İhanet affedilir mi?
Bu sorunun cevabını şartlar belirler.
Nasıl mı eğer eşiniz, uzun zamandır o yasak aşkın içindeyse, hatta rahatça görüşebilmek için bir ev tutulmuş, hayatı her fırsatta o evde geçiyorsa, o eşi derhal boşayın. Tüm bunları yapmış ama boşanmamak için direniyorsa bilin ki nafaka ve aldatma tazminatı ödememek için çırpınıyordur. Bazen istisnai durumlarda olabiliyor. Örneğin bir danışanım. Adam aylarca karısını aldatmış. Hiç vicdan azabı duymamış. Kaçak göçek görüşmüşler ilişkiyi aylarca sürdürmüşler. Sonunda biri demiş ki bu böyle olmuyor biz ev tutalım eşyalı bir ev tutmuşlar. Ve erkek o evden içeriye girdiği ilk anda ne yaşadığını, ailesine ve en başta kendisine nasıl bir kötülük yapmakta olduğunu her ne hikmetse o anda idrak etmiş ve o ilişkiyi bitirmiş sonrada gelip her şeyi karısına anlatmış. Ben affetmesinden yanaydım. Ama o kadın affetmedi.
Diğer şartlar ise, tek bir görüşmeyle kalmışsa ve eş gerçekten ama gerçekten yaptığı şeyden pişman olmuşsa, elalem ne der diye boşanmayın. Yine alalem ne der diyerek de o evliliğe devam etmeyin. Yalnızca siz, onun gözlerinde gördüğünüz pişmanlıktan ve bunun bir daha başınıza gelmeyeceğine inanırsanız. Yaptığı şey için hatIrı sayılır bir bedel ödeterek affetmeyi düşünebilirsiniz.
Ben bu şekilde affetmeyi düşünün dediğim de bazen tepkiler alıyorum. Aslına bakarsanız ve itiraf etmekte gerekirse ben bunu en çok çocukların varlığı söz konusu olduğunda söylüyorum. Evliliğinizin içinde paylaşım kalmamışsa, ortak şekilde yaşanan hayatın sorumlulukları eş tarafından paylaşılmıyorsa. Birlikte vakit geçirmekten keyif almayan insanlar haline gelinmişse bu sorunların üstesinden gelmek için çaba gösterilmiyorsa o zaman zaten boşanmak gerekir. Ancak o boşanmadaki tek sebep ihanettir de diyemeyiz.
Çiftlerin arasına ihanetten çok önce girmiş olan mesafe aşılamadığı için aynı evi huzur içinde paylaşabilmelerinin artık onlar için mümkün olmadığı açıkça görülüyorsa ısrarcı olup ihanete uğrayan kişiyi boşanmaktan vazgeçirmek herhangi bir başarı elde etmiş olmak değildir. Ayırt edici nokta kaybetme korkusu mu yoksa boşanma korkusu mu ikisini birbirinden ayırabiliyor olmanız gerekir.
Boşanınca hayatım alt üst olacak yeniden düzen kurmakla uğraşacağım. Ev, eşya, ödemeler gibi kaygılarla evlilikte ısrarcıysanız. O evde huzur ve mutluluk bulamazsınız. Hem size hem de yanınızdakine hayatı zehrettiğiniz gibi bu düşüncelerle evliliği kurtarmaya çalışmak. İhanetin kendisinden çok daha ağır bir hakarettir. Bittiyse bitmiştir. Bitmemiş gibi yapmak en büyük sahtekarlık. İnsanın kendisine duyduğu saygı bunu yapmasına izin vermiyor olmalı.
Benim affedilebilir dediğim ihanetlerde kişiler boşanma kaygısı değil. Kaybetme kaygısı yaşıyor olmalı ki ortada gerçek bir pişmanlık duygusunun varlığı söz konusu olabilsin. Çünkü, pişmanlıkta, sevgi kadar aşk kadar gerçek ve insani bir duygudur. Bunu yok sayamayız. Bütün tepkileri geçin çünkü bu hayat sizin hayatınız. Başkaları ne yapıp ne yapmayacağınıza karar veremez. Yalnızca ihtiyacınız olduğunda size fikir verebilirler. Siz o fikre uymaya mecbur değilsiniz.
Neden ısrarla başkalarının ne dediğine bakmayın diyorum. Çünkü genelde olaylar şu şekilde cereyan ediyor. İhanete uğrayan kişi, olayın sıcaklığı ve kırgınlığıyla ilk anda derhal boşanacağım diye düşündüğü için; arkadaşlarına, kuzenine, ailesindeki kişilere yaşadıklarını anlatıyor. Kocasının affedilmek üzerine gösterdiği dirençten etkilenip vazgeçiyor bu kez de çevresinde ihanetten haberdar olan kişilere ne açıklama yapacağını düşünmeye başlıyor. Hatta o kişilerin karşısında birazda ezilip bükülmeye başlıyor. Bu durumda insanı oldukça yaralar. Çünkü hepimiz başkalarının gözündeki konumumuzu zaman zaman, yaşanan olayın çeşidine göre fazlaca önemsediğimiz anlara sahibiz.
Bu yüzden hayatınızla ilgili konu ne olursa olsun. Siz salt kararınızı henüz vermemişseniz. Henüz eyleme geçmemişseniz kimseye özel hayatınızın özel kısımlarını kimseyle paylaşmayın...