Türkiye'de on yılı aşkın süredir uygulanmakta olan Sağlıkta Dönüşüm Hizmetleri (SDH) sağlık hizmetlerinin her yönü ile özelleştirilmesi uygulamasıdır. Sağlık çalışanları SDH ile iş, gelir, gelecek, can güvencelerini kaybetmiş, sağlık hizmetlerinde etik ve iyi hekimlik uygulamaları nerede ise olanaksız hale gelmiş, hekimlik değerleri erozyona uğratılmıştır. Hastalar için sağlık hizmetleri her basamakta ve aşamada ücretli hale getirilmiş, pek çok tedavi metotları ve ilaçları SGK ödeme kapsamı dışına çıkarılmış, kapsam dışı bırakılan tedavi-tetkik ve ilaçların ücretleri arttırılmış, hastaların sağlık hizmetlerine güvenceli ulaşımı sınırlandırılmıştır. Sağlık hizmetlerinden daha fazla para kazanma adına kanıta dayalı tıbbi uygulamalar dışında pek çok tedavi metodu serbest bırakılmak bir yana, Sağlık Bakanlığı tarafından özendirilmiş, hastalara alternatif tıp yöntemleri tedavi seçenekleri olarak sunulmuştur. Alternatif Tıp tıbbi tedavilerin yerine geçen, ancak uygulamaları modern tıp tarafından tedavi olarak kabul edilmeyen her türlü sağlık hizmetleri olarak tanımlanmaktadır. Yani çağdaş bilimsel tıbbın dışında kalan ve geleneksel tıp hariç, modern tıbbın kapsamına girmeyen tüm yöntemler alternatif tıbbın içinde yer alır. Sağlık Bakanlığı 27 Ekim 2014 günlü Resmi Gazete’de Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulamaları Yönetmeliği’ni yayınlamış ve yürürlüğe koymuştur. Bu yönetmelik ile Akupunktur, Apiterapi, Fitoterapi, Hipnoz, Sülük tedavisi, Homeopati, Kayropraktik, Kupa uygulaması (Hacamat), Larva uygulaması, Mezotepari, Proloterapi, Osteopati, Ozon uygulaması, Re eksoloji ve Müzikterapi olmak üzere 15 adet uygulama alternatif tıbbi uygulamalar kapsamına alınmıştır. Bu yönetmelik ile Türkiye’de insanların sağlığı, hastalığı tamamen ticari bir meta haline getirilmiştir. Tıp fakültelerinde dersinin anlatılmadığı, uzmanlık eğitiminde asistanlara öğretilmeyen, bilimsel olarak geçerlilikleri kabul edilmemiş, hatta hastalara hiç değilse zarar vermeyeceğine dair bilgiye de sahip olmadığımız pek çok uygulama artık kamuda ve özelde hastalara uygulanmaktadır. Bu alternatif tedavi yöntemleri Sağlık Bakanlığı tarafından hastalıkları iyileştiren, iyileşmeye katkıda bulunan sağlık hizmeti olarak kabul edilmektedir. SGK ise bu uygulamaları “tıbben sağlık hizmeti olduğu kabul edilmeyen sağlık hizmetleri” olarak görmektedir. SGK bunlar için kurumlara geri ödeme yapmayacaktır. Yani sağlık hizmeti olmayan bu “şeyler” hastalarımıza “iyi gelir” diyerek satılacaktır. Bu uygulamalar hastaları modern tıptan uzak tutmayı hedeflemektedir. Son yıllarda ülkemizde profesyonel hekim ve hekim dışı gruplar alternatif tıp alanındaki ekonomik rantı görmüş ve bu alanda adeta bir yatırım yarışına girmişlerdir. Bu gruplar hasta ve yakınlarının umut arayışlarını ve bilgisizliklerini de kullanıp rahatsız edici ve tepkileri üstlerine çekici deyim olan alternatif tedavi ürünleri yerine tamamlayıcı tedavi ürünleri adı altında ürünlerini ve yöntemlerini pazarlamaya başlamışlardır. Devamı yarın...