Aralık 2019 tarihinden itibaren tüm dünya ülkeleri COVİD-19 virüsünün sebep olduğu Korona pandemisi ile mücadele etmektedir. Nisan 2020 tarihine geldiğimizde dünyada milyonlarca insan COVİD-19 virüsüne yakalanmış, yüz binlerce hasta hastaneye yatmak zorunda kalmış, binlercesi ölmüştür. Korona pandemisi nedeni ile tüm dünya insanları ne tür bir akıbet ile karşılaşacaklarını bilememenin verdiği panik içinde yaşamak zorunda kalmışlardır. Korkunun büyük boyutta olmasının nedeni COVİD-19 virüsüne yönelik kesin tıbbi tedavinin ve aşının olmamasıdır. COVİD-19 virüsü ile karşılaşan bir kişide virüs, insan hücresine girdiğinde kendinde var olmayan ama kendine gerekli olan enzim ve proteinleri kendi adına ürettirebilmektedir. COVID-19’un patogenezinde, non-strukturel proteinler ve yapısal proteinler bulunmaktadır. Non-strüktürel proteinler konağın doğal immünitesini engelleme özelliğine sahiptir. Strüktürel proteinler ise virüs patojenitesinde önem kazanmaktadır. Non-spesifik protein 5 (Nsp 5) virüsün hayat döngüsünü sağlamaktadır. Bu sebeple Nsp 5’e yönelik tedaviler önemli olabilir. Hali hazırda Nsp 5’e etkili bazı ilaçlar ve gıdalar mevcuttur. Örneğin gıdalardan zeytin yağının içindeki oleonalik asit muhtemel bir non-spesifik protein inhibitörüdür. COVİD -19 pandemisine yönelik kesin bir tıbbi tedavinin olmaması koruyucu sağlık hizmetlerinin önemini arttırmıştır. Koruyucu tedbirlerin ilki, hastalığın ortaya çıkışına sebep olan çevre kirlilik faktörlerini önlemektir. Diğer tedbir ise kişinin immün gücünü arttırarak virüsün hastalık yapıcı etkisini engelleyen yada azaltan gıda ürünleri ile beslenmektir.
Sağlık insanın fiziksel, zihinsel ve sosyal yönden tam bir iyilik halidir. İnsan sağlığı beslenme, kalıtım, iklim ve çevre koşulları gibi birçok etmenin etkisi altındadır. Bu etmenlerin başında beslenme gelir. Beslenme, vücudun çalışması için gerekli olan besin ögelerinin, besinlerle vücuda alınması, sindirimi, emilimi ve metabolize edilmesi basamaklarını içine alan bir süreçtir. Yeterli beslenme, bedenin gereksinimi olan enerji, besin ögeleri ve diğer biyoaktif maddelerin yeteri kadar alınmasıdır. Her bireyin yaşına, cinsiyetine, sağlık durumu ve fiziksel aktivitesine göre beslenmesi gerekir.
Reaktif oksijen türlerinin oluşumunu engellemek, bu maddelerin meydana getirdiği hasarları önlemek ve detoksifikasyonu sağlamak üzere vücutta görev yapan maddelere antioksidan denir. Antioksidanlar, insan vücudundaki ve gıdalardaki serbest radikallerin olumsuz etkilerini ve oluşumunu durduran veya yok eden maddelerdir. Serbest radikaller vücudun antioksidan aktivitesinden daha yoğunsa dengesizlik meydana gelir ve hücrelerde hasar oluşur.
Enerji ve besin ögeleri vücudun gereksinim duyduğu düzeyde alınamadığında, vücut dokuları yapılamadığı ve yaşamsal faaliyetler sürdürülemediği için yetersiz beslenme oluşur. Herhangi bir besin ögesinin yetersiz alınması durumunda vücutta o besin ögesinin görevi yerine getirilemeyeceğinden vücut çalışması aksamakta ve hastalıklar baş göstermektedir. Gıdalar farklı oranlarda protein, yağ, karbonhidrat, mineral ve vitaminlerle birlikte antioksidan bileşenler içerirler. Serbest radikallerden korunmak için meyve ve sebzelerin tüketilmesi gereklidir. Yapılan bilimsel çalışmalar ile antioksidan etkisi ispatlanmış tarımsal ürünlerin en önemlileri şunlardır;
DOMATES; Barındırdığı antioksidan bileşenleri C vitamini, likopen, karotenoidler serbest oksijen radikallerinin zararlı etkilerini ortadan kaldırır.
ENGİNAR; Mineral ve vitamin içeriğinin yanında antioksidan-antifungal-antibakteriyel özelliğe sahip bileşikler içermektedir.
SOĞAN; Yüksek antioksidan özelliğe sahip kuersetin içeriği bakımından en zengin kaynaklardandır. Tip 2 diyabet tedavisinde, retinanın korunmasında kullanılan maddeler içerir.
LAHANAGİLLER; Kış sebzeleri arasında yer alan lahana grubu sebzeler, (karnabahar, brokoli, Brüksel lahanası, turp ve alabaş, yaprak lahana, tere, roka) vitamin içerikleri ve kükürtlü bileşikler sayesinde çeşitli hastalıklara, kanser ve kalp hastalıklarına karşı içerdikleri antioksidanlar sayesinde koruyucudurlar.
HAVUÇ; α ve ß-karoten içeriği bakımından oldukça zengindir. β-karotenin en önemli özelliği A vitamininin öncü maddesi olmasıdır. Ayrıca C ve K vitamini, B6, B1, B3, B5 vitaminleri ile potasyum, kalsiyum, bakır, demir, magnezyum, mangan ve fosfor mineralleri bulunmaktadır.
ISPANAK; Göz sağlığı bakımından yararlı bir bileşik olan karotenoid içeriği bakımından zengindir. Ayrıca K, A, C vitaminleri ve folat bulunmaktadır.
KEREVİZ; İçinde antioksidan, anti-mutagenik, anti-inflamatuar, antikanserojenik aktivite gösteren apigenin bulunmaktadır. Uçucu yağlar, organik asitler de içermektedir.
PAZI; K vitamini içeriği bakımından en zengin türlerdendir. Ayrıca potasyum, magnezyum, demir, ß-karoten içeriği bakımından zengindir.
KIRMIZI BİBER; Bol miktarda A provitamini, C, B1, B2 ve E vitaminleri içerir. Diyetsel ve acı kapsaisinoidlerin en büyük kaynaklarından biridir.
NAR; Antioksidan aktivitesinin yüzde 92’sini oluşturan fenolik bileşiklerce zengin bir kaynaktır. İçerdiği fitokimyasallar, kanser, oksidatif ve inflamatuar bozukluklara karşı geniş koruyucu etkiye sahiptir.
ÜZÜM; Resveratrol ve quarcetin içerir. Resveratrolün kansere karşı koruyucu etkisi olduğu, inflamasyonu-gastrik ülser-osteoporoz ve inme riskini azalttığı bilinmektedir. Güçlü antifungal, antiviral, antiinflamatuar, antioksidan, antibakteriyel etkileriyle beraber iyi bir kalp-damar sistemi koruyucusudur.
KAYISI; Yüksek miktarlarda Demir’den dolayı iyi bir antianemik. İçerdiği farklı mineral ve antioksidanlar bakımından beslenmede önemlidir.
TURUNÇGİLLER; Mandalina, limon, greyfurt, portakal kabukları önemli düzeyde esansiyel yağ, polisakkarit, şeker ve insan sağlığı açısından antioksidan içermektedir.
İNCİR; Sağlıklı ve uzun yaşamın simgesi olarak bilinmektedir. Çalışmalarda mor ve siyah renkli incirlerin yeşil ve sarı renklilere göre toplam antioksidan kapasitesinin 2 kat, toplam antosiyaninlerin 15 kat ve toplam fenollerin 2.5 kat daha yüksek olduğu belirtilmiştir.
ELMA; Antimutajenik ve güçlü antioksidan etkilerinin yanında, kanser, diyabet, obezite, kardiyovasküler hastalıklar, astım ve akciğer hastalıklarında koruyucu. Derideki kırışıklıkları ve yaşlanmayı geciktirmekte, antiimflamatuar cevabı uyarmakta.
KIZILCIK; Antioksidan özelliği C vitamininden kaynaklanmaktadır. Kızılcık suyu erik, armut ve elma sularına göre 10 kat daha yüksek seviyede Ca içermektedir.
KARPUZ; Karbonhidrat, lif, protein, A, B, C vitaminleri ile çeşitli mineraller içermektedir.
ÇİLEK; Antioksidan aktivitesinin başlıca kaynağı, içerdiği polifenoller ve askorbik asittir.
MUZ; İçerdiği flavonoidlerin iltihap önleyici, tümör oluşumunu inhibe edici, karaciğeri koruyucu ve gastrik hücrelerde asit salgısını azaltıcı özellikleri var.
YABAN MERSİNİ; Antioksidan içeriği en yüksek olan meyvelere sahiptir.
Yüksek miktarda fenolik bileşik içermektedir. Yaşlanmayı önlemekte, hafıza kayıplarını engellemekte.
YEŞİL ÇAY; E vitamini, fenolik maddeler ve antioksidan aktivite bakımından zengindir.
SİYAH ÇAY; İçerdiği kateşinlerin kanserin başlangıç, ilerleme ve dönüşüm evrelerini inhibe ettiği, koroner kalp hastalıklarına karşı koruyucu olduğu, akciğer-özefagus-oniki parmak bağırsağı-pankreas-karaciğer-meme ve kolon kanseri oluşumuna neden olan kimyasal karsinojenlere karşı koruma sağladığı, plazmadaki antioksidan potansiyelin önemli derecede arttığı rapor edilmiştir.
KUŞBURNU ÇAY; İçinde bulunan askorbik asit antioksidan, pro-oksidan, metal şelatör, indirgen ajan olarak multi-fonksiyonel özelliğe sahiptir.
PAPATYA ÇAYI-IHLAMUR-ADAÇAYI; Çok etkili antioksidanlardır.
ZERDEÇAL; Total antioksidan kapasitesi bakımından oldukça zengin bir bitkidir. Antioksidan ve antienflamatuar özelliklerinden dolayı Alzheimer hastalığı, katarakt oluşumu, multiple skleroz, karaciğer hasarı, enfarktüs ve felç gibi birçok hastalığın önlenmesinde önemli bir yeri var.
ZENCEFİL; Ekstresinin önemli ölçüde plazma ve LDL kolesterol seviyesini düşürdüğü, askorbik aside yakın antioksidan aktivite gösterdiği, osteroartritli dizlerdeki ağrıyı önemli ölçüde azalttığı saptanmıştır.
BİBERİYE; Antibakteriyel, antioksidan, antiviral, bağışıklık sistemini iyileştirici etkileri ortaya konmuştur.
KEKİK; Kendine özgü koku veren ve antioksidan özellik kazandıran fenolik bileşikler içermekte.
ISIRGAN OTU; Diyet ile vücuda alınması gerekli besin maddeleri içeriğiyle iyi bir antioksidan zenginliğe sahiptir.
ANASON; Uçucu yağı antispazmodik, antioksidan, antimikrobiyal, insekdisidal ve antifungal özelliklere sahiptir. Trans anetol bileşeni içerdiği için antioksidan özellik gösterir.
Normal durumlar altında canlı vücudunda oksidanlar ile antioksidanlar denge halindedir. Oksidanların artışı kardiyovasküler hastalıklar, gastrointestinal hastalıklar, solunum ve boşaltım bozuklukları, kanser, diyabet, yaşlanma,
spermde fonksiyon bozukluğu ve infertilite gibi birçok rahatsızlığa sebep olabilir. Oksidan maddelerin seviyesiyle doğrudan ilişkili olan bu hastalıkların önlenmesi için oksidan maddelerin antioksidanlar ile dengede olması sağlanmalıdır.
Birçok hastalığın oluşmasında serbest oksijen radikallerinin neden olduğu kanıtlanmıştır. Bunun içinde doğal, dengeli ve bilinçli beslenmek gerekir.
Sebzeler sağlıklı beslenmenin ve sağlıklı yaşamın önemli bir parçasıdır. Tüm sebzeler türe ve çeşide göre değişen miktarlarda temel besin elementleri, mineraller, vitaminler, karotenoidler, polifenoller, kükürtlü bileşikler içermektedir.
Meyve ve sebzeler antosiyanin ve fenolik madde içerikleri nedeniyle çok önemli antioksidan kaynağıdırlar. Bu nedenle bu besinlerin tüketimi vücudu çeşitli oksidatif streslere karşı korumada yararlıdır.
Büyük Menderes Nehri’nin suladığı bereketli ovalar üzerinde kurulu Aydın’ın yüzde 46’da tarım yapılmaktadır. Tarımsal yetiştiricilik alanında dört mevsim üretim yapılabilen Aydın’ın toprakları polikültür tarıma elverişlidir. Sanayisi, ağırlıklı olarak tarımsal ürünleri işlemeye yönelik olan Aydın’da nüfusun yüzde 55’i geçimini tarım sektöründen sağlamaktadır. Aydın 24 tarımsal ürün üretiminde Türkiye’de ilk 10 il arasında yer almaktadır. Bu tarımsal ürünler arasında yapılan bilimsel çalışmalar ile antioksidan etkisi ispatlanmış incir, enginar, çilek, bamya, mandalina, portakal, limon, kereviz, şeftali, nar, turunçgiller, domates, biber, karnabahar, kırmızı pancar, erik, bezelye, pırasa yer almaktadır. Türkiye’de hiç bir il Aydın ilinin sahip olduğu bu tarımsal ürün çeşitliliği ve zenginliğine sahip değildir. B. Menderes Havzası topraklarında yetişen bu tarımsal ürünler sadece Aydın halkını değil, Ege Bölgesi ve Türkiye’de yaşayan milyonlarca insanı da beslemektedir. B. Menderes Havzasında yetişen tarımsal ürünler havza halkına beslemek dışında iş, sağlık, gelecek güvencesi de sağlamaktadır.
Ne yazık ki bugün B.Menderes Havzasında yetişen tarımsal ürünler, havzada var olan toprak-su-hava kirliliğine, bilinçsiz ve çok fazla zirai ilaç kullanımına bağlı olarak sağlıklı ürün vasfını kaybetmekte, insanları hastalıklara karşı korumak bir yana bizzat kendileri sahip oldukları fiziksel-kimyasal-ağır metal-radyonükleit kirlilikler nedeniyle hastalık-kanser-ölüm sebebi haline gelmektedirler.
Korona pandemisi dünyada aslolan gerçeğin ve zenginliğin temiz hava, su, besin kaynağı olduğunu, bu gerçeğin üstünde enerji ve maddi güç dahil olmak üzere hiçbir gücün olmadığını insanları hasta ede ede, öldüre öldüre maalesef göstermiştir. Tabi anlayana ve sağlıklı yaşamak isteyene.