Savaş elbette büyük yıkımdır insanlık için. Bu nedenle, savaşlara karşı çıkmak ve barışın egemen olduğu bir dünyayı özlemek son derece insanidir. Savaşların kaynağını kurutmadan mümkün değildir barış. Peki, nedir savaşların kaynağı? Emperyalist düzende savaşları sonlandırmak mümkün müdür? Savaşların gerisinde emperyalist devletlere egemen dev şirketlerin pazar, hammadde, nüfuz alanı arayışı bulunmaktadır. Emperyalist tekeller yayılma arayışı içindedir çünkü; ve doğal olarak birbirleriyle kıyasıya rekabet ederler. İşte bu rekabet belli bir noktaya ve tıkanmaya vardığında savaşlara yol açmaktadır. Unutmayalım ki savaş, siyasetin başka biçimlerde devam etmesidir. Emperyalist devletlerin dış siyaseti de temsil ettikleri dev özel şirketlerin çıkarlarını yansıtmaktadır. Böylece savaşların kaynağında, emperyalist sistemde köşe başlarını tutmuş uluslararası dev tekeller ve onların yağmacı çıkarları bulunmaktadır. Özellikle 1. Dünya Savaşı çarpıcı örneğidir bunun. Peki, emperyalist sistemin tepesinde hangi güç bulunmaktadır bugün? ABD Emperyalizmi. Zayıflayan hegemonyasına karşın halen böyledir. Diğer yandan NATO kimdir ve nasıl bir işleve sahiptir? NATO, komünizme ve emperyalizm karşıtı bağımsızlıkçı hareketlere karşı kurulmuş bir örgütlenmedir. Kimilerinin iddia ettiği gibi demokrasi ile de uzaktan yakından ilişkisi bulunmamaktadır. NATO, uluslararası dev tekellerin dünya ölçeğindeki sömürü ve egemenliğinin hizmetçisidir çünkü. Buradan kimlerin demokrasisinin çıkacağı bellidir. Özellikle de ABD tekellerinin emrindedir NATO. Bu nedenle NATO’ya damgasını vuran ABD’dir. Başka deyişle, NATO’nun genişlemesi ABD’nin, böylece ABD dev şirketlerinin genişlemesi demektir. Bu bilgiler unutulduğunda Ukrayna’da olan biteni sağlıklı değerlendirmek ve savaş karşıtı bir yaklaşım geliştirmek pek mümkün değildir. Ukrayna’daki savaşın kaynağında esasen NATO’nun, ABD’nin genişlemesi yatmaktadır. Eski Sovyet coğrafyasına doğru yayılan NATO’dur, ABD’dir. 2014 yılında Ukrayna’da seçilmiş hükümeti darbeyle indiren de ABD’dir. Böylece Rusya’yı kuşatmaya çalışan da. Ukrayna’daki kapitalist iktidar da tepeden tırnağa Batı Emperyalizminin kontrolü altındadır. NATO’nun, ABD Emperyalizminin genişlemesinin durması tüm insanlığın yararınadır. Peki, ABD ile NATO karşısında Rusya’nın müdahalesini/işgalini mi savunmak gerekiyor? Putin Rusya’sı da, dev şirketlerinin, oligarklarının çıkarlarını ve yayılma arzularını temsil etmektedir tabii ki. Rusya emekçilerinin değil. Emperyalizmin tepesinde ABD var ve asıl olarak o yayılıyor diye, gene emperyal hevesler içinde bulunan ve dev şirketlerinin pazar ve hammadde iştahını temsil eden Rusya Kapitalizminin yayılmasının savunulması mümkün değildir. Emperyalist yayılmacılık doğrultusunda rekabet halindeki dev şirketlerden ve kapitalist devletlerden bazılarını diğerlerine tercih etmenin hiçbir ülkenin emekçi halkına bir faydası yoktur. Emperyalist dünyada haklı arayışı ahmakçadır. Yağma ve soygun arayışında taraf tutulamaz. Bugün baş soyguncunun ABD olması bu gerçeği değiştirmemektedir. Gerekli olan, her ülkede emekçi halkın kendi soyguncularına, kâr güdüsüyle yayılma arayışında olan dev şirketlerine karşı çıkması ve onların saltanatını yıkmasıdır. ABD’de de, Rusya’da da, Ukrayna’da da… Soyguncu kapitalist iktidarlara savaş açmalıyız yani. Barışın yolu buradan geçmektedir.