Evimiz temel yaşam alanımızdır. Özellikle çok yorgun olduğumuzda ve dışarıdaki hayat bizi fazlasıyla bunalttığında hepimiz biran önce evimize gitmek isteriz. Evde bizi bekleyen şeyin huzur değilde kavga olduğunu bilirsek. Dışarıda geçen zamana tahammül etmek çok daha zorlaşır. Çünkü o insanın bu hayat içinde kafasını huzurla yastığa koyabileceği hiçbir yeri yok demektir. Bu şartlarda evden de uzaklaşmak ister insan. Ancak o gidilen yer her neresi olursa olsun. Yine huzur ve mutluluk sağlayan bir yer olmayacaktır. İşte bu yüzden sahip olmak ve sahip olduklarımızı korumak için çabaladıklarımızın arasına evdeki huzuru da eklememiz lazım. Çabalamadan, bir sınavı kazanamadığınız gibi, özenle çalışmadığımız hiçbir işte başarılı olamayacağımız gibi. Aile hayatınız içinde çabalamadığınız sürece huzurlu bir yaşam, huzurlu bir evlilik elde edemezsiniz
Kavga ederken eşinizin size ne anlatmaya çalıştığını anlayabiliyor musunuz? Henüz hiçkimse bu soruyu tam olarak cevaplayamamış. Çünkü gerginlik telaffuzu ve anlamayı zorlaştırır. Aynı gerginlik haliyle sizde eşinize tepkiler veriyor olduğunuz için. Eşinizi ne tam olarak duyabilir ne de tam olarak anlayabilirsiniz. Hiçbir kavgada eşlerden biri diğerine dönüpte "Ah canım, sen bana kırıldın mı? Çok üzgünüm bunun için demez. Karşısındaki bağırıyorsa o da bağırır. O da aynı beden dilini kullanır.İşte bu yüzden öfkenizi kontrol altında tutmayı başarıp. Sorunu daha sakin bir üslupla konuşmayı başarabildiğiniz sürece. Sorunlarına çözüm getirebilen çiftler olursunuz. Kavga edip kalıcı hasarlar vermektense. Kavga etmemenin yollarını bulun. Bunu başarabilen milyonlarca çift var. Sizde yapabilirsiniz.***Ben kavga konusunun üzerinde çok duran bir ilişki koçuyum. Zaten bu yüzden kadın danışanlarımın ilk sorduğu soru. Benim eşimle kavga edip etmediğim konusudur. Bir gün o kısmı da uzun bir köşe yazısıyla anlatmayı düşünüyorum. Aşkı öldüren şey evlilik değil. Evlilik içerisinde sürekli kavga ediliyor olmasıdır. Çiftlerin birbirinden uzaklaşmasının en önemli nedeni kavgadır. Bu yüzden kavga etmeden çözeceksiniz problemlerinizi. Problem dediğimiz şey sadece evlilikte, ilişkide karşılaştığımız bir durum değildir. Hayatın her noktasında ortaya çıkar ve siz sürekli olarak o problem ile kavga edemezsiniz. Nasıl aşılabileceği konusunda sakince düşünmek zorundasınız. Biz eşimle ne yaparsak bu sorun yüzünden bir daha kavga etmeyizi düşünmelisiniz. Bunu yapmazsanız birbirinizin iradesini, isteklerini görmezden gelmiş olursunuz. İşte aranızdaki ilişki tam orda biter. Aşk orada ölür. Eğer öfkenizi kontrol edemiyorsanız. Kişisel gelişimden yardım alabilirsiniz. Ya da bir psikiyatri uzmanına muayene olup. Hızlıca öfkelenen yapınızı durduracak yardımlar alabilirsiniz.
****Bizler ilişki koçluğunda çiftlerimle birlikte ilişkiyi olumlu ve olumsuz etkileyen davranışları ortaya koyuyoruz. O davranışlar hakkında sohbet ediyoruz. Aralarına hangi iletişim teknikleri serpiştirilmeli ya da hangi iletişim şekli olmamalı gibi konuşmalar yapıyoruz.Sonrasında başka nasıl davranılabilirdi bunu buluyoruz. Kişi bu soruların cevaplarını kendisi verir hale geldiğinde de. Onlarla birlikte uzun ve güzel bir eğitime başlıyoruz.İnsan empati ve merhametle kendi davranışlarının farkına vardığında. Ben neden böyle davranmak zorunda hissediyorum sorusunun cevabını bulduğunda İlişkide ve ilişki ile birlikte kişinin kendisinde değişimler yaşanmaya başlıyor. Kişi yaşamıyla ilgili her şeyi kendi çabası ile başarmış olacağı için. Bu değişim kalıcı bir değişim oluyor. Anlatmak anlamak ve kabul etmek özgürleşmeyi sağlıyor.*****
Biz insanlar, bir annenin karnından çıkıp bu hayatın içine geldik. Çevremizdeki insanlar da olaylar da hepsi bizim için büyük bir gizemdi. Büyüdükçe anladık öğendik. Anladık dediğim şey aslında bir neden sonuç ilişkisi. Uslu durduğumuzda sevildik. Takdir edildik. Ödüllendirildik.
Yaramazlık yaptığımızda kızıldı, azarlandık ve cezalandırıldık. O kızılma anlarında hepimiz kendimizi son derece çaresiz ve yalnız hissetmişizdir?Peki bu olay insanın başına sadece çocukken mi geliyor. Hayır bugün patronunuz yaptığınız işi beğenmediğinde ya da müdürünüz sinirlendiğinde, benzer bir çaresizlik duygusuna kapılırız. Çevrenizdeki insanlar sizi dışladığında mutsuz olursunuz. Tam tersi olduğunu düşünelim sokaktaki bakkalınızdan tutunda, patron müdür, anne, baba, öğretmen, eşiniz çevenizdeki herkes size sevgi gösterip her daim takdir edip. Ne güzel yapmışsın dediğinde mutlu oluruz.Bu anlattığım duygular son derece normal duygulardır. Yani hayatınızı güzelleştiren ve çirkinleştiren yaşadığınız olaylardır. Bu olaylar neticesinde hissettiklerinizdir. Duygularınızı kabul edin. Bu bilgiden yola çıkarak hangi davranışların hangi duygulara yol açtığını tahmin edebilirsiniz. Hangi davranışlar ilişkiyi korur hangi davranışlar kopmalara ayrılmalara yol açar bunu artık biliyor olmalısınız.****Bu yüzden karı koca arasına; konuşulmamış beklentiler, gizli kalmış kızgınlıklar, kırılmışlıklar sokmayın. Karı koca arasına; kavga sokmadığınız sürece, birlikteliğinizi ağız tadıyla yaşarsınız. Tartışın, yükselmeden beklentinizi anlatın. Nasıl olursa daha mutlu daha huzurlu olursunuz bunu anlatın. İstediğinizi hemen elde edemediz diye. Oturup ağlamayın. Kavga çıkartmayın. Belki anlaması gereken zaman henüz gelmemiştir. Belki o isteğinizin gerçekleşmesi gereken zanan henüz gelmemiştir. Sakin olmak için duygularınızın frenine basın. Kendi başınıza bunu yapamıyorsanız. Vaktinde yardım alın. Birinden yardım istemek hayatınızın elinizden kayıp gitmesinden daha mı zor.Hoşça kalın