İnsanlara yol gösterici olarak gönderilen Kur’ân-ı Kerîm sadece ahirete yönelik tavsiyelerde bulunmaz. Onun bu dünyada, insanların birbirlerine zarar vermeden birbirleriyle iyi bir şekilde geçinmelerine yönelik de pek çok tavsiyesi vardır. Bu tavsiyelerle insanlara hem bu dünyadaki hem de ahiretteki mutluluğun yolu gösterilir. Bu tavsiyeler arasında Allah’tan (c.c) başka varlıklara kul olmamak, kasıtlı olarak bir mü’mini öldürmemek, namuslu kadınlara zina isnat etmemek, savaştan kaçmamak, dinden dönmemek, yeme içmede nankörlük ve taşkınlık etmemek, yapmayacağı şeyi yapacağını söylememek ve kasten suçu tekrar etmemek gibi davranışlar yer alır. Toplumsal hayata büyük zararlar veren bu davranışlar aynı zamanda Allah’ın (c.c) öfkesine sebep olur. Kur’ân-ı Kerîm’de bu davranışları yapan kişilerin büyük cezalarla karşılaşacağı bildirilerek insanlar bu davranışlardan uzak tutulur.
Kur’ân-ı Kerîm’de insanın öfkesiyle ilgili tavsiyeler de yer alır. Kur’ân-ı Kerîm öfkeden ve öfkeli insanlardan Allah’a (c.c) sığınılmasını ve sabredilmesini tavsiye eder. Hakkın sağlanması için çalışılırken öfkeli insanlarla karşılaşıldığında onlardan çekinilmemesi gerektiğine dikkat çeker. Öfkenin insana yanlış kararlar verdirebileceğini ve insanı adaletten ayırabileceğini vurgular. Öfke gerektirecek bir davranışta bulunan insanın, öfke kontrol
edilerek affedilmesi durumunda onun dostluğunun kazanılabileceğini, böyle davrananların hoşgörülü ve affedici birer insan haline geleceğini hatırlatır.
Öfke, gadap bir afettir. Sonu yıkım ve felakettir. Öfkeye hakim olmak ise üstün bir meziyet, yüce bir marifettir.
* Peki, öfke nedir?
Kişiyi herhangi bir olumsuz söz ve davranış karşısında onu etkileyen, insan bedenindeki kanın beyine hücum etmesi sonucu insanı çılgına çeviren, onu saldırgan yapan, kızgınlık, hışım, hiddet, şiddet, gazap haline getiren olaya öfke denir.
Öfke halinde kişi insanlığından çıkar, akıl devre dışı kalıp, mantıklı düşünme melekesi kaybolur. İşte o zaman felaket gelir, olacak olur. Ayıkla pirincin taşını denir. Ve bizi bulur.
Bir anlık öfke bir ömrün mahvolmasına neden olabilir. Allah korusun, o anda insan ölebilir ve öldürebilir. Bakmışsın birisi mezara, diğeri hapse girebilir. Bu da yetmez, çevremize onulmaz yaralar ve bitmez acılar bırakabilir.
İşte; öfke deyip geçmeyin. Bir anlık şiddet, büyük felaketlere yol açabilir. Öfke insan psikolojisini bozar, insan ruhunu esir alır. Aklı-fikri ve mantıklı düşünceyi yok eder. Bunun tabii sonucu da bela ve musibet olur. Onun için büyüklerimiz ne demişler; “Öfke ile kalkan, zararla yere oturur.” Öfke anında bağırıp çağırmak insana bir an ferahlık verse de, sonu elem ve keder olur. Hüzün ve üzüntüye dönüşür.
Yüce dinimiz Müslümanlık; insan hayatını, bedeni ve ruhi yapısını kötü yönde etkileyen bütün olumsuzlukları, zararlı hareketleri, kötü alışkanlıkları yasaklarken, bunlardan birisi olan öfke, şiddet ve gadabı da haram kılmıştır. İnsana zarar veren her şey haramdır. İnsanları sebep ne olursa olsun öfkelendirip onların zarar görmelerine sebep olanları kınarken, öfkelenmeyen veya öfkesini yenen şiddete mağlup olmayan irade sahibi müminleri övmüş ve onları genişliği yer ile gök arası kadar olan ve içerisi insan hayaline sığmayan nimetlerle dolu olan cennetlerle müjdelemiştir.
-R.SAV. “Yiğitlik güreşte rakibini yenmek değil, öfkeni yenmenizdir” buyurur. (Bahari Müslim)
-Öfke şeytanın nefesidir. (Hadisi şerif)
-Ateşin suyu söndürdüğü gibi, abdest de öfkeyi söndürür. (Hadis)