Hareket halindeki havanın kinetik enerjisine rüzgar enerjisi denmektedir. Rüzgarlardan elde edilecek enerji, rüzgar hızına, kanat çapına ve esme süresine bağlı olarak değişmektedir. Rüzgar enerjisi, güneş enerjisi ile doğru orantılıdır. Ancak dünyaya ulaşan güneş enerjisinin yaklaşık yüzde 2’si kadar rüzgar enerjisine çevrilir. Türkiye’de 2017 yılı sonu itibariyle işletmede olan rüzgar enerji santrallarının (RES)kurulu gücü 6.353 MW olup, 2023 hedefi 20.000 MW’tır. Türkiye rüzgar enerjisi potansiyeli ise 48.000 MW ve bu potansiyele karşılık gelen toplam alan Türkiye yüz ölçümünün yüzde 1,3’üne denk geliyor. Rüzgar enerjisinin Ekim 2017 Türkiye elektrik üretimi içerisindeki payı yüzde 7.75’dir. Türkiye’de genelde RES’ler yoğun olarak Marmara Bölgesi, Ege Bölgesi ve Akdeniz Bölgesinde yer almaktadır. 2050 yılına gelindiğinde dünya üzerinde kullanılan elektriğin yüzde 18’lik kısmının rüzgar enerjisi tarafından sağlanacağı tahmin edilmektedir. Yapılan araştırmalar doğrultusında rüzgar enerjisinin çeşitli avantajları ve dezavantajları olduğu görülmüştür. Bu avantajlardan bir bölümü şu şeklidedir: Fosil kaynakların yakın süreçte tükeneceği göz önünde bulundurulursa, rüzgar enerjisi alternatif enerji arayışlarına katkı sağlamaktadır. Yerli bir kaynak olduğu için dünya enerji pazarlarından büyük ölçüde bağımsız olma özelliğine sahiptir. RES’ler üretim, bakım, işletme vb alanlarda önemli oranda istihdam potansiyeliyle işsizlik oranlarının azalmasını sağlamaktadır. Dünya genelinde RES istihdamının ortalama 90-100 bin kişi olduğu belirtilmiş olup, 2020 yılında sektörde çalışanların sayısının 960.000 kişiyi bulması öngörülmüştür. RES’lerin hızlı gelişimin en önemli nedenlerinden biri bu kaynağın çevreye yönelik olumsuz etkilerinin düşük seviyede olmasıdır. Elektrik enerjisi üretimi sırasında doğaya salınan karbon miktarının oldukça düşük seviyelerde oluşu, hava ve su kaynaklarının daha temiz ve daha sağlıklı kalmasını sağlamakla birlikte, küresel iklim değişikliklerinin yaşanmamasına da olumlu etki sağlamaktadır. Yapılan akademik çalışmalara göre 1 MW RES’in ortalama 150.000 ağaca eşdeğer O2 tasarrufu sağladığı belirtilmiştir. RES’ler yüksek gerilim seviyesi olan iletim sistemine bağlanabileceği gibi orta gerilim seviyesi olan dağıtım sistemine de bağlanabilir. Bu tür bir uygulamanın yararları; enerji kayıplarının azaltılması, iletim sistem maliyetlerinin düşürülmesi, çevresel faydalar, dağıtım sisteminin güçlenmesi ve kaynak güvenilirliği olarak sayılabilir. RES’lerin üretim süreci boyunca yakıt ve işletme maliyetlerinin yok denilebilecek kadar az oluşu, yerli kaynak olmasından dolayı dışa bağımlılığı önemli derecede azaltıcı etkisi, modüler yapıda istenilen büyüklükte imal edilip, tek veya gruplar halinde kullanılabilmesi, kirlilik ve çevreye yok denilebilecek ölçüde az olan zararı, rüzgar enerjisinin alternatif enerji arayışlarında yalnızca ticari amaçlı olmayıp aynı zamanda ev ihtiyaçları için kullanımını da gittikçe yaygınlaşmaktadır. Doğaya zararı yok denecek kadar az olan RES’ler fazla yer kaplamaması, kurulduğu alanda istihdam olanağı yaratması, denizde de kurulabilmesi, rüzgar çiftliklerinin kolayca sökülebilmesi ve bulundukları arazinin kolaylıkla eski haline dönüştürebilmesi oldukça önemlidir. RES’lerde türbinlerin kapladığı alan, toplam alanın yaklaşık yüzde 1-1.2’si düzeyindedir. Bu nedenle, RES’lerden geriye kalan alan (yüzde 98-99), tarım ve hayvancılık için kullanılabilmektedir. Tek türbin açısından değerlendirildiğinde ihtiyaç duyulan alan 700-1000 m2/MW düzeyindedir. RES’ler ile en yakın yerleşim birimleri arasındaki uzaklığın standart 400 metreden az olmaması koşulunda gürültü koruması sağlanabilmektedir. Rüzgar enerjisi dezavantajlarından bir kısmı ise şu şekildedir: Rüzgar türbinlerinin çevreci santraller olması, çevreye hiçbir olumsuz etkisinin olmadığı anlamına gelmemektedir. Rüzgar kaynağı açısından cazip yerlerin, genellikle bölgesel tüketimin düşük olduğu şebekenin uç noktaları olması, yeni iletim tesisleri gerektirmekte, enerjinin uzak noktalara taşınması nedeniyle kayıpların artması, şebekeyle bağlantı kurulmasında problem oluşmasına neden olmaktadır. RES’lerin yarattığı gürültüler yakın konumlardaki insanların kulağını rahatsız etmektedir. Rüzgar türbinlerinde gürültü mekanik ve aerodinamik sebeplerle oluşmaktadır. 2 MW güç kapasiteli rüzgar türbininden 200 metre uzaklıkta duyulan gürültü seviyesi 47 dB olarak belirlenmiştir. Habitat, bir canlının yaşadığı veya geliştiği bölge olarak tanımlanmaktadır. Rüzgar türbinlerinden etkilenen en önemli canlı grubu kuşlardır. Rüzgar türbinleri çalışma esnasında kuş ölümlerine neden olabilmektedir. Kuş ölümleri, genellikle kuşların toplu göçü sırasında karşılaşılan bir durumdur. Danimarka’da yapılan bir araştırmada, rüzgar türbinleri sebebiyle yıllık ortalama 20,000 civarında kuş ölümünün gerçekleştiği belirlenmiştir. RES’ler bulundukları bölgede rüzgarı kestiğinden ve farklı alanlara dağıttığından, mekanik etkilere neden olur ve birkaç derecelik sıcaklık değişimleri yaratarak doğallığı bozmaktadır. Özellikle çevrelerindeki uçan böceklere zarar vermektedir. Rüzgar akımlarının önüne geçtiğinden ve dağıttığından özellikle arılara büyük zararlar vermektedir. Rüzgar ile gelen polenlerin gitmesi gereken alanların önüne geçerek tozlaşmayı zorlaştırmaktadır. RES’lerin görsel ve estetik olarak rahatsız edici görüntüsü, kurulum alanının 2-3 km civarında bulunan radyo ve televizyon alıcılarında, radarlarda parazitler oluşturması, elektronik dalgalara zarar vermesi, sinyallerinin bozulmasına neden olması vb olumsuz çevre etkileri bulunmaktadır. Kamuoyu tarafından görüntü kirliliği oluşturduğu, manzara doğallığını etkilediğiden istenmemekte. Havacılık yetkililerine göre, geniş bir radar görüntü alanı yaratarak yakındaki uçakların fark edilememesine neden olması açısından ciddi tehlikeler oluşturduğu belirtilmiştir. RES’lerin kırsal alanlarda kurulumu, arkeolojik anlamda ciddi zarara neden olabilmektedir. RES’lerin bu zararlı etkileri Aydın’da en fazla Beşparmak dağlarında görülmektedir. Beşparmak dağlarının milyonlarca yıla dayanan geçmişi olan kendine özgü ekolojik ve arkeolojik yapısı RES’ler nedeni ile her geçen gün bozulmakta, yok olma tehlikesi taşımaktadır. Kesintisiz ve dengeli bir enerji kaynağı olmaması, şebekeye sağlanan gücün dengesiz olmasını sağlar. Rüzgar hızının değişken olması, istenilen her bölgeye rüzgar santrali kurulmasını engellemektedir. RES projelerine ekonomik yatırımların güvenle yapılabilmesi için, RES rüzgar türbinin kurulacağı araziden 50 m yükselik ve ortalama rüzgar hızının minimum 7.0 m/s şartının sağlanması gerekmektedir. Türkiye’de tüm enerji alanlarında olduğu gibi RES’lerde de yabancı şirketlerin egemenliği ve tekelleşmesi söz konusu. Temmuz 2014 ayı itibariyle Türkiye’de RES’lerin kurulu güç anlamında önde gelen türbin marka ve pazar paylarına baktığımızda Enercon (Almanya) Nordex (Almanya) ve Vestas (Danimarka) üreticilerinin ülkemizdeki payı yüzde 72 olmakla birlikte bu üç türbin üreticisinin dünya pazarında da yüzde 26,2’lik payı var. Rüzgar enerjisinin doğal, temiz, tükenmez, en zararsız enerji kaynağı olması, tamamen zararsız ve risksiz olduğu anlamına gelmiyor. Rüzgar enerjisi iyi yönetilmediği takdirde, çevresindeki ekosistem ve insan sağlığı için tehdit oluşturabilmektedir. Rüzgar tribünlerinin en büyük zararı insan sağlığına verdiği zararlar olarak görülmüştür. Bu zararlar 80 metreyi bulan kanatların insan duyma eşiğinin altında yaydığı seslerdir. Bu sesler insanlar üzerinde ileriki yıllarda doğuracağı hastalıklar büyük sorunların habercisi olarak görülmektedir. Bu zararlar, uyku bozukluğu, baş ağrıları, kulak çınlaması, sersemlik hissi, baş dönmeleri, konsantrasyon ve hafıza bozuklukları gibi daha birçok yan etkilerinin olacağı söylenmektedir. Umarız bu sonuçları görmeyiz. O nedenle RES için izin isteyen kuruluşların bu riskleri tamamen minimalize etmesi, RES’lere izin veren resmi makamlarında RES’lerin yapımı ve çalışmalarını çok sıkı şekilde denetlemesi gerekir. Yine yetkililer RES'lerin daha uygun yerlere kurulması için daha iyi çalışması, RES’lerin yan etkileri ve çevreye vereceği zararları en aza indiren çalışmalara ağırlık vermeleri gerekmektedir.