Büyük Menderes Havzası (BMH) Türkiye yüzölçümünün yüzde 3,3’nü kaplamakta olup Türkiye’de yer alan 25 nehir havzasının en önemlileri arasında yer almaktadır. BMH ‘da 81 adet nehir kütlesi, 48 tane göl-baraj-gölet su kütlesi yer almaktadır. Büyük Menderes Nehri, BMH’daki en önemli nehir, Bafa ve Işıklı gölleri ise en önemli göllerdendir. BMH’nın en önemli yerüstü su kaynağı olan Büyük Menderes Nehri bugün Türkiye’nin en kirli 3’cü nehri haline gelmiştir. Su kalitesi kesinlikle tarımsal sulamada kullanılmaması gereken seviye olan 4’cü sınıftır. Oysaki BMH’da sulara daha çok tarımsal sulama için ihtiyaç duyulmaktadır. Türkiye’de sulama ihtiyacının yüzde 38’i yer altı suyuyla karşılanırken BMH’da tarımsal sulama suyu ağırlıklı olarak akarsulardan sağlanır. O nedenle Büyük Menderes Nehrinin varlığı ve kirliliği BMH’sı için büyük önem taşımaktadır. BMH’da tarımsal sulama ihtiyacını endüstri ve içme suyu kullanım ihtiyacı takip etmektedir. Endüstriyel, tarımsal ve evsel kirlilik kaynakları, BMH’sı için başta gelen tehdit türleridir. Ağır metal kirliliği, pestisit kirliliği, kentsel atıksuların ve diğer besi maddelerinin uygunsuz deşarjı, kontrolsüz jeotermal atıksu deşarjı alandaki başlıca kirleticilerdir.
Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD)’nın finansal desteği, EBRD ile TC Çevre ve Şehircilik Bakanlığı (ÇŞB) işbirliği ve jeotermal işletmeler derneği( JESTER) desteği ile, Büyük Menderes ve Gediz Havzalarında “Jeotermal Kaynakların Kümülatif Etki Değerlendirmesi” isimli proje çalışması yapılmış, Temmuz 2020 tarihinde taslak rapor yayınlanmıştır. JES’lerin işletmecisi, ortağı, finansörü ile JES’lere işletme ruhsatı veren ve denetleyen kesimler tarafından ortaklaşa yapılan proje sonucunda hazırlanan raporda, Aydın’daki JES’lerin yerüstü ve yeraltı sularında, toprak ve tarım ürünlerinde oluşturduğu kirlilik etkilerine baktığımızda ilginç sonuçlar görülmektedir.
BMH’da kirlilik verici baskılar 38 adet kentsel deşarj, 79 adet endüstriyel deşarj, 153 adet katı atık deşarj sahası, 43 adet JES, 7 adet madencilik deşarjı, 18 adet balık çiftliği deşarjı, 116 adet zeytin yağı fabrikası tarafından oluşmaktadır.
JES’ler faaliyetleri sırasında yeraltından çektikleri akışkanların büyük kısmını re-enjekte etmeyip havzadaki yerüstü su kaynaklarına bıraktıkları için Büyük Menderes Nehrinde ciddi oranda kirlilik meydana gelmektedir. JES akışkanları içinde başta Bor ve Arsenik olmak üzere çok yüksek oranda pek çok ağır metal ve radyoaktif madde vardır. Normalde İnsani Tüketim Amaçlı Sular Hakkındaki Yönetmelik'e göre sularda Arsenik seviyesi 10 mikrogram/L altında olması gerekir. Rapora göre ise BMH’daki akarsularda yapılan ölçümlerde ortalama Arsenik değeri 60,9 mikrogram/L olarak ölçülmüştür. Bu Arsenik değerleri göl, akarsu, lagün ortamlarına doğru gidildikçe artış göstermektedir. Arsenik ile kirlenmiş suların sulamada kullanılması, toprak ve ürün kalitesinde tehlike oluşturmaktadır. Toprakta Arsenik derişimi normalde 10 mg/kg altında olması gerekirken, yüksek Arsenik derişimine sahip sulama suyu kullanılan bölgelerde toprak derişimi 83 mg/kg’a kadar yükselmektedir. Arsenik’le kirlenmiş besin, su ve toprak aracılığıyla hayvanlar vücutlarında Arsenik biriktirebilir ve bu hayvan ürünleri olan et, süt ve iç organlarının insanlar tarafından tüketilmesi ile kalıntı Arsenik insan sağlığına zarar verebilir. Yine Aydın’da JES’lerden akışkan salınımı sonrası Büyük Menderes Nehrinde yapılan ölçümlerde Bor değeri 90,18 mg/L ölçülmüştür. Bor’la kirli Büyük Menderes Nehir suyu ile sulama yapılması sonucu havza topraklarında Bor birikimi ve toksisitesi meydana gelmektedir. Oysaki toprakta 5 ppm’den fazla Bor’un olması Bor fazlalığına işaret etmektedir. Büyük Menderes Nehir sularında yüksek düzeyde Bor’un varlığı gerekli önlemler alınmaması durumunda gelecekte sadece Aydın bölgesi için değil bütün havza için önemli bir problem haline gelebileceğini göstermektedir.
BMH’da yapılan çalışmalarda JES faaliyetleri ve jeotermal atık suların deşarjı nedeniyle Bor toksisitesinin önemli bir problem olduğuna işaret etmektedir. Arsenik ve Bor değerlerine baktığımızda hiçbir şekilde JES akışkanlarının yerüstü su kaynaklarına deşarjı yapılmaması gerektiği çok nettir.
BMH’da 38 tane yeraltı su kütlesi vardır. Yeraltı suları ise içme ve kullanım suyu ihtiyacı, tarımsal ve endüstriyel kullanım amaçlı çekilmektedir. BMH’da kullanılabilir yeraltı suyu kaynağı 452 hm3/yıldır ve uzun dönem yıllık ortalama çekim toplamı ise 479 hm3/yıldır. Bunun anlamı BMH’da uzun yıllardan beri çekilen yıllık yeraltı su miktarının, BMH’da yeraltı sularının yıllık kendini yenileme miktarından daha fazla olduğudur. Bunun sonucu ise BMH’da yeraltı su miktarları giderek azalmaktadır. Yeraltı sularının azalması ise BMH ‘da su kıtlığı dışında havza topraklarında çökmelere neden olacaktır. Nitekim 2020 yılında Yukarı Büyük Menderes Havzasında yer alan Çivril ovasında topraklarda çökme, obruklar oluşmaya başlamıştır.
BMH yeraltı suları kaynaklarda Arsenik 1.7-3.2 mikrogr/L aralığında iken, kuyu numunelerinde 1.7-729.32 mikrogr/L aralığında saptanmıştır. Bor değerleri yeraltı suları kaynaklarda 0.033 mg/L değerlerin altında ölçülmüştür. JES’lerin birim toprak yüzölçümü başına çok fazla olduğu Germencik ve Sarayköy’de açılmış kuyu numunelerinde 3.94 mg/L Bor konsantrasyonları belirlendi. Arsenik (normalden 73 kat) ve Bor’un (normalden 4 kat) sondaj kuyu numunelerinde daha yüksek olmasının nedeni derinde yer alan jeolojik formasyonda Arsenik ve Bor’un zengin olmasından veya uygunsuz jeotermal faaliyetlerden kaynaklanmaktadır. Bu durum yerüstü sularında ve derelerde ölçülen yüksek Bor ve Arsenik konsantrasyonları ile de uyumlu bir sonuç göstermektedir.
BMH’da uzun vadeli yıllık ortalama çekim oranının kullanılabilir yeraltı suyu kaynağını aşıp aşmadığını belirlemek amaçlı yapılan analizlerde yeraltı su kütlelerinin yüzde 29’da baskı belirlenmiş, yüzde 71’de baskı belirlenmemiştir. Bu baskıyı ise sulama alanları, endüstriyel alanlar, jeotermal işlemler, düzensiz katı atık depolama sahaları, zeytinyağı fabrikaları ve madencilik aktivite alanları oluşturuyor. Yapılan analizlerde yeraltı sularına kalite açısından bakılınca; yüzde 16’da tuzluluk, yüzde 66’da ağır metal parametrelerinin, yüzde 42’de pestisitlerin teyit edilmiş etkileri var. Yine analizlere göre BMH’da yeraltı sularının “miktar açısından” yüzde 39’u orta ve yüksek risk altında, “kalite açısından” yüzde 95’i yüksek kimyasal risk altında.
Toprak, su ve havada bulunan kirletici maddeler için en son depolama yeridir.
Topraklardaki ağır metal kirliliği, endüstri ve madencilik aktivitelerin gelişmesi ve atık suyla yapılan sulamaların yaygınlaşmasıyla ortaya çıkmaktadır. Toprakta ağır metal birikimi, toprak verimliliği ve ekosistem üzerine etkilidir. Topraktan bitkilere geçen ağır metaller, besin zinciriyle hayvan ve insanlara ulaşmaktadır. BMH’da kurulan JES’ler enerji üretimleri sırasında akışkan içerikleri sebebiyle toprak kalitesini olumsuz etkilemektedir. JES akışkanları içinde yüksek konsantrasyonlarda toksik etki yaratabilen ve çevresel problemlere sebep verebilecek Bor, Civa, Flor, Lityum, Arsenik vs. bileşenleri vardır.
Aydın ili yaş ve kuru incir, sofralık ve yağlık zeytin, kütlü ve lifli pamuk üretiminde Türkiye’de ilk sıralarda yer almaktadır. İncir, Aydın ve Türkiye’nin en stratejik tarımsal ürünlerinden olup, uygunsuz jeotermal enerji üretiminin sebep olduğu çevre koşullarından etkilenmektedir. TÜİK 2009-2019 verilere bakıldığında Aydın genelinde “incir üretim alanları ve meyve veren ağaç sayıları” kısmen artmış olsada, JES’lerin birim toprak yüzölçümü başına çok fazla olduğu İncirliova ve etrafında bu değerler aynı kalmıştır. “İncir üretim miktarlarına” bakılınca bu dönemde Buharkent’te belirgin düşüş olmuştur. Buharkent’te “meyve veren ağaç başına verim” yüzde 47,5 azalmıştır. Buharkent, Türkiye’de 1984 yılında ilk JES’in kurulduğu, JES’lerin etkilerinin 36 yıldır görüldüğü, JES’lerin incir bahçeleri içinde kurulduğu, JES akışkanlarının büyük kısmının Büyük Menderes Nehrine bırakıldığı yerleşim yeridir. JES’lerin çevresel etkilerine bağlı olarak Aydın’da incir üretimi ve verimi son yıllarda ciddi şekilde etkilenmektedir. Nitekim Aydın’daki son 10 yıllık kuru incir ihracatlarına bakıldığında özellikle 2015 yılından sonra önemli miktarda düşüş gerçekleştiği görülmektedir.
TÜİK’e göre Aydın’da 2009-2011 senelerinde sofralık zeytin üretimine bakıldığında JES’lerin olduğu ilçelerde sofralık zeytin üretimi diğer ilçelere göre daha az gerçekleşmiştir. İncirliova’da 2017 yılında “zeytin alanlarında” yüzde 10 azalma meydana gelmiştir. Germencik’te ise 2018-2019 sürecinde zeytinlik alan miktarı yüzde 48,7 azalmıştır. Germencik’te “zeytin ağaç sayısında” da azalma meydana gelmiştir. Bu süreçte “sofralık zeytin üretim ve verimlilik rakamları” sağlıklı değerlendirme yapacak düzenlilikte gerçekleşmemiştir. Yağlık zeytin açısından bakıldığında ise bu süreçte Germencik’te yağlık zeytin alanı, ağaç sayısı ve üretim açısından belirgin bir değişiklik olmamıştır. BMH’da incir ve zeytin üretimi dışında pamuk üretimi de mevcut ekolojik yıkımdan etkilenmiştir. Nitekim Germencik’te 2017-2019 sürecinde ‘pamuk ekili alanları” yüzde 27,6 azalmıştır.
Büyük Menderes Havzasında, Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından ortaklaşa yapılan çalışma raporuna baktığımızda; Aydın’da JES’ler akışkanlarını reenjekte etmeyip Büyük Menderes Nehrine bırakmakta, yerüstü ve yeraltı sularında Arsenik ve Bor kirliliği yapmaktadır. Bugün BMH’daki yerüstü ve yeraltı suları hem miktar hemde kalite açısından yüksek risk altındadır. Sulama sonucu Arsenik ve Bor havza topraklarında birikmekte, toprak ve tarım ürünlerinde toksisite yaratmakta, insan sağlığını etkilemektedir. JES’lerin olduğu bölgelerde incir-zeytin-pamuk tarım alanları, meyve veren ağaç sayıları, meyve veren ağaç başına verim-üretim miktarları ve kalitesi azalmaktadır. Aydın’da faaliyet gösteren JES’lerin tarımsal üretim aktivitelerinin ve doğal kaynakların olumsuz etkilenmesini önlemenin tek yolu; JES’lerin tarım ve sulak alanlar içine kurulmasını önlemekten, akışkanların çıkarılan seviyelere reenjeksiyon yapılmasını sağlamaktan, yasal mevzuatlara uygun kurulmayan ve faaliyet göstermeyen JES’lerin kapatılmasından geçmektedir.