Aydın için seçim zamanı dillerden düşmeyen "MARKA KENT " söylemleri, nedense seçim bitince suya yazılan yazı gibi silinip gidiyor.
Bir şehrin potansiyel değerlerini analiz etmeden ne slogan üretebilirsiniz ne de hedef koyabilirsiniz..!
Aydın'a hiç gelmemiş biri için duyduklarıyla nesi önde gelir diye sorsak,
alacağımız cevapta, İncir Aydın Efe'si, sahillerindeki deniz kum güneş ile ünlü Didim ve Kuşadası bilinir, öyle değil mi..!
Kentin merkezi Efeler deniz kıyısında olmaması nedeniyle, ününü bu iki ilçemize kaptırmıştır.
Denizli’de deniz olduğunu zannedenler gibi, Aydın denince her köşesini sahil kenti zannedenler, bu kente geldiklerinde hayal kırıklığına uğruyorlar.
Çünkü Şehrin merkezi sayılan, Valilik makamının ve Büyükşehir'in başkanlığının yer aldığı EFELER, maalesef
Yıllar önce Aydın'ı MARKA KENT yapmak üzere bu kadim kentin potansiyellerinden hareketle 3T formülünü önermiştim.
TARIM-TURİZM-TARİH
Yukarıdaki 3T bu kentteki en zengin değerlerimizdir.
TARIM, başta Aydın inciri ile üretilen zirai varlıklardan ortaya çıkan yöresel lezzet gastronomi ile tanınırlığını arttıracaktır.
TURİZM sahil ilçelerimiz ile Dilek yarımadası gibi doğal milli park ve kültür ve tarih yollarımız Kum Güneş deniz İngilizcesi (Sea ,Sand ,Sun) kelimelerinin baş harfleriyle 3S olarak bilinen Turizm çeşitliliği yönünden Muğla kadar olmasa da, yeterli zenginliktedir. Sadece 3S değil, Hazine arazilerinin en yoğun yeraldığı Didim yatırım yönünden, futbol klüplerinin kamp yapmaları yönüyle de yaz kış cazibe merkezi olmaya adaydır. Kuşadası küçük İzmir görünümüyle daha çok gelir getirecek yabancı turistlerin gözdesi olmalıdır. Yine Kuşadası'nda büyük umutlarla yapımına başlanan devasa KONGRE MERKEZİ beklenen kongre turizmine ivme kazandıramamış, kurumlar arasında çeşitli sorunlarla maalesef çürümeye terk edilmiştir.
Bu milyarlık yatırım Aydın'ın ayıbıdır.
Tıpkı Paşayaylasındaki rahmetli Vali Recep Yazıcıoğlunun 35 yıl önce yaptırdığı Zirve oteli virane halinde bugün makus talihini yaşamaktadır.
TARİH için bir şey yazmaya gerek yok sanırım, iki düzine antik kent ile bir o kadar da küçük yerleşimin bulunduğu Aydın, yaşamak için tarih boyunca tercih edilmiş coğrafyadır. Şehre gelen tur otobüsleri sadece geçit olarak kullandıkları İzmir - Denizli karayolunu kullanarak, Karacasu Afrodisyas üzerinden Pamukkale'de son noktayı koydukları rotada, Efeler kent içine el sallamak için dahi uğramadan transit geçmektedir. Hatta sinemada gösteriye giren SELAMSIZ BANDOSU filminden farksız, şehrimizin İzmir -Denizli arasında sıkışıp kalan nitelendirmesi de bunu doğrulamaktadır.
Oysa antik kentlerin hikayelerinde doğal olarak yer alan arkeoloji ve tarihi değerimiz, Turizm ile iç içedir.
Önerdiğim kalkınma modeli olan bu "3T" projesinin sonraları, Milletvekili Mustafa Savaş'ın seçim kampanyalarında kullanılmaya başlanmış ise de, devamını siyasi irade getirememiştir.
Bu GÜZELHİSAR'ın hak etmediği yerde olduğunu düşünüyor Aydınlılar.
Evet, yapılan iyi şeyler yok değil ama BÜYÜKŞEHİR olan AYDIN için yeterli değil.
MİLLİ AYDIN BANKASI, AYDIN TEKSTİL PARKI, MİMAR SİNAN PARKI gibi projeler yerine getirilmiş iken, 30 Büyükşehirden sadece AYDIN ile MANİSA 'da maalesef HAVAALANI yoktur.
Büyükşehir olmanın kriterlerinden birisi de, olmazsa olmazı, o kentin havaalanıdır.
Zaman kavramının çok değerli ve önemli olduğu günümüzde, ulaşım, Turizm ve ekonomi açısından ulaşımın kısa olması önemli ve zorunludur.
Nazilli’den gelen gidenler Pınardere köyü yakınlarındaki çevre yolu girişinde HAVALANI trafik işaretini gördüklerinde Aydın'da havaalanı var zannedecekler.
Ama levhası var, kendisi yok..!
Sizin anlayacağınız Aydın da HAVAALANI değil HAVASINI ALANI ..!
Üç büyük takımı 35 sene önce dize getiren bu kentin Siyah -Beyaz formalı temsilcisinin seyircisinin yetmediği stadın büyütülmesini beklerken, ayda iki bilemediniz üç kez kullanılan AYDIN ADNAN MENDERES STADI maalesef inisiyatif alamayan kamu görevlilerinin kararıyla yıkıldı. Yerine de büyük tepkiler üzerine daha küçüğü portatif semt sahası yapılmaya başlandı.
Büyükşehir olmak demek, bu demek değil.
Bu şehirde bir köklü tiyatro, opera, gösterileri yapacak AYDIN DEVLET TİYATROSU ve OPERASI yok.
Saha olmayınca ekonomisini ayağa kaldıracak sportif faaliyetler yok.
Kente yürüme mesafesindeki PINARBAŞI mesire alanı içinde kültürel tesisler, çarşılar yok, yıllardır ıssız ve boş.
İçindeki HAVUZ yıkılıp yenisi yapılacak diye sevinirken, "ben yaptım oldu" misali oldu bittiye getirildi.
Milyonlar harcanan TELEFERİK, pekala çalıştırılabilecekken, tellere gömülen Aydınlının parası çöpe gömüldü.
Oysa Üniversiteliler, Aydınlılar bu teleferiği nostalji olarak da kullanarak keyifli anlar yaşayabilirdi.
Bu listeyi uzatmak mümkün.
Yakın zamanda Nazilli de MİLLET BAHÇESİNİN hali pür melali basında yer aldı.
Kent içi trafik ile okulların açılmasıyla Üniversite varyantının çilesi ortada.
ADÜ’den rampa sonuna akşam üzeri 25 dakikada iniliyor.
alternatif trafik yolları mutlaka acilen açılmalıdır.
Büyükşehir'in güzel hizmeti sarı otobüslerin içi, her hatta yoğun yolcu talebi nedeniyle, kent içi trafikten farksız ayakta bile yer yok hele sahil ilçelere giden otobüslerde her yer dolu.
Yeni otobüslerle yolcu talebini karşılar nitelikte acilen yeniden düzenleme yapılmalıdır.
Aydınlının seçtiği 8 vekilin her biri, AYDIN sorumluluğunu üstlenerek, bunları sorgulamalıdır.
Her gece başını yastığa koyarken "ben bugün AYDIN için ne yaptım" diye sormalıdır.
Aydın ve Aydın da yaşayanlar için için tespitim;
ZENGİN TOPRAKLARIN ÜZERİNDE YAŞAYAN, AMA BUNUN FARKINDA OLMAYAN FAKİR İNSANLARIZ vesselam.
Bu güzel kenti bir türlü tanıtamadığımız gibi, biz de tanımadık.
Kaçımız Tralleis'i anlayarak gezdi,
Pınarbaşı'na en son ne zaman gittiniz,
Aydın İl Halk kütüphane'sine kaç kez ziyaret ettiniz ?
Paşayaylası, madran baba dağını hiç gördünüz mü ?
Nazilli, Çine Efelerdeki Kuvvayi milliye müzeleri ve köylerdeki Şehitliklerin kaçını gezdiniz?
Cevapları tahmin edebiliyorum, demek ki önce kendimiz tanımalıyız bu kenti.
Onun için 3T’ye ek olarak, dördüncü bir T daha lazım.
TANITIM.
Tanıtım olmadan artık hedefinize ulaşamıyorsunuz günümüzde.
"ne kadar anlatırsanız anlatın , anlattıkların karşındakinin anladığı kadardır " deyişindeki gibi AYDIN'ı anlatabilmenin önemi ilk 3 T den daha önemlidir.
Ama bırakın biz Aydın'ın tanıtımını yapmayı, birbirimize öyle uzak duruyoruz ki, daha kendimiz birbirimizi tanıyamıyoruz.
Hele son günlerde bol laf, karşılıklı tepişme, oysa
Birbirimizi tanımanın yolu, iletişimden geçer.
İletişimin başı da konuşmadan önce dinlemekten geçer,
Aydın’da konuşan her aday sonradan dediklerinden vazgeçer,
Sizin anlayacağımız AYDIN gibi BÜYÜKŞEHİR'de hala olan biten hep KÜÇÜK İŞLER.
Aydın Marka Kent, Artık Labirent
Mehmet Özçakır
Yorumlar
Trend Haberler
Nazilli’yi üzen ölüm: Genç eczacı evde ölü bulundu
Aydın'da dikkat çeken arsa satışı
Karacasu'da feci kaza: Traktörden düşen gurbetçi hayatını kaybetti
Aydın’da ulaşıma zam geldi! İşte yeni tarifeler
Nazilli’de kahreden olay: 16 yaşındaki Cennet tüfekle yaşamına son verdi
Karacasu'da korku dolu anlar: Mahalleli sokağa döküldü
Karacasu'da acı ölüm: Önce biber dizdi, sonra kendini astı
Aydın’da genç esnaf kalbine yenildi
Gören tezgaha bir daha bakıyor: Nazilli'de "feijoa" ilgi odağı oldu
Karacasu'da o mahallenin en yaşlısı vefat etti
Resmi İlanlar