Nasıl bakarsan öyle görürsün. (Mevlana)
İngilizcede "hindi" anlamına gelen "turkey" kelimesi, sadece ve sadece hindi anlamında kullanılacak artık.
Çünkü ülkemizin adı tüm dünya platformlarında TÜRKİYE oldu.
Hem de birkaç yıldan beri.
Bu isim artık resmileşti.
Emeği geçenlere şükranlarımı sunarım.
*
Gelelim son günlerde gündemi meşgul eden iki konuya;
İlki yürek parçalayan NARİN olayı.
Çoğunuz gibi ben de 8 yaşındaki bir çocuğa kıyanlarla aynı dünyada yaşamaktan utanıyorum.
Lanet olsun...
Neyin bedelini ödettiniz bu küçücük yavrucağa?
Siz insan mısınız?
Geçen hafta arkadaşları okullarda buluşup cıvıldaşırken, onun küçücük bedeni toprakla buluştu.
Hüzünlü bakan gözlerine, o tertemiz tebessümüne nasıl kıydınız?
Yazıklar olsun.
*
Bir diğer olay da Miss Turkey 2024 Güzellik Yarışması.
Birkaç yıldır doğru dürüst haber değeri bile taşımayan, klişeleşmiş, eski moda bir yarışma ülke gündemine oturuverdi.
Yarışmanın değersiz olduğu organizatörlerin Turkey isminin Türkiye olarak değiştiğinden bihaber olmasından belliydi zaten.
Efendiler Miss Türkiye 2024 yazacaksınız! "Turkey" değil!
Buna alışsanız iyi edersiniz.
Neyse,
Kanımca jüri üyesi olabilme yetisi eksik olan üyelerinin seçtiği gencecik bir TÜRKİYE GÜZELİ evladımız,
Kendini toplumun önünde buluverdi.
Hatta günlerdir sosyal medyada linç ediliyor.
Burada bir yanlış seçim varsa,
Suç seçilenin değil seçenlerindir.
Türkiye güzeli seçilen İdil Bilgen BİNGÖL''ün bu taca layık olmadığını düşünen kesim çoğunlukta.
Hatta büyük usta Kemal SUNAL'ın canlandırdığı bir kadın karaktere bile benzetenler oldu.
Buraya kadar tamam.
Elbette herkes fikrini söyleyecek ancak bu, hiç kimseye gencecik bir hekim evladımızı aşağılama ya da rencide etme hakkı vermez.
Sınırı aşmak yanlıştır.
Herkes haddini bilmelidir.
24 yaşındaki İdil bir röportajında, Koç Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun olduktan sonra, Türkiye Güzellik Yarışması’na hekim unvanıyla katıldığını belirtti. Hem doktorluk hem de güzellik unvanını bir arada taşımaktan gurur duyduğunu söyledi.
Yarışma sonrası yapılan eleştirilere verdiği yanıtlarla da dikkat çekti. “Yarışmaya hekim olarak katıldım ve kanser üzerine araştırmalarımı göstermek istiyorum” dedi.
Tıbbi çalışmalarına onkoloji alanında devam etmek istediğini ifade etti.
Bilgen, güzellik yarışmalarına yönelik olumsuz algılara da değinerek, "Bu yarışma sadece fiziksel görünümle ilgili değil. Miss World, donanımlı, eğitimli ve zarif kadınları seçiyor. Güzellik bir bütündür; iç ve dış güzelliğin, duruşun ve zarafetin birleşimidir" dedi.
Asıl amacının gelecekte topluma hizmet etmek olduğunu söyledi.
Benim için de en önemli olan mesaj budur arkadaş.
Zaten demode olan bu yarışma benim gözümde yok hükmündedir.
Ben olayın "TOPLUMA HİZMET" kısmındayım artık.
Topluma nasıl hizmet edilir?
Buyrun size eski bir Avrupa Güzeli'nin toplum hizmetleri.
Hem de kendi şehrimizde.
Adı:
Nazlı Deniz KURUOĞLU
1960 yılında doğdu. 12 Haziran 1982 tarihinde, o yıl İstanbul’da düzenlenen Miss Europe 1982 yarışmasında Avrupa Güzeli seçildi.
İstanbul Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Klasik Bale bölümü mezunu olan KURUOĞLU, menisküs ameliyatı olduktan sonra dans kariyerine son verene kadar Devlet Operası gibi önemli kurumlarda balerin olarak sanat icra etmiştir. Mezun olduğu üniversitede hareket bilimleri konusunda öğretim üyesi olarak çalıştı. Aynı zamanda bir kozmetik şirketinin de ortağıdır.
Resim yapmanın yanı sıra binicilik ve Motocross, Offroad gibi açık hava sporlarıyla da yakından ilgilenmektedir.
Kuşadası’nın Caferli Köyü’ndeki çiftliğinde yaşamaktadır. Kuşadası Caferli Güzelleştirme ve Dayanışma Derneği’nin başkanı oldu.
O günden beri birçok faydalı işler yapıp, bölge turizminin kalkınmasına çok büyük katkıları oldu.
Deniz Hanım'ın şimdiye kadar gerçekleştirdiği. Sivil toplum aktivitelerini yazmaya kalksam gazetemizin tamamı yetmez.
Teşekkürler topluma kattığınız güzellikler için.
İyi ki varsınız.
*
Neymiş,
Güzellik değilmiş baki olan, güzel şeyler yapabilmekmiş.
Ömrümüz yettiğince.
Teşekkürler Deniz Hanım.
Haydi İdil Hanım,
Şimdi top sizde.
Sağlıcakla...