Uçun kuşlar uçun,
Özgürlük olun.
Eriyin yüce dağların karı,
Özgürlük olun.
Bağırın çocuklar bağırın,
İsyan olun.

Utansın zulüm.
Utansın en ölümcül silahların mermisi.
Çamur yağdırın ebabiller
Tüm savaşların üstüne.

Mutlu yarınlarımız olsun,
Toprak ana emzirsin barışı
Kocaman memeleriyle.

Güvercinler konsun
Zeytin dallarına milyonlarca.

Şölen olsun yaşamak.

(Mimar Uğur UNAN)

Ailemizde çok özel bir yere sahip olan Üstad, Mimar Uğur babamızın dizeleriyle selamlıyorum bugün sizleri.
Merhaba!

Merhum tiyatro ve sinema sanatçısı Tuncel KURTİZ'i bilirsiniz.
Dizideki lakabıyla 'Dayı' yani.
Öyle değerli bir sanatçıyı kaybetmek çok acıydı.
Ölmeden birkaç yıl önce bir dost meclisinde şöyle bir anısını anlatıyor;
"Yıllar önce bir arkadaşım vardı.1968'de Amerika'nın ülkemizdeki altıncı filosunu protesto ederken Amerikan bayrağını yaktı diye tutuklanmıştı. Yıllar geçti şimdi Amerika'da yaşıyor ve Amerikan vatandaşı.
O DEĞİŞTİ!
Biz dünyayı değiştirmek için birlikte yola çıkmıştık olmadı...Dünyayı değiştiremedik.
Ama DÜNYA DA BİZİ DEĞİŞTİREMEDİ.
Yani DEĞİŞMEDİK ! "diyor üstat.
Ruhun Şad Olsun...
*
Eskiden ne dürüsttü insanlar. Yalan söylemez, verdiği sözden dönmez ve insan olmak ilkelerinden asla taviz vermezlerdi…Bu, uzun yıllar böyle devam etti. Ta ki, vahşi kapitalizmin, sadece ülkemizi değil tüm dünyayı sömüren bir girdap haline dönüştüğü ana kadar. Ya şimdi; bize ne oldu böyle arkadaş? Neler oluyor bize, size, hepimize?
*
Çok mu zor günler geçiriyoruz arpa ekmeğine bile muhtaç olduğumuz yıllara göre?
Azaldı mı sanki vatana ve insanlığa olan sevgimiz?
Daha mı az mı seviyoruz artık toprağımızı, insanımızı, atamızı, bayrağımızı?
‘Hayır!’ diyorsunuz biliyorum.
Ancak,
Nedir bu son günlerdeki saygısızlık?
İnsana, hayvana, doğaya?
Benim ülkemde, Kadınlar eşleri tarafından şiddet görüp, zaman zaman katlediliyorsa.
Trafikte saygısızlık, sokakta saygısızlık, sosyal medyada bile saygısızlık hat safhalara çıkmışsa,
Bunun suçlusu kim ya da kimlerdir arkadaş?
Tabi ki bu iğrenç eylemleri yapanların yanında kabahatin birazı da maalesef bizim…Sen, ben, biz, mahalleli, yöneticiler, iktidar, muhalefet, HERKES.
Yediden yetmişe hepimizin suçu var bu talihsiz olaylarda.
Şapkalarımızı önümüze alıp öz eleştiri yapmalıyız.
Gerekirse utanmalıyız kendimizden.
‘Bu iş bu hale nasıl geldi? Biz bu zamana kadar neredeydik?’ diyebilmeliyiz.
Acil eylem planları hazırlamalıyız.
Yarından tezi yok,
Türk Eğitim Sisteminde köklü bir reform yapmalıyız.
Türk Ceza Kanunu’nun yaptırımlarını acilen ağırlaştırmalıyız.
Aksi halde bu tür olayların ardı arkası kesilmeyecek.*Hani, ‘Sen yanmazsan, ben yanmazsam, biz yanmazsak nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa’ demiş ya Nazım Hikmet,
Toplum olarak da bizler, bu tür ahlaki düzensizliklere kayıtsız kalmamalıyız.
Büyüklerimizin bizlere nasihat ettikleri ‘doğru insan olmak’ ilkesini evlatlarımıza, akrabalarımıza, komşularımıza ve tanıdığımız herkese her platformda anlatmayı bir halk hareketi haline dönüştürmeliyiz.
Okullarımızda öğrencilerimize sadece ilim değil, doğru insan olmak ile ilgili eğitim çalışmaları da yapmalıyız.
Özellikle okul çevrelerinde evlatlarımızı zehirlemeye çalışanlara da geçit vermemeliyiz.
Toplum düzenimizi kaybetmemek, huzurumuzu ve benliğimizi yitirmemek çok önemli. Ayrıca bu günlerde trafik canavarı kudurmuş durumda. Lütfen trafik kurallarına uyalım ve özellikle evlatlarımıza motosiklet kullanırken dikkatli olmaları için uyaralım.
Sonra hepimiz üzülmeyelim...
Lütfen.
Sağlıcakla...