ÖNCE KALBİNİ (SONRA BEYNİNİ VE DAHA SONRA DA BEDENİNİ) DOYUR…(14)
Ömer Hakan Yavaşoğlu
Kendisinden yirmi yaş büyük olan ağabeyi, her zamanki gibi her iki kollarını yana açıp büyük bir muhabbetle “hoş geldin sefalar getirdin ,ne iyi ettin de geldin” diyerek karşılayıp salavat getirerek genç dostuna sarılmıştı.İşte o an lar var ya o an lar, o buluşma ve birlik halleri genç adamın ruhuna inanılmaz iyi geliyordu.Kısa bir halleşme ve hoş beş den sonra genç adam hemen mevzuya girip sabırsızca ve kafasına takılan İnsan-28 deki bütün-parça ilişkisinin anlamını soruvermişti.Neydi bütünü oluşturan parçalar arasındaki ilişki? Neden çok kuvvetli bir bağla bağlamıştı parçaları Yaradan? Ve neydi bu parçalar?ve parçaların hayatımızdaki karşılıkları?Ya bütün resim nasıl bişey idi?.
Söze öncelikle ,celal-cemal dengesinin bütünü oluşturduğundan bahsederek girdi M.ağabeyi.Bütün aslında birlik/vahdet/Tevhid bilincinden oluşuyordu. Tevhid herşeyi birşeyle, birşeyi herşeyle bağlayabilmek bilinci demekti.Nasıl yani ?dedim O’na. Herşeyin birbiriyle nasıl bir ilişkisi var? Acele etme dedi sabırla dinle lütfen.Bak Mevlana’nı “Ayna meseli”ni düşün bi.Ne diyor Mesnevisinde ? Her insanın karşısına çıkan her olay onun eksiğini,tamamlaması gereken tarafını oluşturur ki rahmeten onu eğitmek için gelen bir “AN”=”PARÇA”dır bu. Eğer kişi Bediüzzaman’ın “harf-i mana” dediği anahtar ile bu parça yı doğru okur ve gereğini yaparsa insan bu parça nın diğer an/parça’larla ilişkisini farketmeye başlar ve işte o an daki parçadan başka bir parça/an ‘a bağlantı kurmuş yani bütüne ulaşmış olur,deyivermişti.
Aklıma kuantum fiziğindeki temel prensiplerden birisi geldi hemen.Dalga-parçacık ilişkisi aslında bu ayetin söylediği bire bir aynı şeyi söylüyordu.Hayrete düşmüştüm.Bir an,dünyanın bi başka ucundaki bir Okyanusta Tsunami oluşturacak “kelebek etkisi” nin de benzer şeyi çağrıştırdığını farketmiştim. İşte ben de zihnimde farkında olmadan parça parça olan bu bilgileri bütünlüyor ve tek bir manaya (birlik bilinci) ulaşıyordum.Yani herbir ilimden(parça) elde edilen bilgi arasındaki kuvvetli bağı zihnimle kuruyor ve o ilimdeki bütüne ulaşıyordum farkında olmadan.
Aklıma hemen bütün bir fotoğraf olarak İmmün-sistem(bağışıklık sistemi) gelmişti.İmmün sistemi bozan sayısız PARÇA-faktörler vardı ve mesleğimin ilk yıllarında bunların her biriyle tek tek meşgul oluyor ve ona göre semptomatik bir tedavi veriyorduk modern tıp yaklaşımıyla lakin bütünle ilişkisini kuramadığımız için koruyucu hekimlik yapamıyorduk. Örneğin barsak floramızı bozan yoğun antibiotikler kullandığımız allerjik bünyeli hastaların Migren krizlerinde elimiz kolumuz bağlı fazla bir şey yapamazdık vakayı uyutup serum la bazı analjezikler vermek dışında.Migren hastalarına bütüncül gözle bakmaya başladığımızda ; yani koruyucu hekimlik yaparak onların başağrılarını tetikleyecek birçok PARÇA faktörden uzaklaştırdığımızda(karbonhidrattan fakir diyet, stresi yöneterek bertaraf etmek, barsak florasını korumak için probiyotik kullanmak vb.)o hastaların artık migren krizlerinin hayli seyreldiğini, yaşam kalitelerinin hayli yükseldiğini farketmiştim. (DEVAM EDECEK)
Yorumlar
Trend Haberler
Aydın'da müşterilerini dolandıran kuyumcuya 42 yıl hapis cezası
Nazilli’nin çözülemeyen sır dosyası: Kayıp Osman’dan 13 yıldır haber alınamıyor
Karacasu'da 49 yaşındaki Nazmi Sabancı ölü bulundu
Aydın’da ulaşıma zam geldi! İşte yeni tarifeler
58 yıllık tarih sona erdi: Nazillispor ligden çekildi
Türkiye'nin en büyük zeytinliği Karacasu'da
Aydınlı esnafların dikkatine: 1 Ocak'tan itibaren başlıyor
Karacasu'da korku dolu anlar: Mahalleli sokağa döküldü
Aydın’da zeytinyağı fiyatları açıklandı
Karacasu'da acı ölüm: Önce biber dizdi, sonra kendini astı
Resmi İlanlar