Düşünebiliyor musunuz;
Bir milletin gençliği uyuşturucu müptelası...
Acaba o millet için bundan daha büyük bir felaket olabilir mi?
Her gün Türkiye’de yüzlerce genç uyuşturucudan hayatını kaybediyor.
Ne yapacağını ve nereye gideceğini bilemez bir hale gelen tazecik gençler…
İnsan olma kimliğini kaybedecek noktaya geliyorlar…
Türkiye’de uyuşturucu kullanımını hızla artıyor. Ve daha da acısı bu ülkenin sorunlar yumağının içine bir gündem maddesi olarak bile giremiyor.
Uyuşturucu kaçakçılığında Türkiye tarihinin rekorları kırılıyor.
Türkiye artık transit ülke olmanın ötesinde büyük bir pazar.
İşsizlik, yoksulluk ve gelecek kaygısı, uyuşturucu kullanımını tetikleyen en büyük üç unsur.
Aslında her şey birbiri ile bağlantılı...
Yaşam dediğimiz şey iç içe geçmiş kodlamalar sistemi. Hepimiz bir bağlantısallık içinde yaşamlarımızı sürdürüyoruz.
Bu konu bir tabu olarak görüldüğü ve fazla konuşulmadığı için de zamanında fark edilememekte, gençler bilgilendirilememekte ve yardımcı olunmakta vakit kaybedilmektedir. Gençlerin arkadaş grupları değişiyor, Gençler madde kullanımını destekleyen ve ona madde sağlayan kişilerle beraber olmayı tercih etmeye başlıyor ve aile ilişkileri daha mesafeli, iletişimsiz ve çatışmalı hale geliyor. Aileler kendilerini suçlayıp panik olmamalı, bunun bir hastalık ve öncelikle fiziksel olduğunu kabul edip soğukkanlılıkla yardım yolları aramalıdır. Aynı zamanda şunu unutmayın ki bağımlılık tedavisinde en önemli unsur kişinin bunu istemesi ve kendini hazır hissetmesidir.
O yüzden de çocukla iletişim, yargısız yaklaşım ve empati çok önemlidir. Bu konuda toplum olarak bilinçlendirilip gençlerimizi bu kıskaçtan kurtarmak zorundayız.
Mutlaka bu konu hakkında acil eylem planı hazırlanıp bir önce gençleri bu eğilimden uzaklaştırmamız lazım.