“İnsanoğlu güzel şeye düşmandı. Nasıl bilmeden kendi saadetini, başkasının saadetini yıkmak isterdi? İnsanoğlu huzurun, iyiliğin düşmanıydı, kendi kendisinin düşmanıydı. (…) Her şey iğrençti. İnsanlar arasında temiz, rahat hiçbir şey olamazdı. İnsanoğlu saadetin düşmanıydı. Onu nerede görse, nerede hissetse oraya hücum ederdi”( Ahmet Hamdi Tanpınar, Huzur, shf.:236,237). Neden böyle bir davranış sergiler insanoğlu? Tabiî ki hırstan… Tamahtan… Kabil’in Habil’i neden öldürdüğüne bakarsanız, onu görürsünüz. Huzura… Güzelliğe… İyi olan her şeye düşman olan insanoğlu… Ne zaman sulha kavuşacak olur… Hemen devreye şeytanın vesvesesi girer. *** Hz. Âdem (as) ve Hz. Havva annemizin güzellikleri nasıl ki şeytanı çileden çıkarmış ise… Allah’ın emrine uymayıp Şeytan; nasıl şeytan oldu ise… Şimdi de şeytanın işini birlileri üstlenerek güzellikleri “pislemeye” çalışıp şeytanlaşmanın peşinde koşmaktadırlar. *** İnsanoğlu neden saadetin düşmanıdır? Kendi saadeti için başkasının güzelliğini yıkmak, ona, zevk verir de ondan. Bencilce bir durumdur bu. Makam, mevki için sadakatini satar. Sebep.!? Üç günlük dünya saadeti için. Ama akletmez ki, kendi saadetinden de olacaktır. *** Neden insanlar arasında sadık ve sadakat hep örselenir? Daha fazla hırsızlık, arsızlık, rüşvet… Masumun, mazlumun, yetimin malına konmak… Bütün bu ve benzeri kötü hasletler yıpratır güzel olanı. *** Şeytani mücadele, sadık ve sadakati kalplerden silip atmaktadır. İki kelime “iyilik etmek” i bir arada tutamayanlar… Kendine iftira ve yalanı rehber edinenler… Bunlarla yol tutanlar… Güzelliklerin… İyiliklerin… En önemlisi de masumiyetin en azılı düşmanı kesilirler. Niçin bunu parlar? Üç günlük dünyevi hırs yüzünden. *** Onların kitabında güzel diye bir kelime yoktur. Onların dimağında hep “kötülük” düşüncesi hâkim olmuştur. *** Abdulkadir Geylani(rha) hazretleri, güzellik düşmanlığını dünya sevgisine bağlar ve şöyle der: “ Hırsın bol. İçinden çıkılmaz ümitlerin var. Dünya sevgisi içini kaplamış. Bunlara karşılık takva hâlin az. İmanın zayıf. Bu hâller seni Küfre kattı. Mal ve halkı Allah’a karşı çıkardın. Hareketlerinle sanki onlardan biri olduğunu gösteriyorsun. Lâkin sen Müslümansın. Sen şahadetle bezenmişsin. O şahadet kanına karışmış. Namaz kılmakta, oruç tutmakta İslam ümmeti ile birsin. Yaptığın diğer hareketler, âdet yerini bulsun diye namaz kıldığını gösteriyor. Sen yaptığını ibâdet sanıyor, dıştan halka iyi olduğunu göstermek istiyorsun. Kalbin ise facir. Bu hâlin yararını nasıl bulursun?” *** Velhasıl güzellik düşmanlarının şuuruna, iki cihan saadetini yok etme fikriyatı zerk edilmiştir. Bundan da kurtuluşları yok. Uyuşturucu müptelası gibi… Güzelliklerin düşmanıdırlar onlar. Nerede diye sorarsanız… Etrafınıza bakınız… Bolca görürsünüz. Vesselam.