Öncelikle,
Bu çağda, her ne sebeple olursa olsun çoğunluğu kadın ve çocuk olmak üzere 20.000 kişi dünyanın gözü önünde bile bile öldürülüyor ve bütün dünya bunu sadece izliyor.
Geri kalan protestolar sanki arı vızıltısı geliyor canilere.
Hani insanlık, hani vicdan?
İnsan olmaktan utanır olduk. Durdurun artık bu saçma sapan savaşı!
Gözünüz doysun da barışa da bir şans verin.Yazık...!*Geçtiğimiz aylarda Aydın'da bir kız öğrenci yurdundaki asansör kazasında bir evladımızı yitirmiştik.Ne acıdır, bir ailenin dişinden tırnağından artırıp ilim öğrenmesi için üniversiteye yolladığı yavrusunu kaybetmesi.Olmasaydı keşke,
Bizler sadece üzüldük, kahrolduk.
Yattığın yerler nur olsun güzel kızımız Zeren Ertaş.İhmal edenler, görevini eksik yapanlar şüphesiz ki hukuk önünde suçludur ve hak ettikleri cezayı alacaklardır.Bu talihsiz kazadan sonra öğrenci yurtlarından sorumlu olan Gençlik ve Spor il Müdürlükleri özellikle öğrenci yurtları üzerine yoğunlaştılar. Belki de var olup da görülmeyen birçok eksiklikleri giderdiler ancak;Ülke sporuna gönül vermiş, yıllarca Gençlik Merkezlerinde çalışmış, birçok olimpik sporun gelişmesi için elinden geldiğince çaba harcayan biri olarak şunu gözlemledim;Ülkemizde Gençlik ve Spor Bakanlığı çatısı altında olan şu üç kavram ;
Gençlik
Spor
Yurt İdareciliğiBirbiriyle bağlantılı gibi görünse de özüne bakılınca birbirinden bağımsız başlı başına kavramlardır.
Bakanlık idari şeması içinde Gençlik, Spor ve Kredi Yurtlar Kurumu bulunsa da illerde bu, aynı il müdürlüğünün sorumluluğunda yönetiliyor.Yani herhangi bir ilde sporun gelişmesi için çabalayan ve bu doğrultuda hedefine odaklanmış bir kurum aynı zamanda yurttaki akşam yemeğinden de kırık ranzadan da gençlik merkezindeki bağlama kursundan da sorumlu tutuluyor.Öğrenci yurtları az olduğu zamanlarda bu belki tolere edilebilirdi ancak son yıllarda üniversite ve öğrenci sayılarının artmasıyla birçok yerleşim yerinde öğrenci yurtları inşa edildi.
Bu da Gençlik ve Spor İl Müdürlüklerinin yoğunluğunu ve yükünü daha da artırıyor.Bunun tek bir çözümü var.
Öğrenci yurtlarının genel idaresi bakanlık çatısı altında tek müstakil il müdürlüğü haline getirilmelidir.Hatta uygun başka bir bakanlığa bile müstakil il müdürlüğü olarak bağlanabilir.
Bu, ülke sporunun daha da gelişmesi için de çok önemli bir adım olacaktır.
Hadi gençlik faaliyetleri ile spor aynı koltukta taşınabilir diyelim.
Ama bu yoğun şartlar altında öğrenci yurtları Gençlik ve Spor İl Müdürlüklerinin sorumluluğunda olmamalıdır.Aynı veya farklı bir bakanlıkta müstakil bir yönetim ilkesi ile yönetilmelidir.
Gençliğe ve Spora verdiği önemi her fırsatta yineleyen Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan ile Gençlik ve Spor Bakanı Sayın Osman Aşkın Bak'ın bu konuda mutlaka bir çalışması vardır. Olmasa bile en kısa zamanda bu konuda bir çalışma başlatırlar diye düşünüyorum.
Hani bir atasözü vardır ya;
Aynı anda iki tavşanı birden kovalarsanız birini bile yakalayamazsınız.Hem ülke sporunun gelişmesi hem de öğrenci yurtlarındaki düzenin daha da iyileşmesi için bu en iyi yöntemdir.En önemlisi de üniversite okumak için farklı bir şehre, farklı bir coğrafyaya gelip devletin yurtlarında kalan yavrularımız basında da sık sık gördüğümüz gibi, sanırım daha fazla ilgi istiyorlar.Bence haklılar.
Bu vesile ile hem ailelerinin de içleri daha da rahat olacak.Şüphesiz ki,
Türkiye Cumhuriyeti Devleti her şeyi başaracak güçtedir.Sağlıcakla...