Ege’nin incisi Balıkesir Ayvalık, her köşesinde ayrı bir güzellik barındırırken, Cunda Adası bu güzelliklerin en zarif durağı oldu benim ve ailem için. Hem doğasıyla hem tarihi dokusuyla hem de huzurlu atmosferiyle Cunda, tatilimize unutulmaz bir anlam kattı.
Cunda Adası, tatilde hem doğaya dokunmak hem tarihle buluşmak hem de romantizmin en zarif halini yaşamak isteyenler için eşsiz bir rota. Burada geçirilen her an, ruhunuza huzur, kalbinize mutluluk bırakacak gibi.

Cunda Adası, zeytin ağaçlarının kokusuyla, begonvillerle süslenmiş sokaklarıyla bizleri çok güzel karşıladı. Ege’nin berrak mavisiyle buluşan kıyılar, ziyaret boyunca dingin bir huzur alanı sundu bizlere. Ay ışığının deniz üzerinde bıraktığı gümüş parıltı ise, adayı romantizmin doğal bir sahnesi haline getirdi bizler için. Gündüz saatlerinde berrak denizinde yüzmek, plajlarda güneşlenmek ve sahilde serin Ege rüzgârını hissetmek, tatilimizin en keyifli anları oldu.

Tekne turlarıyla adanın çevresini keşfetmek de farklı bir deneyim sunacaktı ama onu da bir sonra ki sefere bıraktık. Gün batımı, burada yalnızca gökyüzünü değil, insanın ruhunu da boyuyor. Ufka doğru süzülen kızıllık, denizin tuzlu kokusuyla birleşiyor. Gün batımında kızıllığa boyanan gökyüzü, sahil boyunca yürüyüş yapanlara eşsiz bir tablo sunuyor. O an, yanınızda sevdiğiniz varsa, dalgaların kıyıya vurduğu ritim bile kalbinizin atışıyla aynı ahengi yakalıyorsunuz. Taş restoranlarda Ege mutfağının zeytinyağlıları, balık çeşitleri ve mezeleri eşliğinde dost sohbetleri adanın akşam sefalarını unutulmaz kılıyor.

Cunda, çiftler için adeta bir romantizm durağı olmuş. Sahilde yapılan uzun yürüyüşler, denize karşı içilen bir kahve ya da gün batımında yakamozların dansını izlemek, bir başka güzellikti. Cunda Adası Ayvalık’ın kalbine gizlenmiş, yalnızca bir ada değildi, dokunulmamış anıların, gizli kalmış duyguların sığınağı olmuş. Sahilde yürürken elinize yapışan iyot kokusu, sanki hiç gitmeyecekmişiz gibi bizi oraya bağladı. Balıkçı teknelerinin sallandığı limanda, zamanın telaşsız akışı, insana yaşamın gerçek tadını fısıldıyor. Rüzgârın bile usul usul estiği bir yer orası.
Adımınızı taş sokaklarına attığınızda, sadece ayak sesleriniz değil, geçmişin yankıları da size eşlik ediyor. Eski Rum evlerinin cumbaları, gökyüzüne yaslanmış bir masalın sayfalarını açar gibi önümüze seriliyor buraları. Cunda, sadece doğal güzellikleriyle değil, tarihi yapılarıyla da dikkat çekiyor. Taksiyarhis Kilisesi, taş işçiliğiyle göz doldururken; daracık Arnavut kaldırımlı sokaklar geçmişin izlerini bugüne taşıyor. Rum ve Türk kültürünün iç içe geçtiği bu ada, her adımda tarih ve kültür kokuyor.
Gezilecek Yerler; Taksiyarhis Kilisesi (Müze)

Aşıklar Tepesi (Ada manzarası)
Tarihi Taş Evler ve Sokaklar
Necdet Kent Kitaplığı
Cunda Sahil Çarşısı.