İslami köktendincilik, Diyubendi İslamcılığı ve dini milliyetçilik bunlar Taliban'ın ideolojileri. Çok yakında Afganistan uluslararası terör örgütleri için güvenli bir sığınak haline gelecek. Peki öyleyse Amerika'nın yaşadığı 11 Eylül saldırısını yaşamak için sırada bekleyen ülke hangimizin ülkesi.
Bu yaratıkların sözlerinin içinde İslam kelimesinin geçiyor olmasına sadece benim mi kanıma dokunuyor. Peygamberimiz, İslam’ın kurucusu ve yayılmasını sağlamakla görevli defalarca hayati tehlike yaşamış yine de cana kast etmemiştir. Peygamberimiz, Allah tarafından seçilmiş kişidir. Kime zulm etmiştir. Hiç kimseye, ancak kendisine ve kendisine inananlara katl emri verilinceye kadar tek bir can almamıştır. Savaş sırasında dahi kimseye zulm etmemiş yalnız kendisini ve kendisine inanları savunmuştur. Bizlerdeki Peygamber sevgisinin en büyük nedeni de budur. Peygamber Efendimiz bile Allah'ın yarattığı hiçbir cana işkence etmemişken Taliban kim??? Efendimiz kendi dönemindeki kadınları her türlü şerden koruyup kollamıştır. Erkekler, kadınlara zulm etmesin diye öğretilerde bulunmuştur. Bugünün Afgan kadınlarına ve dünyada İslam adı altında kadınlara işkence yapanlar. Hangi dine mensup bilemiyorum. Ama bilin ki bunların inandığı din, İslam dini değil. Eğer Tanrı inanmayanlara, günah işleyenlere işkence yapın deseydi cennet ve cehenneme ne gerek kalırdı. Kullarının kurduğu cehennem, bugün Afganistan'da kan kusturuyor. Dünya şimdilik Afganistan'dan kaçan mültecilere sahip çıkmaya çalışmakla yetiniyor. Dünyanın bir yerinde zulm varsa bu yalnız o bölgede yaşayan insanların değil tüm dünyanın sorunudur. Çünkü bugün orada gün geçtikçe güçlenen düşman yarın dünyanın birçok yerinde aynı zulmü yaparak aynı hastalıklı düşünceyi işkence ve korkuyla yaymaya çalışacaktır. Amerika El-kaideyi ve 11 Eylül'ü sanki unutmuş gibi davranıyor. Sadece Amerika mı? Hiçbirimiz hiçbir ülke unutmamalı. Taliban’ın yapmaya çalıştığı ılımlı açıklamalara bakılırsa kendi bünyesi içinde El-kaideye fırsat vermeyeceğini söylüyor. El-kaide ve Taliban evlilik bağlarıyla birbirine bağlı aynı amacı güden iki azılı örgütken. Bundan sonrasında birlikte yürümeyeceklerine bir çocuk bile inanmaz. İnanç insanın vicdandadır. Dışarıdan ne denli büyük bir baskı gelirse gelsin kalpte inanç yoksa evinin en yakınındaki camiye günde 5 kez zorla gitmesini sağlamak o kişinin içinde bir Allah aşkı doğmasını sağlar mı? Aksine nefret tohumları salar. Zaten inanmakta olan insanları kan kusturduğunuz için dine karşı nefret duymalarına neden oluyorlar. Gerçi kime ne anlatmaya çalışıyorum. Amaç din değil ki Taliban gibi radikal terör örgütleri için amaç hiçbir zaman din ya da İslam değil. Amaç yalnızca insanlara korku salıp yönetimi ele geçirmekten başka bir şey olmamıştır. Dünyadaki tüm istihbaratçılar diyor ki çok yakında Afganistan IŞİD ve el kaide için sığınak ve toplanma alanı haline gelecek. Terör eğitim kamplarının varlığı da cabası. Bugüne kadar Ulusal Güvenlik Direktörlüğü’nden (NDS) gelen bilgiler ışığında hareket ediliyordu. Taliban’ın yönetimi ele geçirmesiyle artık bu da mümkün olmayacak dünya istihbaratları artık Afganistan’ın zor bir hedef olduğunu ve uzaktan insansız araçlarla vurmanın bile faydasız olacağını iddia ederken ben tüm dünyayı haddinden fazla umursamaz buluyorum. Afganistan’ın yönetimini ele geçiren Taliban bunun asla olmayacağını tek isteğinin siyasi bir varlık olarak diğer ülkelerce tanınmak olduğunu söylüyor. Çok yakında NBS’den alınan bilgilerin doğruluğu tartışmaya açık bir hale gelecekken. Ülkenin stratejik bölgeleri içinde yuvalanmakta olan el-kaideye dair alınan bilgilerin doğru olup olmadığı da ayrı bir tartışma konusu haline gelecek. Ben tüm dünyanın büyük bir tehlike içinde olduğuna inanıyor ve insanlık adına korku duyuyorum. Taliban, El kaide ve IŞİD gibi gruplar daha yolun başındayken parçalanmalı güçlendirilmemeli en önemlisi asla bir araya gelmemeli. Afganistan çok yakında üçü için ve daha pek çokları için terör eğitim kampı haline dönüşecek…