Geçen hafta TBMM’de Finlandiya’nın NATO üyeliği oylandı ve bir tek hayır oyu çıkmadan oy birliğiyle kabul edildi.
***
Emperyalizme karşı olanlar, “Bu Memleket Bizim” diyenler, vatanseverler sorgulamayacak, dert etmeyecek mi bunu? “Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir” sözünün yazdığı TBMM böyle takdir etmiş diye geçiştirecek miyiz? Utanç duymayacak mıyız?
***
Çok açık ifade etmeli: NATO çokuluslu şirketlerin egemenliğine hizmet eden, özellikle de ABD çıkarları doğrultusunda örgütlenmiş bir emperyalist kuruluştur. Dünyanın önemli sayıda ülkesinin geri bırakılmasında ve bağımlı kılınmasında rol sahibidir. Unutmayalım; ABD gibi bir dizi dev ülkenin, dünyanın önemli kısmının canının okunması pahasına dünyada borusu ötüyorsa NATO’nun önemli payı vardır bunda.
***
Denizlerin, Mahirlerin yani 68 Devrimci Gençliğinin mücadelesi “NATO’ya Hayır” kampanyaları ile doludur. “Bağımsız Türkiye” NATO üyeliği ile birlikte mümkün değildir. Hem ABD zorbalığından, işgalciliğinden rahatsız olacağız, hem de NATO’yu bağrımıza basacağız! Olacak iş midir bu?
***
NATO’nun demokrasi ile, özgürlük ile, insanların refahı ile uzaktan yakından ilişkisi bulunmamaktadır. Dünyanın güvenliği bu denli risk altındaysa, NATO’nun ve onun temsil ettiği düzenin ve onların efendilerinin çıkarları çıkar karşımıza. NATO var oldukça ve genişledikçe insanlığın yaşamı kararmaya devam edecektir.
***
Peki, NATO bünyesinde; sola, komünizme, bağımsız ülke taleplerine karşı neredeyse tüm dünyada kurulmuş “Gladio”, “Kontrgerilla”, “Derin Devlet” isimli eli kanlı örgütlere ne diyeceğiz? Unutacak mıyız, ya da göz ardı mı edeceğiz bunları?
***
Seçimlere az kaldı. Bir şeylere karşı olduğumuzu, bir şeyleri de savunduğumuzu göstermek üzere oy kullanacağız. Oy kullanarak benimsediğimiz fikirlerin güçlenmesine katkı sağlayacağız. Lakin hem demokrasiden, özgürlükten dem vuran, hem de hararetli şekilde NATO’cu, Amerikancı partilere mi oy vereceğiz mesela? Ya da emekten yana gibi görünüp emekçi düşmanlığı tescilli olan NATO’yu baş tacı eden düzen partilerini mi destekleyeceğiz? Ne yaman çelişkidir bu!
***
Velhasıl, NATO’yu sorgulamadan, giderek reddetmeden, ve NATO’ya karşı olan fikir ve partileri güçlendirmeden ne demokrasi mümkündür ne özgürlük ne de aydınlık yarınlar. Havanda su dövmeye gerek yok!