Bu kokunun sebebi Aydın’da jeotermal santrallerin (JES) havaya saldığı gazların içindeki kükürt dioksit ve hidrojen sülfürdü. Oysaki Selatin tüneline en yakın JES 10 km uzaktaydı. Otobandaki Söke sapağına yaklaşınca ufuktaki Menderes havzasının üstü kirli bir hava katmanı ile kaplıydı. Aydın’da yoğun bir hava kirliliği vardı. Karşıdaki Beşparmak dağlarını görmek mümkün değildi. Sadece bu dağların üstündeki RES’lerin yanıp sönen kırmızı ışıkları seçilebiliyordu. Moralı karayolu sapağına gelinince havadaki çürük yumurta kokusu daha fazla hissedilmeye başladı. Bu noktada sağlı sollu, hem Magnesia 1’ci derece arkeolojik sit alanında hemde Söke ovasının başlangıcında kurulan JES kuyularından yoğun gaz salınımları devam ediyordu. Bu çürük yumurta kokusu Söke’den sonraki Sarıkemer yol ayrımına kadar devam etti. Zaten Aydın’da Buharkent’ten Söke’ye kadarki mesafede JES’lerin kurulduğu her noktada çürük yumurta kokusu yaz kış hissediliyordu. 2017 yılı Çevre ve Şehircilik Bakanlığı verilerine göre Aydın’da SO2 kirliliği DSÖ’nün izin verdiği limit aşımı/gün değerinden 14 kat fazla olmuştu. Söke’ye yaklaşınca havadaki kirlilik daha fazla artmış, etraf adeta toz dumanıyla kaplıydı. Bu noktada uzun yıllardır bir tane çimento fabrikası vardı . Şimdi buraya ilave olarak bir tane daha çimento fabrikası kuruluyordu. Burası Türkiye’nin en büyük çimento işletmesi olacak. Dağlar çimento fabrikası tarafından un ufak ediliyor, Söke ve Söke ovasında toz kirliği artıyor, halk nefes alamıyor ve maske ile dolaşıyor, hastalıklar ve ölümler her geçen gün artıyor. Yine 2017 yılı Çevre ve Şehircilik Bakanlığı verilerine göre Aydın’da hava ölçümü yapılan günlerin yüzde 96’da PM10 seviyesi DSÖ’nün izin verdiği limit değerin üstünde, limit aşımı/gün sayısı 9 kat fazlaydı. Bu düşünceler içinde Menderes nehri üzerindeki köprü noktasına gelince havada Bafa gölüne doğru uçmakta olan bir leylek gördüm. Halk arasına havada leylek görülünce o yıl çok gezeceksin inancı var. Sürgün edilen amca zaten gezmeye başlamıştı. Menderes nehri şu anda Türkiye’nin en kirli 3’cü nehri olup, bu sularla sulanan topraklar, bu topraklarda yetişen tarım ürünleri ve bunları tüketen canlılar kirlilikten kendi payına düşeni almakta, etkilenmekte. Orman ve Su İşleri Bakanlığının 2017 yılı Bafa gölü ve Menderes havzasında yaptığı çalışmada kuş sayılarının yüzde 50 azaldığı açıklandı. Saat sabahın sekizi olmasına rağmen hava hala açmamış, puslu ve sıkışıktı. Acaba Sevcan’ın durumu ne oldu, ne halde, acı ve ızdırap çekiyor mu düşünceleri içinde amca hastaneye ulaştı. Montunu çıkardı masasına oturdu, aradan birkaç dakika geçti yada geçmedi cep telefonu çaldı. Telefonun ucunda ablası vardı ve Sevcan’ı kaybettiklerini söyledi. İzin alıp hemen İzmir’e doğru geri dönüşe geçti. Leylek havada uçarken demek ki Sevcan’da ruhunu teslim ediyor, aramızdan bir melek misali uçup gidiyormuş diye düşündü gözleri yaşlı. Söke ovasında hava hala kirli ve pusluydu. Hafif yağmur yağmaya başlamıştı. Yakıt almak için benzin istasyonuna girdi ve görevli aracın ön camlarını temizledi. Benzin istasyonundan ayrılır ayrılmaz henüz yeni temizlenmiş olan aracın camları yağan yağmurla adeta çamur halini aldı. Söke ovası ve Menderes havzası üstünde sabahtan beri gördüğü kirlilik yağıyordu. Söke’ye ikinci Çimento fabrikası yapılırsa hava kirliliği ne olacak, hastalıklar, ölümler ne kadar daha artacak diye düşündü ağlamaklı. Avrupa ülkelerinde çimento fabrikaları sökülüp atılırken nasıl olurda Türkiye’de yerleşim yerlerine bu kadar yakın çimento fabrikası hala kurulabiliyor. Birden Sevcan’ın da yaşadığı İzmir Altındağ mahallesi sınırında uzun yıllardır eski teknoloji ile kurulan ve sürekli şekilde havaya toz bırakan çimento fabrikasının da olduğu aklına geldi. Çocukluğunda evlerinin üstünü her sabah beyaz bir toz katmanı kaplıyor, asılan çamaşırlar tozdan dolayı sararıyordu. Sevcan’ın kanser olmasının da sebebi bu çimento fabrikasının saldığı PM10 ve PM2,5 maddeleri mi acaba dedi kendi kendine. Çünkü DSÖ’ne bildirilen tüm hastalıkların yüzde 80, kanserin yüzde 90 sebebi çevre kirliliğiydi. Her yıl dünyada 7 milyon, Türkiye’de 40 bin kişi hava kirliliğine bağlı ölüyor. Ve Türkiye’deki hava kirliliğine bağlı ölümlerin yüzde 70’i gerekli tedbirlerin alınması sonucu önlenebilir ölümler. Bu düşüncelerle Selatin tünelini geçti Küçük Menderes havzası ve Torbalı ovasına ulaştı. Birden buradaki havanın Söke ve Menderes havzasına göre daha temiz, havanın daha açık ve berrak olduğunu farketti. Ve o günün ikindi vakti insanlar kanser olmasın, ölmesin diye çaba gösteren ve bu nedenle sürülen amca, kanser nedeni ile kaybettiği canının bir parçası olan yeğeni Sevcan’ı ebedi mekanına bıraktı.