Öncelikle en son yazdığım ‘Suyun Bitmesi Bir Felakettir’ adlı makalemize gösterdiğiniz yoğun ilgiden dolayı siz okurlarıma teşekkür ederim. Keşke kuraklıklar yaşanmamış olsaydı da çocuklarımıza miras kalması gereken özellikle yeraltı sularına muhtaç kalmasaydık. Biz de böyle bir yazı yazıp binlerce kez okunmasaydık keşke. * Neyse biz konumuza dönelim. Bilindiği gibi geçtiğimiz hafta Kuşadası’nda talihsiz bir olay yaşandı. Yıllar önce yapılmış olan altyapı borularından biri nüfusun neredeyse on katına yükselmesi sonucu patladı. Basınçlı olan kirli su denize taşmaya başladı. ASKİ yetkilileri tarafından kısa sürede giderilen bu sorunun ardından ise olanlar oldu. Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu’na muhalefet olanlar, sosyal medya hesaplarından bu olayı tüm dünya kamuoyuyla paylaştılar. Yok efendim ASKİ çalışmıyormuş, Özlem Hanım Aydın’ı iyi yönetemiyormuş vs. vs. Özellikle ASKİ’nin Kuşadası için nasıl çalıştığına, kendim bizzat şahidim. Kusura bakmayın ama bu tür sıradan karalamalarla Özlem Hanım’ı yenemezsiniz. Halkın artık bunlara karnı tok! Ayrıca siyaset yapacağım diye insan, bilerek veya bilmeyerek turizmi baltalar mı? Hadi vatandaşı anladım da Aydın İl Kültür ve Turizm Müdürü bile bunu yapıyorsa kusura bakamayın ama siz bu memleketi ya sevmiyorsunuz ya da ülkede kamu ve siyaset bambaşka bir hal almış. Hadi temizliğe bu kadar önem verenler yarın yıllardır çürük yumurta kokan jeotermalleri de eleştirin de görelim. Katran akan Menderes Nehri için de paylaşımlar yapın hadi! Takipçisi olun hadi denize akan bu suyun da. (su denirse) Son günlerde Büyük Menderes Nehri milyonlarca evladını yitirdi ve yitirmeye de devam ediyor. Toplu balık ölümlerinden sonra su yılanları ve diğer canlılar da yavaş yavaş ölüyor. Kurtuluş savaşının canlı şahidi, asil nehir, bereketin diğer adı Ak Köpüklü Menderes artık ölüm saçıyor. Bilinçsizce doğaya bırakılan zirai, jeotermal ve fabrika atıkları yüzünden bu nehir kan ağlıyor. Defalarca kendi köşemde dile getirdiğim gibi bu nehirden artık su değil zehir akıyor. Akarken de ardından ne canlı bırakıyor ne de bir yaşam kalıntısı. Tarihi de verimli toprakların hücrelerini de yutan bir canavara dönüşüyor. En acısı da, bahçe aralarına ve menderes ovası sulama kanallarına bu su verilip verimli topraklarımızdaki meyve sebzeler de zaman zaman maalesef bu su ile sulanıyor. Memleketin zor günlerinde siyaset bitmelidir. Mevlana ne güzel söylemiş, hem de 800 yıl önce: ‘‘Cömertlik ve yardım etmede akarsu gibi ol. Şefkat ve merhamette güneş gibi ol. Başkalarının kusurunu örtmede gece gibi ol. Hiddet ve asabiyette ölü gibi ol. Tevazu ve alçakgönüllülükte toprak gibi ol. Hoşgörürlükte deniz gibi ol. Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol. ’’ * Sorunlar sorun olmaktan çıkıncaya kadar birlik olmak ve mücadele etmek gerek. O sorunu yenmenin tek çözümü budur. Sorun çözüldükten sonra siyasi rant sağlamak için birilerini yada mensubu olduğu kurumları eleştirmek memlekete ve insanlığa bir fayda sağlamaz! Sağlıcakla…