Deprem felaketinin etkileri devam ederken, günde birkaç tane müteahhitin tutuklama haberini duyuyoruz yada TV’lerde görüyoruz. Bu yazılarımla sanki müteahhitleri savunuyormuşum pozisyonuna düşüyorum ama bunu sadece sistemin üç sacayağından birini oluşturan müteahhitlerin günah keçisi yapılarak, bu sistemin en önemli sacayağını oluşturan bürokrasinin kurtarılmasına yönelik adil olmayan çabalara olan tepkimdir. Neden sadece YAPI MÜTEAHHİTLERİ ?  Depremde kayan, yarılan, yok olan 3 Cm kalınlığında asfalt atılan yol müteahhitleri ve izine bile rastlanılmayan sanat yapılarının (menfez, köprü, viyadük vs….) müteahhitleri değil? Eğer bir suç işlenmişse, bu suçun bütün unsurlarıyla yargılanması gerekir. Bu yapılara ruhsat veren kaç tane belediye başkanı, imar müdürü ve diğer teknik personel tutuklandı? Mimari yapıya uygun olmayan  alanları imara açan imar komisyonlarının, belediye meclislerinin hiç mi suçu yok? Kanunun denetleme görevi verdiği denetim firmalarının hiç mi suçu yok?  Bence hepsi suçlu, herkes işlediği suçun hesabını vermeli, yüzbinlere ulaşacak ölümler, milyonları bulacak yaralanmalar, milyarlarca lira ile giderilemeyecek maddi kayıpların hesabı tüm suçlulardan sorulmalı ve yanlış yapan kimler var ise yargılanmalıdırlar. Bunun tartışılacak bir tarafı olamaz ve olmamalı ama bunu bürokrasiyi kurtararak, bütün suçu müteahhitlere yıkmak doğru değildir. Çünkü işini çok doğru yapan müteahhitler, belediye başkanları ve teknik elemanlarda vardır. Hepsinin suçluymuş gibi bir potada değerlendirilmesi yanlıştır. Evet, bunun için bir müteahhit ve mühendis faaliyet sicili olmalı gerek bina yapılarında, gerek sanat yapılarında, gerekse diğer yer altı ve yerüstü düzenlerine ilişkin işlerin imarı ile iştigal eden tüm müteahhitlerin, mühendislerin faaliyet sicili olmalı. Binaların projelendirilmesinden, iskan ruhsatı aşamasına kadar olan imar ve imalat safhalarının tamamı kayıt altına alınmalı, yapıların imar yasası ve yönetmeliği hükümlerine uygun yapılıp yapılmadığı, sanat yapıları ile diğer yapıların teknik şartnamelere uygun yapılıp yapılmadıkları tespit edilmeli, bağımsız denetim kurumu tarafından denetim safhasında tespit edilen olumsuzluklar müteahhitin ve diğer teknik personelin siciline olumsuz bir şekilde işlenmeli, olumsuzluğun hesabı sorulmalı ve o müteahhitin bu işinden sonraki işlerine ruhsat verilmemeli, ihalelerden yasaklanmalılar,  bu sektörlerde faaliyette bulunmalarına izin verilmemelidir. Sanat yapıları (köprü, menfez vb….) müteahhitlerinin de aynı şekilde sicilleri tutulmalıdır. Köprünün, menfezin vb. sanat yapılarının demirini ve betonunu çalan müteahhidin de hesabı sorulmalı ve bir daha ihale verilmemelidir. Oysa en büyük hırsızlar bu ihalelerde türeyen sözde müteahhit ve taşeronlardır. Ancak bunlar çeşitli başka isimler ve kurdukları onlarca başka şirketler adına tekrar tekrar ihalelere girerek tüyü bitmemiş yetimin hakkı olan demir ve betonu, işçiliği çalmaya devam ediyorlar. Günümüzde örnekleri oldukça çok, fakat bunlar diğer kamu kurumlarında ihaleler alamayınca, bu sefer belediyelere dadanarak ihalesiz işlerle çalmaya devam ediyorlar. Yapı müteahhidi kendi parasıyla iş yaparak para kazanmaya çalışmaktadır. Bu yapıları yaparken, yapılacak yada yapılan yapının müteahhit dışında teknik sorumluları var, daha da önemlisi en önemli ve nihai denetçi belediyenin kendisi var, yapılan yapıyı kontrol ederek iskana yada kullanılmaya elverişli olduğuna ilişkin ruhsatı vermektedir. Burada en son sorumlu tutulacak kişinin müteahhit olduğunu düşünüyorum, çünkü müteahhit sadece olayın parasal boyutunu karşılamaktadır.  Bu sebeple bu yıkımların ve cinayetlerin hesabı sorulurken belediye ve diğer yapının teknik boyutu ile sorumlu olan kamu kurumlarından ve diğer teknik sorumlulardan da, müteahhitle birlikte hesap sorulmalıdır. Bir önemli hususu daha belirtmekte fayda var, deprem bölgesinde insanlar can derdiyle uğraşırken kamu ihalelerinde yasaklı bir çok hırsız müteahhit ve taşeronun kepçesini ve kamyonunu kaptığı gibi bölgeye gittikleri, enkaz kaldırma bahanesiyle başka işlere giriştikleri, özellikle Hatay bölgesindeki tarihi eserlere ve kıymetli şeylere dikkat etmelerinde fayda vardır