı sularına deşarjını olanaksız kılmaktadır. Zeytinyağı fabrikaları günümüzde iki farklı tipte zeytin yağını işlemektedir. Çevreci olan 2 faz ve karasu probleminin çok yaşandığı 3 faz olarak işleyen zeytinyağı fabrikaları. İşletmelerin yüzde 71’i 3 fazlı, yüzde 27’si 2 fazlı ve yüzde 2’si taş baskı olarak üretim yapmaktadır. İşletmelerin yüzde 89’u kara suyunu buharlaştırma lagünlerinde toplamakta, yüzde 11’i ise vidanjör ile taşıyarak/kanalizasyona deşarj etmektedir. 3 Fazlı üretim sisteminde doğal olarak ortaya çıkan kara suyun hiçbir işlem görmeden doğaya salınması çevresel olarak büyük risk oluşturmaktadır ve mevzuata göre yasaktır. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından günlük 30 m3'ten fazla atık suyu çevreye veren işletmeler "Çevreye kirletici etkisi yüksek olan faaliyet ve tesisler" kapsamına alınmıştır. Bir yılda 3 fazlı sistemden açığa çıkan zeytin karasuyu, 20 milyon insanın oluşturduğu atık suya eşdeğerdir.  Aydın’da 156 adet zeytinyağı sıkım tesisi, 44 adet dolum tesisi, 62 adet de sofralık zeytin tesisi var. Bu zeytin sıkım tesislerinden ancak 24'ü (yüzde 15'i) 2 fazlı üretim yapmakta, gerisi 3 fazla üretim yapmaktadır. Kara suyun hiçbir arıtımdan geçirilmeden toprağa doğrudan deşarjında toprağın fiziksel ve kimyasal özellikleri olumsuz etkilenmekte, bitki gelişiminde problemler oluşmaktadır. 10 yıl boyunca karasu dökülen topraklarda, yüzey temizliği yapıldıktan 2 yıl sonra bile toprağın 40 cm’lik kısmı hala kullanılamaz halde kaldığı da belirtilmiştir. Zeytin karasuyu içeriği nedeniyle yüzeysel ve yeraltı suları için ciddi kirlilik riski taşımaktadır. Kara suyun  arıtılmadan zirai amaçlı sulamada kullanılmasının sonucu içerdiği yüksek fenolik birleşik konsantrasyonları ile  bitkiler üzerinde fitotoksik etkiler oluşturarak tohumların filizlenmesine engellemektedir. Zeytin kara suyunun alıcı ortama verilmesi sonucu oluşan pH değişimleri balık ölümlerini doğrudan etkilemektedir. Zeytin karasuları, yağ içerikleri nedeniyle alıcı ortamlarda su yüzeyine yayılmaktadır. Bu da suyun oksijen alımını ve güneş ışını geçişini azaltarak alıcı ortamdaki bitkisel ve hayvansal yaşamın normal gelişimini engellemektedir. Ayrıca zeytin karasuyu, yüksek organik madde içeriği nedeniyle çözünmüş oksijenin tüketilmesine neden olmaktadır. Karasu bırakıldığı ortamlarda içerdiği organik maddeler sebebiyle kötü kokulara, görüntü kirliliğine ve sinek oluşumuna neden olabilmektedir. Ülkemizde yıllık 600.000 ton zeytin kara suyunun, arıtılmaksızın alıcı ortamlara verildiği öngörülmekte ve sürekli sistemle çalışan işletmelerin giderek artması ile bu sorun daha da büyümektedir. Bu nedenle çevre değerlerimizin korunması ve kirliliğin önlenmesine yönelik olarak, ülkemizde var olan zeytinyağı işletmelerinden kaynaklanan atık suların, alternatif giderilme yöntemleri ve ülkemiz koşullarında uygulanabilirliğinin belirlenmesi gerekmektedir. Zeytin kara suyunun yönetimi, bu atık suyun kirlilik yükünün fazla olmasının yanı sıra mevsimsel değişiklikler göstermesi nedeniyle oldukça zordur. Bu atık su için çevreye duyarlı, ekonomik ve sürdürülebilir bir çözüm önerisinin sunulması önem taşımaktadır. Literatürde zeytin kara suyunun arıtımı amacıyla; çöktürme, yüzdürme, santrifüj, filtrasyon ve buharlaştırma gibi fiziksel arıtım prosesleri; koagulasyon, flokulasyon gibi kimyasal çöktürme prosesleri; aerobik ve anaerobik biyolojik arıtım prosesleri ve ozonlama, fenton, H2O2/UV, O3/UV, O3/ H2O2/UV gibi ileri oksidasyon prosesleri; membran prosesleri, adsorbsiyon prosesleri ve bu proseslerin çeşitli kombinasyonlarının uygulamaları rapor edilmiştir. Araştırmalar zeytin kara suyunun çeşitli proses kombinasyonları kullanılarak teknolojik olarak arıtılabileceğini göstermekle. Aydın özeline baktığımızda Aydın'da zeytin sıkımı yapan işletmelerin yüzde 85 gibi büyük çoğunluğunun çevre kirliliği yapan 3 faz yöntem ile üretim yapması sonucu Büyük Menderes Havzasına tonlarca karasu hiç arıtma yapılmadan sahaya bırakılmaktadır. Büyük Menderes Havzasında bulunan Menderes nehri şu anda Türkiye'nin en kirli 3'üncü nehri olup, bu su ile sulanan topraklarda kirlilik ise Menderes nehrinden 5 kat daha fazladır. Menderes havzası topraklarında Menderes nehir suyu ile sulanarak yetiştirilen tarımsal ürünler sağlıklı ürün niteliğini kaybetmekte,besin zinciri yolu ile insanlar etkilenerek genetik yapıları bozulmakta, yediden yetmişe tüm insanların hasta ve kanser olmalarına sebep olmaktadır. Büyük Menderes Havzası bu kirlilik yükünü daha fazla taşıyamaz.O nedenle Aydın'da tüm zeytin işletmelerinin çevreye duyarlı, ekonomik, sürdürülebilir arıtma yapmaları sağlanmalıdır.