Anavatanı Anadolu olan incirin, hem Anadolu ekonomisi hem de Anadolu tarihi için önemi büyüktür. Aydın inciri, gerek üretim miktarı, gerek ihracat hacmiyle, hem yerel, hem ulusal alanda önemli bir yere sahip olup ülke ekonomisi açısından yöre halkına ve milli gelirimize önemli katkılar yapmaktadır.
Sağlık açısından incir, diğer tüm meyve ve sebzelerden daha yüksek lif oranına sahiptir. Bu durum da incirin, sindirim sistemini düzenleyici ve kanser gibi hastalıkları önleyici, ilerlemesini durdurucu özelliğini ortaya çıkarmaktadır.
İncir omega 3 ve omega 6 gibi insan vücudu tarafından üretilemeyen ve dışardan alınması gereken yağ asitlerine sahip olup, iyi bir antioksidan özelliğine de sahiptir. İncir protein, karbonhidrat, fosfor, kalsiyum, demir, sodyum, potasyum, magnezyum gibi elementleri içerdiği gibi A, B1, B2, B3, B6, C vitaminleri ve folik asit açısından da zengindir. Bu özelliğiyle de vücut hücrelerinin yenilenmesine olanak tanımaktadır.
Aydın ili için incir önemli bir yere sahiptir. 2004-2017 yılları arasında Türkiye’de üretilen incirin yüzde 62’si Aydın’da gerçekleşmiştir. Bu veriler ışığında, Türkiye’de üretilen her 10 incirin 6-7’sinin Aydın’da üretilmesi, ihraç edilen incirlerin “Aydın inciri” olarak adlandırılmasında payı vardır. 14 yıllık süreçte Türkiye’nin dünya incir üretimindeki payı ortalama yüzde 24 olarak gerçekleşmiştir. Bunun anlamı dünyada üretilen her 10 incirden 3-4 tanesi Türkiye’de üretilmiştir. İncir Aydın’da hemen hemen her ilçede yetişmekle beraber, Germencik-İncirliova-Köşk- Nazilli ilçeleri Aydın’da incir yetiştiriciliğinde lokomotif konumundadır.
Aydın için incir bu kadar fazla öneme sahip olmasına rağmen ne yazık ki 2004-2017 yılları arasında Aydın’da incir meyvesi yetiştirilen ağaç sayısı yüzde 4.3, incir alanları ise yüzde 7 oranlarında azalmıştır. 14 yıllık periyodda ağaç başına düşen ortalama incir kilogramı 24,3 olup, ortalama incir üretim miktarları ise 170 ton civarındadır. 2004-2017 yılları arasında Aydın’da incir meyvesi yetiştiren ağaç sayısı ve incir alanları azalmış olsa da, Türkiye’deki incir üretim miktarı yüzde 10’luk bir artış göstermiş, buna paralel olarak ihracat miktarımız da artmıştır. 2000-2017 yılları arasında incir ihracat miktarı yüzde 150, ihracat geliri dolar olarak yüzde 475 artmış, Türkiye’nin en fazla kuru incir ihracatı yaptığı 5 ülke sırasıyla Fransa-Almanya-ABD-İtalya ve İsviçre olmuştur.
İncir, Aydın ve Türkiye ekonomisi için büyük önem taşımasına ve besin değeri olarak eşsiz özelliklere sahip olmasına rağmen, incir iç piyasada yeterli oranda tüketilmemektedir. 16 yıllık dönemde incirin ihracatı yurtiçi tüketimin 7 katından fazla olmuştur. Bu durumun sebebi ise yurtiçi kişi başı incir tüketimin ortalama 0,42 gibi düşük bir seviye olmasıdır.
İncir, Türkiye tarımı ve ekonomisi için oldukça önemlidir. Ülkelerin dış ticaretlerinde farklı etmenler rol oynamaktadır. Bu etmenler ülkeden ülkeye değişmekle birlikte “coğrafi işaretlerle” korunan dış ticaret ürünlerinin ticaretteki güvenilirliğe ve ihracat hacmine etkisi oldukça yüksektir. Tarımsal ürünlerin Türkiye açısından önemini ve özelliğini belirten unsur coğrafi işaret tescili almış olmalarıdır. Coğrafi işaret, belli bir yörede yetişen ve o bölgenin özelliklerini taşıyan, var olan diğer ürünlere göre farklılıkları olan ürünlerin, ününü kazandıkları bölgeye ait olduklarını belirten belirteçlerdir. Coğrafi işaretin ürünün rekabetçi piyasa da tutunup ihraç hacminin artmasını sağladığı bilinmektedir. Coğrafi işareti almış ürünün yerel ürün olması, bölge halkının geçimini sağlamada önemli rol oynamasına, bölgenin kalkınıp bölgeden/kırsaldan kente olan göçü önlediği bilinmektedir. Coğrafi işaretler, kırsal bölgelere ihracat yapma fırsatı tanıması, çiftçilere katma değeri yüksek ürünler yetiştirmeye zorlaması, kalkınma sorunu yaşayan bölgelere geniş pazarlar oluşturması nedeniyle Avrupa Birliği tarafından anahtar ekonomi kabul edilmektedir. Pazarlama faaliyetleri açısından önemli olan coğrafi işaretler, başarılı şekilde tanıtıldıklarında ülkeler ve yerel halk için önemli bir gelir kaynağı olabilmektedir. Coğrafi işaretleri o bölgedeki üreticilerin ürettikleri ürünlere tüketicilerin güvenli ve kaliteli olarak bakmalarını sağlamaktadır. Coğrafi işaretli piyasa araçlarının kullanılması, kırsal kalkınmayı geliştirmeye destek olmakta, ürünleri yüksek fiyatlandırmaya olanak sağlamakta, yeni piyasa filtresi oluşturmakta, piyasaların sürdürülebilirliğini arttırmakta, tüketici eğitimini sağlamaktadır. Coğrafi işaretli ürünlerin pazarlanmasının daha kolay ve getirisinin yüksek olmasının yanı sıra, bölge turizmine ve gastronomi kültürünün tanınmasıyla yurtdışına açılmasına da olanak sağlamaktadır.
Türkiye’nin üretimde dünya lideri konumunda olduğu Aydın inciri 20.07.2006 yılında coğrafi işaret tescili almıştır. Günümüzde globalleşen dünyada ticaret engelleri, pazara giriş çıkış bariyerleri ortadan kalkarken dünya ülkeleri için rekabetçilik, rekabet gücünün ihracat gelirleri üzerindeki önemi artmaktadır.
Giriş bariyerlerin olmadığı bir dünyada ihracat yapabilmenin zor olduğu, değişimin sürekliliği ve de ikame ülkelerin varlığı, rekabetçi olmanın zorunluluğunu ortaya koymaktadır.
Türkiye’nin incir için dünyada önemi büyüktür. İncir Türkiye’nin dünya toplam incir üretiminde ve ihracatında ilk ülke konumunda olduğu üründür.
Antalya Üniversitesinden Mutlu Eğe 2019 yılında coğrafi işaretli Aydın incirinin dış pazarlarda Türkiye’nin ihracat analizini değerlendiren bir çalışma yapmıştır.
Bu çalışmaya göre Türkiye’nin incir ihracat değişiminde en etkili ögelerin global ve coğrafi etkiler olduğu görülmüştür. Son 28 yıllık periyoda baktığımızda Türkiye’nin ana incir ihracat partnerleri olan Fransa, Almanya, Amerika, İtalya ve İsviçre’ye incir ihracatındaki değişimlerin en fazla dünya ihracat hacminden etkilendiği, dünya ihracatı arttığında bu ülkelerin incir ürününe olan talebinin düştüğü görülmektedir. Bu süreçte coğrafi etkinin negatif çıkması bu ülkelerin incir pazarının daraldığını göstermektedir. Performans etkisinin pozitifliği ise, Fransa, Almanya, Amerika, İtalya ve İsviçre için Türk incirinin vazgeçilmez olduğu, Türkiye’nin rekabet gücünün yüksek olduğunu göstermektedir.
Dünya ülkelerinde ticaret engelleri kalkarken, teknoloji ve bilim gelişirken, rekabetçilik son derece önemlidir. Genel olarak rekabetçiliğin sağlanmasında akla gelen ilk koşullardan biri ülkelerin gayrisafi yurtiçi hasılasının artması, ikinci olarak da o sektördeki girdi maliyetlerinin artmasıdır.
Dünyada bir numara olduğumuz incir üretimi ve ihracatında en önemli paya sahip olan Aydın ilinde incirin geleceği tehlike altındadır. Bunun en önemli sebebi ise 40 yılı aşkın süredir incir üzerine olumsuz etkisi giderek daha fazla artan ve hissedilen jeotermal kaynaklara bağlı enerji üretiminin plansız, programsız, denetimsiz yapılmasıdır. Jeotermal santraller incir tarlalarında kurularak incir üretim alanlarının ve ağaçlarının azalmasına, incir ağaç başı kilogram veriminin azalmasına, incir ürününün jeotermal akışkan ve yoğuşmayan gazlarla kirletilerek sağlıklı ve güvenli gıda vasfını kaybetmesine sebep olmaktadır. Bu süreç hem Aydın hemde Türkiye’nin ticareti, incir ihracatı ve ekonomisi adına sürdürülebilir değildir. İncirin sahip olduğu coğrafi işaret jeotermallerin incir üzerinde meydana getirdiği zararlı etkiyi gideremez, gizleyemez. İncirin yaşamak zorunda bırakıldığı kötü kaderin aynısını dünyada yine bir numara olduğumuz Gediz havzasındaki çekirdeksiz üzümde yaşamaktadır. Büyük Menderes ile Gediz Havzaları Türkiye tüm tarımsal üretiminin yüzde 30’na yakın kısmını üretmektedir. Her iki havzanın sahip olduğu tarımsal ürün çeşitliliği, verimi ve Türkiye ekonomisine katkısı jeotermal kaynaklara bağlı enerji üretiminden daha fazla ve değerlidir.