İranlı elitlerin ve yöneticilerin sözde Batı ile mücadelesi… Tabiatıyla Siyonist İsrail ile “it” dalaşı, tamamen danışıklı dövüştür. Dikkat edildiğinde görülecektir ki, İran Şii yönetiminin önünün açılması, hep bu “it” dalaşı ile olmuştur. Ama özüne baktığınızda… ABD yapımı Siyonist İsrail uygulamasına şahit olunacaktır. *** Gazete ve internet haber sitelerinde katil ve tedhişçi Kasım Süleymani'nin kızının bir fotoğrafını görmüşsünüzdür. “Düşman” ABD yapımı bir telefon ile katil babasının ölüm yıl dönümünde ağıt yakan kızının fotoğrafının yayınlanması, çelişkiden öte İran- Kapitalist Batı ilişkisini faş etmesi açısından dikkat çekicidir. İranlılar tarafından da büyük tepki çektiği anlaşılan o fotoğrafın serencamı ise şöyledir: ABD tarafından düzenlenen hava saldırısında öldürülen eski İran Devrim Muhafızları Kudüs Gücü Komutanı General Kasım Süleymani, 2. ölüm yıldönümünde İran’ın başkenti Tahran’da düzenlenen törenle anılmıştı. Ancak, esas gündem, Kasım Süleymani'nin kızı Zeynep Süleymani'nin fotoğraf karesi oldu. Törende konuşma yapan Süleymani’nin kızı Zeynep Süleymani, babasının İran halkının kalbinde hala yaşadığını ifade ederek, “Düşman, askerini söylediği her yalandan, uydurduğu her komplodan tanır. Kasım Süleymani İran halkının kalbinde hala yaşıyor” ifadelerini kullanmış. Kullanmış, kullanmasına da… Katil diye kötülediği ABD malı (…)13 Pro Max ile arzı endam etmesi çelişkiden de öte şuuraltı “teslimiyetin” varlığıdır. ABD'yi yok etme sözü veren Kasım Süleymani'nin kızı Zeynep Süleymani "Amerikan yapımı" telefon ile meydan okuması müthiş bir ironi… Aynı zamanda zihni işgalin su yüzüne çıkması. *** Siyonizm’e ve ABD ile mücadele ettiğini iddia ederek varlık sebebini izah eden İranlı Şii Yönetim anlayışına bakarsanız… Amaç için araçların mubah olduğunu görmeniz mümkün olacaktır. Yahudi-Hıristiyan Uygarlığının önünü açtığı Şii İran’ın Irak'taki pis işlerini gördüğünüzde Katil Kasım Süleymani’nin kızının verdiği “ironi” çok masum kalacaktır. Irak bağımsız milletvekili Şii mezhebine mensup Faik Şeyh Ali, Irak Meclisi’nde yaptığı konuşmada İranlı Şii milislerin rezaletini ortaya çıkarmış. Ve bu rezaletin soruşturulmasını talep etmiş. Faik Şeyh, Haşdi Şabi Şii terör örgütü Irak’ta dinen yasak olan her türlü melaneti işlediğini belirterek şunları söylemiş: “Bu guruplar Irak'taki Şii dini, siyasi partiler ve bazı siyasi mollaların yönetiminde hareket ediyor. Yasak olmasına rağmen aleni faaliyet gösteren genelevler Şii gurupların korumasındadır. Şii milisler bu genelevlerde fuhuş işlemektedirler (tabi muta nikâhı ile!). Buralardan gelir elde etmektedirler. Aynı zamanda alkol ve uyuşturucu ticaretini ellerinde bulundurmaktadırlar. Bu rezalete ve ahlaksızlığa son verilmelidir” (Kaynak: Gerçek hayat, Ağustos/2021-shf.78). *** İran Şii anlayışı böyle de Vehhabi Suudi Arabistan farklı mı? Onlar da “Küre”den Yahudi-Hıristiyan Kültürlerini çıkardılar. Sadece bir haberi verelim. Varın gerisini siz düşünün. Suudi Arabistan'ın Cizan kentinde düzenlenen Turizm Kış Festivalinde 3 samba dansçısının şehrin en işlek caddesinde yarı çıplak gösteri yaptı (Kaynak: https://www.yeniakit.com.tr/ haber/suudi-arabistani-karistiran-goruntu-1616276.html). “Bunun ne önemi var” derseniz… Tarihe bakın; yeter… *** Ayrıca bu makalenin yazıldığı sırada inancımıza boca edilen “pislik”ten daha net anlarsınız; ne demek istediğimizi… Kendini sanatçı zanneden sözde zanaatçı ve şarkıcının Hz. Âdem (as) ve Hz. Havva annemiz hakkında söylediği planlanmış çirkin şarkı sözlerinin ifade hürriyeti olarak kabul edildiği bir ortamda baştan beri zikrettiğimiz konunun ehemmiyeti kendiliğinden ortaya çıkacaktır. İlaveten, bu ifadeleri ( ne zaman söylenmiş olursa olsun) ifade özgürlüğü olarak kabul etmiyorum ve lanetliyorum. Vesselam.