"Babamın bir çekmecesi vardı kitlerdi orayı. Ama kilidi görseniz değsen açılacak. Ama hiç ellemezdik. Tabii vefatından bir süre sonra orayı açtık.” “Bir sürü şey çıktı. Koleksiyon yapmayı severdi, biriktirdiği bir şeyler çıktı. Onun dışında Amerika’dan gelen bir mektup vardı. İngilizce yazılmıştı. Mektupta şöyle diyordu, ‘Seni hiç tanımıyorum. Filmlerdeki hiçbir şeyi anlamıyorum ama seni izliyorum ve bu beni çok mutlu ediyor’ yazıyordu. Ali SUNAL
Bundan tam 23 yıl önceydi, 3 Temmuz 2000 24 yaşındaydım. Üniversiteyi yeni bitirmiştim. Nazilli’ye geldiğimde İsabeyli’de dedem ve anneannemlerle kalırdım. (Her ikisi de nurlar içinde yatsın.) Televizyonun olduğu odada tahta divan üzerinde yatardım. Dedem de her gün erken kalkar, televizyonu açardı… Asıl amacı beni uyandırıp bahçelere gezmeye götürmekti. Gençlik ya, geç saatlere kadar arkadaşlarla takıldığımızdan, sabahları biraz daha uyumak isterdim… Keşke dedem yaşasaydı da, o kahrolası traktör kazasında feci şekilde can vermeseydi de, Günlerce, aylarca bahçelerde gezseydik beraber, diktiği her ağacın öyküsünü dinleseydim, canım dedemden… Ancak değerler, maalesef kaybedilince anlaşılıyor hayatta… O sabah da, her sabah olduğu gibi televizyonu yine açtı dedem… O gün benim doğum günümdü… Çok fazla doğum günü meraklısı biri değilim ama, o gün bahane edilip, arkadaşlarla hünkar sofrası kuracaktık kendimize… Felekten bir gece çalacaktık çocukluğumdan beri omuz omuza olduğum can dostlarımla. Yaz günüydü, üşümemek için değil de, duymamak için örtünüyordum. Pikenin altından televizyonun sesi duyuluyordu. Bütün kanallar son dakika deyip, Kemal Sunal’ın kalp krizi sonrası öldüğünü söylüyordu… Duyduklarımın rüya olması için cenin pozisyonunda pikenin altından rabbime yalvarıyordum… Maalesef gerçekti.
Dedemin, ‘ Şaban ölmüş oğlum’ demesi, ölümün gerçek olduğunun ve o gün İnek Şaban’ı kaybetmenin sağlamasıydı. Uçakta kalp krizi sonucu yitirmiştik Gülen Adam’ı… Ne doğum gününü düşündük o gün, ne de hayalini kurduğumuz hünkar sofrasını. Sadece benim doğum günüme değil, Tüm Türkiye ‘ye yaz ortasında karakış gelmişti yaz sıcağında. O yüzden doğum günlerimde hiç sevinemem ben… Tam 23 yıldır, Benim Doğum Günlerim, Gülücüklerin Sustuğu Günlerdir. Ülkemin çocukları 2023 Temmuz’unda, kumandayla kanalları gezerken, rastladıkları bir Kemal Sunal filminde hala ‘Yaşasın Şaban’ın filmi’ diyebiliyorlarsa,
Oğlum kızıma, ‘abla çok seviyorum Şaban’ı , lütfen bu kanalı değiştirmeyelim!’ diyorsa, Kemal Sunal hala büyük bir efsanedir arkadaş. * Sönmemiş bir meşaledir, yeri doldurulamamıştır. Kemal Sunal bir ekoldür, Kemal Sunal bir kültürdür. Ruhun şad olsun Gülen Adam… Unutmadık. Unutmayacağız. Unutturmayacağız. İMZA : İmzasız!