-Sen abi oldun artık seni sevmeyeceğiz kardeşini seveceğiz.
-Sen abla oldun artık tüm oyuncaklarını kardeşine vereceksin.
-Kardeşin doğacak senin pabucun dama atılacak. Duydunuz zilin sesini hanımlar beyler!
İkinciye anne-baba olmaya karar verdiniz ve hazırlıklara başladınız. Velhasıl o gün geldi çattı. Bir adet nur topu gibi kızınız/oğlunuz oldu üstelik yanına da ülkemizin milli sorularından biri olan “kardeşini kıskanıyor mu?” sorusu hediye! Bu soruyu günde on kez duymadan yastığa başınızı koymanız mümkün değil. Gerçi bu tarz sorular henüz anne gebeyken başlar. Özellikle büyük kardeşe yapılan psikolojik şiddetin farkında olmadan onun yanında sorarlar da sorarlar.
İkinci çocuğunu yeni dünyaya getirmiş bir anne olarak bilgilerimi ve büyük oğluma hissettirilenleri taze taze aktarmak istiyorum sizlere. Siz anne baba olarak her ne kadar çocuğunuzu yeni bir kardeşe hazırlasanız da ona bir kardeşin hayatına katacağı güzellikleri anlatsanız da, kardeşi doğduktan sonra pedagojik kurallar neyi gerektiriyorsa onu yapsanız da, toplum maalesef buna hazır olmadığı sürece çocuğunuz ister istemez acımasız cümlelere maruz kalacak. Kimse bile isteye çocuğunuza zarar veriyor demiyorum tabi. Ama günümüzde bilgiye bu kadar kolay ulaşabilirken insanların hala cahilce bazı şeyleri diretmesine karşıyım.
Kardeşi doğduktan sonra büyük oğlum (4) bir gün gelip bana “anne kıskanmak ne demek?” diye sordu. O kelimeyi kardeşi doğduğundan beri o kadar duymuş ki kötü bir şey sanıp bana sorma gereği duymuş. Elbette bebekler çok tatlı oluyor, elbette görür görmez mıncıklamak sevmek istiyoruz onları. Ama iki kardeş aynı ortamdayken ilgi bebeğe gidince büyük kardeş direkt kendini istenmeyen çocuk olarak görmeye başlıyor. Anne olarak ben elimden geleni yapsam da maalesef toplum kardeş kıskançlığını tetikleyici davranışlarda bulunmaya devam ediyor. Bir keresinde oğlum yine üzülmüş bir şekilde gelip “Anne kimse beni görmüyor!” demişti. Eskiden eve kim gelse ya da sokakta kimle karşılaşsak herkes ilk ona selam veriyor ilk onunla konuşuyordu. Yeni bi kardeşin gelmesiyle insanlar ilgiyi küçük olana göstermeye başladı tabi. Dolayısıyla büyük oğlumun kendini görünmez hissetmesi kaçınılmazdı. Halden anlayan bu durumu yaşayan insanlar buna dikkat ediyor tabi ama bazıları uyarmama rağmen ısrarla aman sen abi oldun büyüdün artık baksana kardeşin çok tatlı demeye devam ediyor.
Bir çocuğun kalbini yaralamak ne korkunç bir şey oysaki.. Farkında olmadan açtığımız yaralar onu nasıl dipsiz karanlıklara yolluyor bir bilseniz. Bugün o yüzden kardeş kıskançlığı ailede nasıl çözülürün üzerine durmak istemedim. Çünkü bazen aile ne kadar dikkat etse de toplumun tavrı yüzünden çocuklar etkilenmeye devam ediyor. Kendilerini görünmez sanan binlerce abi/abla var. Kardeş kıskançlığı da kardeşler daha minicikken hatta daha anne karnında başlayan ve ölünceye dek etkisi devam edebilen bir şey. Bunun örneğini en çok miras zamanları görmüşsünüzdür ya da duymuşsunuzdur. Kardeşiyle bile paylaşmayı anlaşmayı bilmeyen bir birey nasıl toplum içinde kabul görsün ve başka insanlarla iletişim kurabilsin ki.. Habil ile Kabil’den bu yana varlığını sürdürür kardeş kıskançlığı. Tarihimizde bile taht kavgaları yüzünden kardeş katlini normalleştiren zihniyetin kalıntıları günümüzde de yüzüstüne çıkmaya devam etmektedir.
Öncelikle bilmeliyiz ki kıskanma duygusu da en az sevgi kadar merhamet kadar gerçek ve normal bir duygudur. Önemli olan onu kontrol altında tutmak ya da tutmayı öğretmek.
Çocuklarımızı sevgiyle büyütmek bizim en temel görevimiz. Ama adaletin temelleri evde atılır ve toplumla inşa edilir. Adalet ve eşitlik duygusunu evde öğrenmeyen çocuk büyüdükçe adaletsizliği normalleştirir. Ya da, o da kendine yapılan bu adaletsizliği başkalarına uygulamaya başlar. Yine basit görünen bir kardeş kıskançlığı meselesinden hak hukuk adalete nasıl bağladın demeyin, aile toplumun en küçük yapı taşıdır. O yüzden toplum olarak evde sağlanmaya çalışılan eşitlik ve adalet ortamını desteklemek bizim en temel görevimiz. 3 yaşındaki bir çocuğa sen abi/abla oldun artık diyerek onun minicik omuzlarına çok ağır yükler yükleyip onun kendini görünmez hissetmesine sebep olmak korkunç bir detay..
Tüm çocukların kendini “görünür” hissettiği, adil ve eşit olarak insanca yaşayabileceği nice aydınlık yarınlara.