Üç hafta 'fifi' adında bir köpek ile tatil yaptım. Benim adıma çok güzel bir deneyim oldu. İnanılmaz sadık olan bu hayvanı aileden biri gibi görmeye başlamak, gideceğim gün fifi'yi kaybettiğimi fark etmek ve öyle bir duygu ki bir yakınınızı kaybetmiş gibi üzülmek. Benim maalesef hiç köpeğim olmadı. Sadece sokaklarda yaşayan ya da başkalarına ait olanlarını sevdim bugüne kadar ama bu şartlar altında bile samimi ve gerçek bir köpek dostum olduğuna sevinmek güzel. Sabah birlikte kahvaltı yapmak, arada serinlemek için denize girmek, su içmek. Akşamları yemeğini paylaşmak. Hiç bir canlı yoktur ki sevgisini bu derece belli etsin. Sabah sabah güne iyi bir başlangıç yapabilmenizin önüne geçen sevgidir. Bana göre gayet savunmasız geliyorlar. Ağzı var dili yok hesabı bir derdi olsa anlatamıyor o yüzden köpek sevgisi başka imiş.
Ben hiç kimseyi bu kadar sevdiğimi hatırlamıyorum. köpeğinizin size olan sevgisi o kadar saf ki, bunu size hissettirdiğinde gerçek sevginin neye benzediğini anlıyorsunuz.
Gelelim Didim'de yaz sezonu bittikten sonra kedi ve köpeklerin durumuna. Aldığım bilgiler doğrultusunda Didim'de bulunan barınakların yoğunluğuna göre hayvanları yazlıkların bulunduğu yerlere serbest bırakıp gidiyorlar. Bu nasıl bir vicdan bu nasıl bir adalet. Hayvan sevgisi olmayan bir dünyada insan sevgisi olabilir mi?
Kağıtla kalın, kalemle kalın. İnsanlığınızla kalın. Not: Size fifi'den bahsettim. Üç hafta içinde onlarca köpek ve kedi arasında tatilimi geçirdim. Size sadece kışın bu kedi ve köpeklerin durumu ne olacak diye sormak istiyorum.